Radikal liderlik

Burak DALGIN Dünya Penceresi

Avusturyalı ekonomist Schumpeter (1883-1950) eski ve köhne iş modellerinin veya teknolojilerinin yerine yenilikçi, verimli ve daha etkili olanların gelmesine Yaratıcı Yıkım demişti. Şirketlerimiz bu tür zorlu geçişleri tüm ekibi seferber eden radikal liderlikle başarabilir.

İş dünyasındaki büyük dönüşümler için kullanılan disruption teriminin dilimizde tam karşılığı yok. Zira parçalanma, kesintiye uğrama, bozulma gibi anlamları olan bu kelime, iş hayatında radikal değişim/ dönüşüm anlamına geliyor. Buna en bariz örneklerden biri, fotoğraf filmi, kaset/ CD veya faks gibi cihazların hızla hayatımızdan çıkması.

Rekabetin küreselleşmesi, teknolojik imkânların artması ve tüketici taleplerinin çeşitlenmesi neticesinde, pek çok şirket artık her an radikal değişim riskiyle karşı karşıya. Peki, sizin şirketiniz de bunlardan biri mi?

Şu belirtilerden birkaç tanesini gözlemliyorsanız, dikkatli olmanızı öneririm. Sektörünüzde ürün (yeni teknoloji) veya pazar (müşteri tercihi, yeni açılan ülkeler) yapısında değişiklik var mı? Yeni rekabetçi oyuncular pazara giriyor mu? Teknolojik değişiklikler ürün/ hizmet yapınızda köklü değişime yol açıyor mu? Şirketinizin içsel zorlukları var mı (insan kaynağı, finansman)?

Bu paragrafı okurken başınızı onay anlamında sallamaya başladıysanız veya ‘Evet, bu bizim şirketin durumunu anlatıyor’ diye mırıldandıysanız, geleneksel metodların ötesinde bir yaklaşıma ihtiyacınız var.

Bunun için temel değerlerinizi ve iş yapış önceliklerinizi güncellemeniz şart. Üç örnek vereyim. Muhtemelen yavaş hareket ediyorsunuz – esneklik ve adaptasyon kasınızı güçlendirmenizi öneririm. Şirketinizin plan ve iş süreçlerini değiştirebilmeyi, daha sık karar alabilmeyi ve daha yüksek hatayı kabullenebilmeyi öğrenmesi gerekiyor. Muhtemelen konfor alanınıza sıkıştınız – inovasyon ve yaratıcılık vurgusunu artırmanızı öneririm. Çalışanların fikirlerini paylaşmalarına ve önerdikleri yenilikleri test etmelerine imkân sağlamanızda yarar olacaktır. Muhtemelen müşteriden çok kendinizi dinliyorsunuz -- şirketin pusulası müşterinin söylediği ve söyle(ye)mediği şeyleri dinlemek olmalı. Günümüz teknolojisi 10-15 yıl önce hayal dahi edemeyeceğimiz verileri analiz etme imkânı sunarken müşterinizi çok yakından tanımamanızın hiçbir mazereti olamaz.

Tüm bunları başarmak için şirketinizin her kademesinde radikal liderlik dediğim bir yönetim üslubu gerekiyor. Bu, geleneksel yaklaşımdan çeşitli açılardan farklılık gösteriyor. Mesela, mevcut durumu kabullenme yerine sorgulama, bildik ezberlerle hareket etme yerine risk alma, katı hiyerarşi yerine çevik ekiplerin işbirliği, katılık yerine esneklik, uzun müzakereler yerine iyi tasarlanmış saha testleri.

Radikal liderlik bireysel bir durum değil, tüm şirketinizin benimsemesi gereken bir yaklaşım. Zaten aksi takdirde, esneklik yerine katılaşma, yaratıcılık yerine sönüklük, risk alma yerine konfor alanının baskın gelmesi kaçınılmaz. Bence tüm çalışanları seferber eden bir yaklaşımını sırrı ise Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un sözlerinde saklı: ‘Akıllı insanları işe almak ve onlara ne yapacaklarını söylemek mantıklı değil. Akıllı insanları işe alıyoruz ki bize ne yapmamız gerektiğini söylesinler.’

Tüm yazılarını göster