Kıraç araziyi tarıma kazandırıyor, yağı 50 Euro’ya işlem görüyor

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

YURTDIŞINDA eğitimi hedefleyenlere danışmanlık hizmeti veren CD Study Abroad’ın Direktörü Çağlayan Özer, evlenmeden önce memleketi Kırklareli’nin Demircihalil Köyü’nde 81 dönüm arazi aldı.

Çağlayan Özer’in evlilik öncesi aldığı arazi, bundan 4 yıl önce eşi Ayça Özer için lavanta tarımı ve işlemenin yolunu açtı.

Turizm sektöründe çalışan Ayça Özer, iki çocuğunu okul çağında kadar büyüttükten sonra ara verdiği çalışma hayatına yeniden dönmek istedi.

O dönemde eşi Çağlayan Özer’le kafa kafaya verdi, lavanta tarımını, işlemesini araştırdı. Yaptığı araştırmayla şu bilgilere ulaştı:

  • Lavanta, kıraç ve kumlu toprak sever. Lavanta tarımı su gerektirmez. Lavantanın yetiştirildiği kıraç arazi tarıma kazandırılır.
  • Özellikle yağı çıkarıldığında lavantanın çok katma değerli bir bitki olduğu anlaşılır.
  • Lavanta 17-18 yıl yaşar. Yılda bir kez hasat yapılır.

Ayça Özer, 4 yıl önce arazinin 55 dönümlük kısmını lavanta tarlasına dönüştürdü. İlk yıl yüzde 10, ikinci yıl yüzde 30, 3’üncü yıl yüzde 70 verim aldı. Bu yıl lavanta verimi yüzde 100’e ulaştı.

Ayça Özer, yetiştirdiği yağlık lavantaları işlemek için bir de distilasyon tesis kurdu. Ardından eşinin önerisiyle kendi adından yola çıkarak markasını oluşturdu:

  • Aicha Lavanta…

Geçen cuma günü hepsiburada’nın “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” projesi çerçevesinde desteklenen Ayça Özer’in lavanta tarlasına gittik.

Hepsiburada Pazarlama Grup Başkanı (CMO) Ender Özgün, Girişimci Kadınlar Proje Koordinatörü Duygu Aktaş ve Kurumsal İletişim Direktörü Cem Tanır’la birlikte lavanta hasatına katıldık, Ayça Özer’den projesini dinledik:

-          Bizim yaptığımız gibi yağlık lavanta tarımı yapıp, işleyince bu bitkinin katma değeri çok daha iyi anlaşılıyor. Lavanta yağının litresi 45-50 Euro’dan işlem görüyor.

Eşi Çağlayan Özer’in Istranca Dağları’nın eteklerindeki araziyi yaklaşık 20 yıl önce farklı hayaller kurarak satın aldığını belirtti:

-          2018 yılı eylül ayında araziyi lavanta tarlasına çevirmeye karar verdik. Tarımla ilgilenenler bize çılgın gözüyle baktı. Başlangıçta 81 dönümlük arazimizin 35 dönümüne 52 bin adet lavanta fidesi diktik.

Dikime 2019 ve 2020’de de devam ettiklerini kaydetti:

-          Fide sayımız toplam 110 bin adete, dikili alanımız da 55 dönüme çıktı. Fidelerimizi saf lavanta olan “Lavandula Angustifolia” cinsinden seçtik. Fideleri dünyada önde gelen lavanta üretici olan Bulgaristan’dan getirdik.

2020 yılında Kırklareli merkezde 500 kilogram çiçek kapasiteli damıtım tesisi kurduklarını bildirdi:

-          Böylece kendi çiçeklerimizi kendimiz distile etmeye başladık. Böylece lavanta tarımından saf ve katıksız lavanta yağı üretimine kadar her şeyi kendimiz yapar hale geldik.

Markası “Aicha”yı yaratmasının ardından Ayça Özer’in yolu Hepsiburada ile kesişti. Hepsiburada, “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” projesi çerçevesinde Ayça Özer’e dijital reklamdan 500 fotoğraf çekimine, komisyon indiriminden kargo desteğine kadar farklı destekler sundu.

“Aicha Lavanta”, lavanta uçucu yağından saç bakım, vücut ve yüz bakım ürününe kadar farklı yelpazede üretim yapıyor.

Ayça Özer, başarıya doğru adım adım yol alıyor, basamakları çıkıyor…

Lavanta tarlası turu öğrenciye burs yaratıyor

AICHA Lavanta’nın kurucusu Ayça Özer, abisiyle birlikte Türk Eğitim Vakfı (TEV) bursiyeri olduklarını belirtti:

-          Lavanta tarlalarımızı ücretli tur ve fotoğraf çekmeye açtık. Giriş ücreti 20 lira. Biriken parayı TEV’in burs fonuna bağışlıyorum. Bu şekilde bursiyeri olduğum TEV’e katkı vermeye çalışıyorum.

Baba mesleği tekstili bıraktı, Kaz Dağları’nda ‘Manuka Balı’ üretiyor

HEPSİBURADA Pazarlama Grup Başkanı (CMO) Ender Özgün, Girişimci Kadınlar Proje Koordinatörü Duygu Aktaş ve Kurumsal İletişim Direktörü Cem Tanır’la Ayça Özer’in Demircihalil Köyü’ndeki lavanta tarlasından sonra Ahmetce Köyü’ndeki Vino Dessera Bağevi’ne geçtik.

Vino Dessera’daki sohbette Hepsiburada’nın “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” projesiyle desteklenen bir başka kadın girişimciyi, “Queenida” markasının kurucusu Derya Demircan’ı dinledik:

-          8 yıl öncesine kadar tekstil sektöründe, babamın iş yerinde çalışıyordum. “Baskıcı Ali Usta”nın kızıydım. 8 yıl önce kapattık. Arıcılık eğitimi aldım. Eşimin Avustralya’da dikkatini çeken “Manuka Balı”na kafa yorduk.

Pervari’den (Siirt) Hizan’a (Bitlis), Macahel’den (Artvin) Anzer’e, Kaz Dağları’na kadar dolaştı, numuneler aldı. Sonunda Kaz Dağları’nda arıcılık yapmaya, bal üretmeye karar verdi:

-          “Manuka Balı”, özelliğini aynı adı taşıyan manuka bitkisinden alıyor. Biz de manuka ile aynı familyadan olan yabani sarımsakın yetiştiği bölgeye yöneldik. Kovanlarımızı oraya yerleştirdik.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Genç Çiftçi” desteğinden yararlanıp 50 kovanla başladıklarını belirtti:

-          Balın prolin düzeyi antioksidan özelliğini gösteriyor. Anzer Balında 1200 dolayında olan prolin, Manuka Balında 1600’e yaklaşıyor. Biz kahvaltılık değil, sağlık için günde bir kaşık tüketilecek bal üretiyoruz.

Bayramiç’te çiftlik kurduklarını, kocan sayısını 450’ye çıkardıklarını kaydetti:

-          Hepsiburada’dan Duygu Hanımla (Aktaş) KAGİDER’in bir eğitim programında tanıştım. “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” projesi kapsamına da o tanışma sonrası dahil oldum.

Derya Demircan, Tarım Bakanlığı’nın “Genç Çiftçi” desteğiyle girdiği “Manuka Balı” üretimini, Hepsiburada’nın “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” projesiyle daha da geliştiriyor…

Ürün aldığımız 70 bin KOBİ’nin 30 bini kadınlara ait şirketler

HEPSİBURADA Pazarlama Grup Başkanı (CMO) Ender Özgün, 110 milyonu aşkın ürünün platformlarında yer aldığını belirtti:

-          70 bini aşkın KOBİ’nin ürünü Hepsiburada üzerinden vitrine ve pazara çıkıyor, tüketiciyle buluşuyor. Bu KOBİ’lerin 30 bini kadınlara ait şirketlerden oluşuyor.

Girişimci Kadınlar Proje Koordinatörü Duygu Aktaş, “Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü” projesiyle ilgili şu bilgiyi paylaştı:

-          Cirosu 50 bin liraya kadar olan kadın girişimciler projemizden yararlanabiliyor. Bu destekle yola çıkmış oluyorlar.

Ender Özgün, pandemiyle birlikte e-ticaretin yükselişe geçtiğini vurguladı:

-          Türkiye’de toplam perakende ticaretin içinde e-ticaretin payı yüzde 13-14’lere çıktı. e-ticarete ilgi artıyor. E-ticaret ile alışveriş daha hızlı, daha kolay gerçekleşiyor. Türkiye’nin en ücra köşelerindeki ürünlere e-ticaretle ulaşmak daha kolay oluyor.

Tüm yazılarını göster