Körfez’de yatırım arayışı

Osman AROLAT AROLAT'tan

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti, özelleştirme, şirket ortaklıkları ve doğrudan yabancı sermaye girişi konusunu gündeme taşıyan EKONOMİ muhabiri arkadaşımız Mehmet Kaya, doğrudan yabancı sermaye girişinin son yıllarda en düşük seviyesinde olmasını ele alan haberinde, beklentinin Körfez bölgesinden olduğunu vurgulamış. Habere göre anlaşmaların özeleştirme, şirket ortaklıkları/satışları, yeni yatırımlar ve gayrimenkul alanlarında 20-30 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Ancak Suudi’lerle imzalanan ‘’Karşılıklı Yatırımların Korunması Anlaşması‘’ dışında somut bir sonuç yok.

Kaya’nın haberinde doğrudan yabancı yatırım girişinin son yılların en düşük seviyesinde olduğu belirtilirken, ”Türkiye’ye Ocak- Mayıs döneminde 2.1 milyar dolarlık doğrudan sermaye girişi olurken, Türkiye’den dışarıya 2 milyar dolar sermaye çıkışı olduğu” bilgisine yer verilmiş.
Bu haberin ardından doğrudan yabancı sermaye verilerini irdeledim. Bir kere genel bir tespit yaparak dünya genelinde bir yabancı sermaye cinsinden bir fon fazlası olduğunun altını çizeyim. Dünya genelinde 2021’de 1.6 trilyon $ ve 2022’de 1.2 trilyon $‘lık yabancı sermaye yatırımı gerçekleşmiş. En çok yatırım sırasıyla ABD, Çin ve Brezilya’ya yapılmış. Türkiye, 2000’li yıllara kadar bir milyar doların altında yıllık doğrudan yabancı sermaye girişi sağlıyordu. 2001’de bu rakam 3.4 milyar dolara yükseldi. 2006 ‘da 20 milyar dolara, 2007 yılında 22 milyar doları gördükten sonra geriledi. 2022 yılında 6.1 milyar dolar seviyesinde kaldı.

Sıcak para hareketleriyle beslenen ülke içi tasarruflarla yüzde 3-4’lük bir büyüme elde edebiliyoruz. Büyümeyi yüzde 5’lerin üzerine çıkartmak için topraktan yatırım yapan doğrudan yabancı sermayeye ihtiyacı olan bir ekonomik yapımız var. Körfez ülkelerinden gelecek sermayenin hem sınırlı, hem de özel güdümlü fonlar olacağını unutmamak gerekiyor. Yabancı sermayenin anlamlı adresi gelişmiş batı dünyası. O da istikrar ve demokratik uygulama garantisi istiyor. Ancak böyle bir çerçevenin garantisi yabancı sermayenin geliş nedeni olabilecek. Ben resmi böyle görüyor ve yorumluyorum…

Günün Sözü: Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin devamı için oylamada ‘’hayır‘’ dedi. Kısa vadede sıcak gelişme söz konusu olmayacak.

Tüm yazılarını göster