Fiyat tutturmak zorlaştı, Özbekistan ve Mısır’da üretim arayışımız var

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

BİRLEŞMİŞ Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, Suat Soysal’ın liderliğinde gerçekleşen Perakende Günleri kapsamında Trendyol ve Vakıf Katılım’ın desteğiyle gerçekleşen bir buluşmaya davet etti.

Perakende Günleri’nin gerçekleştiği Haliç Kongre Merkezi’ne girerken işletmeci şirketin patronu Naci Topsakal’ı aradım. Topsakal’la buluştuğum anda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe geldi. Perakende Günleri çerçevesinde şirketlerin, markaların kurduğu stantları da kısmen dolaşarak buluşma alanına geçtik.

Buluşma alanında ilk karşılaştığım sektör temsilcileri Vahap Küçük, Aziz Torun, Ayşen Zamanpur, İsmail Kutlu, Jaklin Güner, Dündar Özdemir, Ramazan Bingöl, Süleyman Orakçıoğlu, Serdar Sunay, Avi Alkaş, Zeynep Doğan, Ömer Taviloğlu, İsmail Bütün oldu. Ardından Suat Soysal’la karşılaşınca katılımın yüksekliğine dikkat çektim, şu yanıtı verdi:

- Bu yıl 9 bin 500 kişilik katılım var. Geçen yıl 9 bin 200 dolayındaydı. Her yıl adım adım artıyor.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, Perakende Günleri’ne katılım yoğunluğuna farklı bir yorum getirdi:

- Özellikle hazır giyimin ihracat tarafında önemli bir yavaşlama söz konusu. Sektör temsilcileri zamanı Perakende Günleri’nde değerlendirmek istemiş olmalı.

Söz ihracattan açılınca Ramazan Kaya’ya Çin, Bangladeş, Pakistan, Hindistan ile Avrupa ülkelerine dönük fiyat farkının nasıl geliştiğini sordum:

- Şu anda Türkiye’de üretim yapan hazır giyimciler olarak dünya markalarına verdiğimiz ürünlerde yüzde 40 dolayında pahalı kalıyoruz sözünü ettiğiniz ülkelere göre. Makas bu kadar açılınca fiyat tutturmakta çok zorlanmaya başladık.

Yakın zamanda amcası Mehmet Kaya’nın Genel Müdürlüğünü yürüttüğü, kendisinin Yönetim Kurulu Üyesi olduğu TYH Uluslararası Tekstil Pazarlama A.Ş. adına yakın dönemde Özbekistan ve Mısır’a gittiğini bildirdi. İki ülkeye seyahat amacını merak ettim:

- Özbekistan ve Mısır’da yatırım mı düşünüyorsunuz?

Şöyle yanıtladı:

- Özbekistan ve Mısır’da başta asgari ücret olmak üzere maliyetler Türkiye’ye göre epey düşük. Bizde giydirilmiş asgari ücret maliyeti 600 dolar dolayında. Söz konusu iki ülkede 200-250 dolar.

Yatırımda önceliği hangi ülkeye vereceklerini de sordum, anlattı:

- Öncelikle Mısır’a yatırım düşünüyoruz. Mısır’dan ABD’ye yüksek gümrük vergisine takılmadan ihracat yapmak mümkün. Zaten Mısır’da sektörümüzden yıllardır üretim yapan Türk şirketleri var.

2000 yılında kurulan TYH Tekstil’i Akhisar Ticaret Borsası’nın önderliğinde düzenlenen zeytin hasadı dönemlerinde öğrendim. Akhisar iş dünyasının önemli isimlerinden Ufuk Merde, organize sanayi bölgesi turlarımızda TYH Tekstil’in oradaki tesislerini de gezmemizi sağladı.

Daha sonra Ramazan Kaya ile Keşanlı Yönetici ve İş İnsanları Derneği’nin (KEYİAD) Keşan’daki toplantısında karşılaştık.

TYH Tekstil, 22-23 yıla Keşan’dan Akhisar’a uzanan farklı bölgelere 10’un üzerinde üretim tesisini sığdırdı. Yarattığı istihdam 40 bini buldu.

Şimdi, ihracatta rekabet gücü sağlayabilmek için öncelikle Mısır’a yatırımı gündemine almış bulunuyor…

Merkez Bankası’nın değil ‘Harem Kuru’ esas alınıyor

BİRLEŞMİŞ Markalar Derneği’nin (BMD), Perakende Günleri kapsamındaki buluşmasındaki sohbetlerde döviz piyasasında yaşananlar da gündeme geldi. Yoğun ihracat yapan bir iş insanı dövizle ilgili işlemlerde piyasanın artık Merkez Bankası kurlarını dikkate almadığını belirtti:

- Piyasada iyiden iyiye çift kur oturdu. Normalde şirketler işlemlerinde Merkez Bankası kurlarını esas alırdı. Hesaplar ona göre yapılırdı. Son aylarda durum değişti. Genelde “Harem Kuru” esas alınıyor.

“Harem Kuru”nun ne demek olduğunu açtı:

- “Harem Altın, Harem Döviz” adlı şirket var. Gördüğüm kadarıyla serbest piyasayı ya da Kapalıçarşı’yı temsilen birçok şirket “Harem Kuru”nu dikkate alıyor.

İkili kurun son durumunu şöyle özetledi:

- Kapalıçarşı ile Merkez Bankası kurları arasında oluşan makas yüzde 7’yi buluyor.

İhracat dövizlerinin bozdurulması zorunluluğuna işaret ederek yaşanılan kayıplara örnek verdi:

- İhracatçı dövizini getirip Merkez Bankası’nda bozduruyor. Sonra dövize ihtiyacı olduğunda gidip Kapalıçarşı’dan alıyor. Yüzde 7’lik fark, ihracatçıya, işlem yapan şirkete yansıyor.

Yeni hükümet, piyasada oluşan “çifte kur”u ortadan kaldıracak adımları atabilecek mi?

5 yılda 7 bin 701 adet kültür varlığı ülkemize iade edildi

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’dan “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Kültür ve Turizm” kitabı geldi. Bakan Ersoy, yanında gönderdiği mektubunda kitabı şöyle tanımladı:

- Aziz Türk milletine, Kültür ve Turizm Bakanı sıfatıyla hizmet etme onurunu yaşadığım 5 yıllık dönemin bir özet sunumu, emanetlerine nasıl sahip çıktığıma dair milletime karşı sorumlu olduğum bir hesap dökümüdür.

Kitabın “Kültürel Varlıklarımız” başlıklı birinci bölümünde ilk sırada “Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi”nin ibadete açılışına ilişkin bilgi ve fotoğraflar yer aldı. Ayasofya’yı Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yeni haliyle inşası ve hizmete açılması izledi.

Ersoy’un “Kültürel Varlıklarımız” listesinin 3’üncü sırasına Rami Kışlası’nın kütüphaneye dönüştürülmesi projesi yerleşti.

Kitabın “Yaygınlaştırılan ve Güçlendirilen Müzeler” başlıklı bölümünde şu bilgilere yer verildi:

· 2023 yılı itibariyle:

- Bakanlığa bağlı 122 müze müdürlüğü

- Bakanlığa bağlı müze ve bağlı birim sayısı 212

- 368 özel müze

- Özel müze eser ve oje sayısı 427 bin 700

- Koleksiyoncu eser ve obje sayısı 279 bin 647

Kitapta yurtdışına kaçırılan tarihi eserler üzerinde de duruldu:

- 2018-2023 yılları arasında toplam 7 bin 701 adet kültür varlığı ülkemize iade edildi.

Kültür varlıklarının tescili çalışmaları da şöyle paylaşıldı:

· 2019-2022 yılları arasında 10 bin 965 adet tespit çalışması yapıldı.

· 4 bin 699 adet SİT alanı tescillenerek koruma altına alındı.

· 13 bin 331 adet taşınmaz kültür varlığı tescillenerek koruma altına alındı.

· SİT alanı sayısı 23 bin 632’ye, taşınmaz kültür varlığı sayısı ise 122 bin 144’e ulaştı.

Türkiye’yi dünyada tanıtma konusundaki çalışmalar da şöyle özetlendi:

· 2019 yılında 12 ülkede TV reklamı, 6 ülkede yazılı basın, 37 ülkede dijital reklam çalışmaları gerçekleştirdik.

· 2020 yılında TV reklamlarında 17, yazılı basında 8 ülkeye, dijital reklamlarda ise 80 ülkeye ulaştık.

· 2020’deki pandemi gündeminden sonra 2021’de iletişime kesintisiz devam ettik. 23 ülkede TV reklamlarımız, 90’dan fazla ülkede dijital reklamlarımız yayınlandı.

· 2022 yılında ise 200’ü aşkın ülkede yayın yapan global haber kanallarının yanısıra 33 ülkenin ulusal TV kanallarında da reklamlarımız yer aldı.

· 87 ülkede dijital reklam vererek 18.2 milyar gösterime ulaştık.

Mehmet Nuri Ersoy, kitabın ekindeki mektubunun son bölümünde şu ifadelere yer verdi:

- Bu eser, işi liyakat sahiplerine teslim etme iradesini dilde değil eylemde hayata geçiren, her adımımızda çok değerli fikirleri, “Türkiye Yüzyılı”na kilitlenmiş iradesiyle yanımızda olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a vefa borcumdur…

Ersoy, Türkiye’nin kültür ve turizminin 5 yılına damgasını vurdu, hesap dökümünü de bir kitapta toplama yolunu seçti…

Tüm yazılarını göster