Teknoloji, Sürdürülebilirlik ve Değer Yaratma: Yeni Nesil Marka Stratejileri

Ada Su Ünlü
Ada Su Ünlü Adasu@nb.com.tr

Seçimlerin ardından, ülkemizin ekonomik yol haritasını yeniden şekillendireceğimiz bir döneme girdik. Teknolojinin hızla ilerlemesi, çevresel sürdürülebilirliğin aciliyeti ve insan odaklı stratejiler, iş dünyasında artık büyük bir dönüşüm sürecinin kapılarını aralıyor. Bu dönüşüm, tüm sektörlerdeki iş yapış biçimlerini köklü bir şekilde değiştirecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuları TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile detaylıca konuştuk ve birlikte geleceğin iş dünyası hakkında çok önemli tespitlerde bulunduk.

Eski İş Yapma Modelleri Artık Geçerli Değil

Orhan Turan, özellikle geleneksel üretim ve ticaret anlayışlarının artık geçerliliğini yitirdiğini vurguladı. Türkiye'nin geçmişteki ihracat artışı, çoğunlukla istikrarlı bir kur ile gerçekleşti, fakat bu modelin artık sürdürülebilir olmadığını söyledi. Turan, "Düşük maliyetli iş gücü ile rekabet etmeyi bırakmalıyız. Katma değer yaratmadan, markalaşma ve teknoloji odaklı üretim yapmadığımız sürece uzun vadede bu gelişmeleri sürdüremeyiz," dedi. Artık şirketler büyük verileri topluyor ve bunları anlamlı hale getirecek analitik becerilere ihtiyaç duyuyor. Bu da hem altyapı hem de insan kaynağı açısından ciddi bir dönüşüm gerektiriyor.

Küresel Düşünme Zamanı

Türkiye'nin mevcut iş yapma biçimi çoğunlukla yerel ve günlük ihtiyaçlara odaklanmış durumda. Ancak Orhan Turan, bu zihniyetin değişmesi gerektiğini ifade etti: "Yeni dönemde, küresel düşünme becerisini kazanmamız şart. Gündelik zorluklarla meşgul olmak yerine, dünyanın büyük dönüşümünü kavrayıp buna ayak uydurmamız gerekiyor," dedi. Bugün, ülkeler global rekabette varlık gösterebilmek için sürekli yenilik yaparak ayakta kalmaya çalışıyor.

Eğitimde Reform Gereksinimi

Geleceğe hazırlıklı olmanın yolu eğitimden geçiyor. Turan, eğitim sisteminin değişen ihtiyaçlara göre şekillendirilmesi gerektiğini belirtti. "Eğitim, çağın gereksinimlerine uygun şekilde güncellenmezse büyük fırsatlar kaybedilir," dedi. Teknik ve nitelikli insan kaynağının, özellikle dijitalleşme ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda daha fazla önem kazandığını vurguladı. Bugün, çok sayıda üniversite mezununun bile inşaat gibi sektörlerde çalışmak istemediği gözlemleniyor. Ancak, bu alanlarda ciddi iş gücü açığı bulunuyor.

Rekabetin Artan Önemi

Rekabet, gelecekteki iş dünyasının belki de en belirleyici faktörü olacak. Turan, rekabetin sadece şirketler arasında değil, ülkeler arasında da daha da arttığını belirtiyor. Bu hızlı değişim ortamında, teknolojiye yatırım yapmayan ve inovasyonu benimsemeyen şirketlerin gelecekte varlıklarını sürdürebilmesi oldukça zor. "Teknoloji her işin merkezine yerleşmeli," dedi Orhan Turan, bunun altını çizerek.

İkiz Dönüşüm: Dijital ve Yeşil Teknolojiler

Bir diğer önemli konu ise "ikiz dönüşüm" kavramı. Hem dijitalleşme hem de yeşil dönüşüm, Avrupa'nın büyüme stratejisinde önemli yer tutuyor. Turan, Türkiye'nin de bu iki dönüşümü bir arada yürütmesi gerektiğini belirtiyor. Ülkenin teknoloji açığının 260 milyar dolar civarında olduğunu ve dijital dönüşüm için gerekli olan insan kaynağının da büyük bir eksiklik oluşturduğunu vurguladı. "Dijital dönüşümü hızlandırabilmek için 600 bin nitelikli eleman ihtiyacımız var," dedi.

Sonuç olarak, iş dünyasında artık hızla gelişen teknolojiler ve sürdürülebilirlik odaklı çözümlerle yeni bir dönem başlıyor. Türkiye'nin bu dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için eğitim, teknoloji ve rekabetin birleşmesi gerekiyor. Orhan Turan’ın söyledikleri, gelecekteki ekonomik başarı için yeni bir yol haritası oluşturuyor ve tüm paydaşların bu değişime ayak uydurması gerektiğini gösteriyor.

Tüm yazılarını göster