Hazine neden ihtiyacının 2.5 katı borçlandı?

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI

Merkezi yönetim bütçesi, herhangi bir ekonomi için temel ekonomi metinlerinden birisidir. Bu metin ve ona temel olan ekonomik tercihler, hem siyasi iktidarın ekonomiyi nasıl yöneteceği, vergileri kimlerden ne kadar toplayacağı ve nasıl harcayacağı konusunda bilgi verir, hem de bu yolla tüm ekonomi aktörlerinin kararlarında bir pusula olur. Siyasi iktidarın da Meclis’in onayladığı bütçeyi sadakatla uygulaması beklenir.

Bunların hiçbirinin Türkiye’de olmadığını biliyoruz. Yürütme, Meclis’in kabul ettiği bütçeye göre değil, kendi keyfiyetine göre harcama ve borçlanma yapıyor; Meclis de bunun denetimini yapmıyor/yapamıyor.

2022 bütçesi bunun son sivri örneklerinden biri olarak yerini aldı.

İktidarın “Çin modeli” diyerek fırlattığı kurlar ve enflasyon sonucu, 2022 bütçesi daha baştan tarumar olmuştu. 6 ay içinde ek bütçe çıkartıldı. İkinci bütçeye göre bütçe 278.37 milyar TL açık verecekti.

İkinci bütçenin çıkmasından sadece üç ay sonra orta vadeli program, ardından da 2023 bütçe teklifi açıklandı. Bütçe teklifinde aynı zamanda 2022 yılı bütçe gerçekleşme tahminleri de yer alıyor. Bütçe teklifinde gördük ki, ekonomi yönetimi birkaç ay önce yıl sonunda 278.37 milyar TL olacağını planladığı bütçe açığının, 461.19 milyar TL olacağını tahmin ediyor. Açık tahmini neredeyse ikiye katlanmıştı.

Daha da ilginci 2023 bütçe teklifi açıklandığında belli olan 2022 yılı 9 aylık bütçe açığı sadece 45.5 milyar TL idi. İktidar yılın son üç ayında bütçenin 415.7 milyar TL daha, yani 9 aylık açığın 9 katı bir açık vereceğini hesaplıyordu.

Ama bunlar da olmadı ve bütçe yılı 139 milyar TL açıkla kapattı. Yani 3 ay önce tahmin edilenden tam 322 milyar TL daha az bütçe açığı verildi.

Bu kadar kısa süreler içine bütçe gibi temel bir metinde böylesine devasa değişiklikler olması, uygulamada da aynı şekilde olağanüstü farklılıklar yaşanması bugüne kadar görmediğimiz bir keyfiyet.

Bunun bir tek nedeni var: Her şey seçime endekslenmiş durumda ve ekonominin karşı karşıya bulunduğu hiçbir risk, seçimi kazanma hesabının üstüne çıkamıyor.

Anlaşılan bir baskın seçim planlanıyordu ve 2023 bütçesi hazırlıkları bu hesaplara göre yapılmıştı. Baskın seçim için uygun şartlar yaratılamayınca, bütçe harcamalarının patlama saati ileriye alındı. Seçimler yaklaştıkça ülke siyasi tarihinde görülmemiş bir seçim ekonomisi uygulamasına şahit olacağız. Siyasi iktidar, seçime aylar kala yarattığı risklere hiçbir şekilde aldırmadan ortalığı paraya boğacak gibi gözüküyor.

Bunun bir işaretini de Hazine’nin nakit dengesi ile borçlanma ilişkisinde görüyoruz. Hazine 2022 yılına 169 milyar TL nakit açığı vermesine karşın 437 milyar liralık yeni net borçlanma yaptı. Hazine tarihinde ilk kez ihtiyacının 2.5 katı borçlandı. Yıl boyunca Merkez Bankası ve kamu bankalarına bu yolla depolanan miktar 330 milyar lirayı buldu. Bu da tarihte bir ilk olarak kayda geçti.

Her şey önümüzdeki seçim sürecinin, tarihte görülmemiş başka şeylere de tanık olacağımız bir süreç olacağına işaret ediyor.

Tüm yazılarını göster