Geçen hafta pek çok kişi Moody’s adlı kuruluştan bir not artışı bekliyordu, ancak bu gerçekleşmedi. Peki, neden gerçekleşmedi? Bunun cevabını bulmak için kuruluşun açıklamasına daha derinlemesine bakmak gerekiyor. Moody’s açıklaması Türkiye ekonomisinin genel bir portresini çiziyor. Ve ilginç bir şekilde, bu portre sadece Moody’s gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının değil, birçok yabancı kurumun da kafasında canlanan bir resim.
Bu resme göre Türkiye ekonomisinin güçlü yanları var:
- Büyük ve güçlü bir ekonomi: Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biriyiz. İlk 10’a girme hedefimiz uzak olsa da ilk 20’den düşmek kolay değil.
- Çeşitlenmiş ekonomi yapısı: Birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla, Türkiye daha zengin bir ekonomik çeşitliliğe sahip. Üretim ve ihracat geniş bir yelpazeye yayılıyor, tek bir kaynağa bağımlı değiliz.
- Dayanıklı ekonomi: Yüksek şoklara ve yanlış politikalara rağmen Türkiye, krizlerden hızlıca toparlanma kapasitesine sahip. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı şokları başka bir ekonomi yaşasaydı yerle bir olurdu.
- Düşük kamu borcu: Türkiye'nin kamu borcu milli gelirine oranla birçok ülkeye göre daha düşük seviyelerde.
- Artan politika etkinliği: Rasyonelden uzaklaşılması ile zayıflayan makroekonomik ve parasal politikalar rasyonele dönüş ile son dönemde daha etkin hale gelmeye başladı.
Ancak Moody’s açıklamasında dikkat çeken zayıf yönler de bulunuyor:
- Kurumsal zorluklar: Her açıklamada vurgulanan bu sorun, ekonominin sürdürülebilirliği açısından önemli bir engel.
- Dışsal kırılganlıklar: Cari açık vererek büyüyen, dışarıdan gelen sermaye ile hayatta kalan bir ekonomi, dışsal şoklara karşı daha savunmasız hale geliyor. Jeopolitik alanda da Türkiye’yi doğrudan ve dolaylı etkileyecek o kadar çok gelişme var ki.
- İç politik riskler: Son seçimlerden sonra dört yıllık bir seçimsiz dönemin olması beklenirken, bir yıl geçmeden yeni seçim tartışmaları başladı. İç politik ortamın rahatlatılması gerekirken gerginlik süreklilik kazanıyor. Kesintisiz politik gerilim hali yerli ve yabancı yatırımcı da “ürkeklik” yaratıyor.
- Makroekonomik dengesizlikler: Moody’s, Türkiye'nin makroekonomik dengesizliklerini sürdürülebilir şekilde azaltmasının zaman alacağını belirtiyor. Son yıllarda Türkiye’nin gündemi ve ekonomik performansı, sadece not veren kuruluşları değil, doğrudan yatırım yapmayı düşünen yabancı yatırımcıları da temkinli bir şekilde beklemeye itiyor.
- Politikalarda tersine dönüş riski: Moody’s, Türkiye'nin para ve makroekonomik politikalarında tersine dönüş riski olduğuna inanıyor. Bu endişe, yabancı yatırımcıların da en büyük korkusu.
Rating kuruluşlarının çizdiği Türkiye resmi iki yıl öncesine kıyasla daha iyi ancak hala vasat ve sorunlu bir ekonomi tablosu sunuyor. Türkiye’nin içine düştüğü vasatlık ekonomik ilerlemenin ve daha yüksek kredi notlarına ulaşmasının önünde engel oluşturuyor. Türkiye'nin, yatırım yapılabilir seviyeye, yani BBB- seviyesine çıkabilmesi için güçlü bir plana ve uygulamaya ihtiyacı var. Bu da yukarıda sıraladığımız güçlü yanların pekiştirilmesi ve zayıf yönlerin üzerinde ciddi şekilde durulmasıyla mümkün.