Mustafa V. Koç’un adını taşıyan ödüller, 9. yılında azim, cesaret ve efsanevi başarılarla dolu hayatlara verildi. Olimpik Eskrimci Dr. Enver Yıldırım, Paralimpik Masa Tenisçi Abdullah Öztürk ve Olimpiyat Şampiyonu efsane güreşçi Ahmet Ayık ödül aldı.
Golf, binicilik, havacılık, dalgıçlık, off-road, kayak gibi birçok spor dalıyla ilgilenen merhum iş insanı Mustafa V. Koç’un anısı, sporun birleştirici gücüyle yaşatılmaya devam ediyor. Kalıcı teması ‘Olimpik değerlere katkı’ olarak belirlenen ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) iş birliğiyle hayata geçirilen “Mustafa V. Koç Spor Ödülü” bu yıl 9’uncu kez sahiplerini buldu. Olimpik kategoride milli eskrimci Dr. Enver Yıldırım, Paralimpik kategoride milli masa tenisçi Abdullah Öztürk ödüle layık görülürken, bu yıl ilk kez “Yaşam Boyu Spora Katkı Ödülü Olimpiyat Şampiyonu efsane güreşçi Ahmet Ayık’a verildi.
Önceki akşam Divan Kuruçeşme’de düzenlenen ödül törenine Koç ailesi üyeleri, Koç Holding ve Koç Topluluğu üst düzey yöneticileri, TMOK yöneticileri, sporcular, akademisyenler iş insanları katıldı. Açılışta Mustafa V. Koç’un spor hayatıyla ilgili küçük bir belgesel gösterimi yapılırken, Kürşat Başar’ın saksafon performansına ritmik jimnastikçi Selin Kılavuz Topçu da gösterisi ile eşlik etti.
Ödül töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Mustafa V. Koç Spor Ödülü Jüri Başkanı Caroline N. Koç, “Eşim Mustafa, sporu insanın kendini aşma yolculuğu olarak görürdü. Onu dostluk, mükemmeliyet ve saygı gibi olimpik felsefenin kuruluşu olan değerlerle anmak, hepimiz için büyük bir gurur” diyerek, şunları kaydetti: “Bugün çatışmaların ve kutuplaşmaların arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Böylesi bir dönemde farklılıklarımızı bir kenara bırakıp, birlik olmaya, birbirimizi anlamaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var. İşte bu yüzden, sporun temsil ettiği değerlere daha sıkı sarılmalıyız. Çünkü spor sadece rekabet değil; insanları bir araya getiren, farklılıklarımızı anlamaya davet eden evrensel bir dil. Bu yıl ödüllerimize yeni bir kategori daha ekledik. Yaşam Boyu Spora Katkı Ödülü ile bir ömür boyunca spora farklı alanlarda katkı sunmuş ve gelecek kuşaklara ilham olmuş isimleri onurlandıracağız. Bu ödülün maddi karşılığını, kazananlar adına yapacağımız bağışlarla Vehbi Koç Vakfı çatısı altında oluşturduğumuz özel bir fon aracılığıyla genç sporcuların gelişimine yönlendirme kararı aldık.”
Ödül gecesinin bu yılki onur konuğu ise Kadın A Milli Takım Teknik Direktörü Necla Güngör Kıragası oldu. Güngör Kıragası, “Spor sadece bir yarış değil. Önemli olan iyi insan olma çabasıdır. Kendi hayatımızı değerli kılmanın yoludur. Hele kadınsanız etkili bir hikaye anlatmak zorundasınız. Bir kız çocuğu topa her vurduğunda özgürlüğünü yeniden inşa ediyor. Olimpiyatta madalya alsanız da alamasanız da ertesi gün yeniden hiçbir şey olmamış gibi çalışmak zorundasınız. Zafer bir sonuç değil bir yoldur” diye konuştu.
Mustafa V. Koç Spor Ödülü Seçici Kurulu Prof. Dr. Aysel Pehlivan, Bağış Erten, Korhan Yamaç, ve Prof. Dr. Tennur Yerlisu Lapa’dan oluştu. Başkanlığını Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Caroline N. Koç’un yaptığı jüride ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve TMOK Başkanı Ahmet Gülüm bulunuyor.
TMOK Başkanı Ahmet Gülüm gecede yaptığı konuşmada, “Merhum Mustafa Koç ile henüz o hayattayken, ödülleri bizzat konuşmuştuk. Maalesef bu ödül törenlerini göremedi. Ama onun çok arzuladığı bir şeydi. Hatırasının bu şekilde yaşatılması ülkemizdeki spor kültürünün olgunlaşması için en güçlü araçlardan biri. Koç Topluluğu’nun Türk sporuna katkısı büyük. 1931 yılında merhum Vehbi Koç, Gençlerbirliği takımına verdiği destekle Türkiye’nin ilk spor sponsoru olmuştu. Türkiye olarak sporculara 3,5 milyar dolarlık yatırım yapıyoruz. Bunu yüzde 85’i yabancı sporcuların transferine gidiyor. Tam bu noktada gençlerimizin spora yöneltilmesi için iş dünyasına önemli bir görev düştüğünü söylemek istiyorum. 2027 Avrupa Oyunları İstanbul’da yapılacak. Bu 2036 Olimpiyatları için önemli bir adım. Rakiplerimizi yenip Olimpiyatı alabiliriz” şeklinde konuştu.
Olimpik kategorinin kazananı milli eskrimci Dr. Enver Yıldırım, törende yaptığı konuşmada sporculuğun fedakârlıkla dolu bir yolculuk olduğunu vurguladı. Yıldırım, şunları söyledi: “Bazen ailemizi, sevdiklerimizi, ülkemizi geride bırakıp ay-yıldız uğruna paha biçilemez bir emek veriyoruz. Bu ödül için arandığım ilk anda kendi kendime söylediğim tek şey şuydu: “Birileri emeklerimizi görüyor.” 1995 doğumlu Yıldırım, Türkiye Eskrim Milli Takımı üyesi ve ABB EGO Spor sporcusu. Türkiye’ye erkekler kılıç branşında 52 yıl aradan sonra Olimpiyat kotası kazandıran milli sporcu, 2024 Paris Olimpiyatları’nda tarihi bir başarıya imza attı. Büyükler bireysel kategoride ilk Avrupa Şampiyonası bronz madalyasının da sahibi olan Yıldırım, 2025 yılında bireysel erkekler kılıçta gümüş madalya kazandı.
Paralimpik kategorinin kazananı Abdullah Öztürk, ödülün kendisi için taşıdığı anlamı şu sözlerle ifade etti: “Dünya ve Avrupa Şampiyonaları’nda bayrağımızı göndere çektirip İstiklal Marşı’mızı okutmak tarifi olmayan bir duygu. Ama belki de her şeyden öte, engellilerin de yaşamın içinde olduğunu gösterdik. Sadece bir çocuğu bile evinden çıkartarak, ‘Ben de yapabilirim’ dedirtebildiysem ne mutlu bana.” 1989 Trabzon doğumlu milli para masa tenisçisi Öztürk, 2007’de Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun “Yerinde Spor” projesiyle spora başladı. 2016 Rio ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda üst üste iki kez altın madalya kazanarak tarihe geçti. Sporu yalnızca bir başarı alanı değil, toplumsal görünürlük ve cesaretin sembolü olarak tanımlıyor.
Bu yıl ilk kez verilen “Yaşam Boyu Spora Katkı Ödülü”nün sahibi Olimpiyat Şampiyonu Ahmet Ayık, ödülü “bu ülkenin sporuna adanmış bir ömrün yürekten takdir edilmesi” olarak nitelendirdi. “Aldığım madalyalar sadece benim değil, bu milletin alın teriydi. Her birini bu topraklara armağan ettim. Kadın güreşini ülkemizde başlatmak en büyük gururlarımdan biri oldu. Bu ödülü Türk güreşine gönül veren herkese armağan ediyorum. Çünkü güreş sadece bilekle değil, aynı zamanda yürekle yapılır,” dedi. 1938 Sivas doğumlu efsane güreşçi Ayık, 1965’te Manchester’da dünya şampiyonu, 1968 Meksika Olimpiyatları’nda ise Olimpiyat Şampiyonu oldu. Sporu bıraktıktan sonra Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı yaparak kadın güreşinin temellerini attı. Türk güreşine yön veren isimlerden biri olarak kabul edilen Ayık, bugün de genç sporculara ilham olmayı sürdürüyor.