Yüzde 45 faiz ne zamana kadar uygulanır?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✓ Hani "Mürekkebi kurumadı" denir ya, yüzde 45 faiz de biraz öyle ama daha şimdiden bu oranın ne zaman aşağı çekilebileceği tartışılmaya başlandı. 

✓ Eğer Merkez Bankası'nın perşembe günkü açıklamasına göre gidilirse enflasyon gelişmelerine bağlı olarak ne zaman ne yapılacağı belli. 

✓ Ama olması gereken iktisat kurallarını istisnai olarak uyguladığımız için ne zaman ne olacağını biz bilemeyiz, siyasetçiler bilir.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faizin yüzde 45’e çıkarılmasından sonra perşembe günü yaptığı açıklamada ne demişti, hatırlayalım:

“Parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkileri de göz önünde bulundurularak, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığı ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceği...”

Bu cümleden çıkarılacak soru çok açık:

“Gerektiği müddetçe denildiğine göre acaba kastedilen süre ne olabilir?”

O sürenin ne olabileceği belli değil ama süreyi tayin edecek ölçüler belli:

“Politika faizinin mevcut seviyesinin (yüzde 45’in), aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdürüleceği...”

Süreyi belirleyecek iki etken gözetilecek.

Birincisi; yüzde 45 faiz, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana” kadar uygulanacak.

Ama bu yeterli görülmüyor. İkinci olarak da “Enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması” beklenecek.

Merkez Bankası her ne kadar açıklamasında “Enflasyon görünümü üzerinde belirgin ve kalıcı riskler oluşması durumunda parasal sıkılık gözden geçirilecektir” diyorsa da artık yok; öyle üç dört ay üst üste çift haneyi zorlayacak ve yıllık oranı üç basamağa doğru tırmandıracak bir gidişat yaşanmazsa faiz artık daha da yukarı çekilmez. Bu cümle biraz, “Bir her şeye hazırlıklıyız” türü bir ifade, hepsi o. 

“Gerektiği müddetçe”ye yanıt bulabilir miyiz?

Önce şu gerçeğin altını çizelim.

Yüzde 45 faizin ne zaman değişeceğini, ağırlıkla da aşağı çekileceğini belirleyecek iki temel
etken var.

Biri; iktisat kuralları.

Diğeri; siyasetçinin ne istediği.

İşte “gerektiği müddetçe”ye yanıt ararken ancak ilkinden hareket edebiliriz.

Çünkü siyasetçinin ne zaman ne isteyeceğini bilmek mümkün değil.

Oysa Merkez Bankası iktisadi olarak ne olursa ne olacağını sıralıyor. Bizim irdeleyeceğimiz de zaten o..

Önce aylık enflasyon

Öncelikle aylık enflasyonun ana eğilimine bakılacak. Söylenen bu.

Merkez Bankası enflasyonun mayısa kadar yüksek gideceğini aylar öncesinden açıkladı. Hem mayıs için yıllık oranın yüzde 74’le zirveye çıkacağının beklendiği de yine çok önce ilan edildi.

Geçen yılın aralık ayı sonunda yüzde 65 olan yıllık oranın mayıs sonunda yüzde 74’e ulaşması, ilk beş ayda yüzde 22 dolayında bir artış beklendiğine işaret.

Yıllık oran için mayısta yüzde 74’e, yıl sonu için yüzde 36’ya işaret edildiğinde her ay aynı düzeyde artış varsayımıyla ilk beş ay için aylık yüzde 4’lük bir tahminde bulunmuştuk. Artık ilk beş ayın nasıl seyredeceği daha belirgin hale geldi.

Ocak ayında yüzde 9, şubatta sarkan etkisiyle yüzde 4.5 dolayında bir artış beklediğimizi bir kez daha belirtelim. Sonraki üç ayda aylık yüzde 2.5 artış yaşansa ilk beş ay toplamı yüzde 23’e yaklaşır, mayıstaki yıllık artış da yüzde 75 olur.

Merkez Bankası ocak ve şubattaki yüksek oranları aylık enflasyonun ana eğiliminin bozulması olarak görmez. Bu oranlardan dolayı da bir faiz artışına gidilmez. Zaten sonrasında oranlar görece düşük gelmeye başlar ve faiz artışı hiç gündeme gelmez.

Mayıstan sonra ne olur?

Yıllık oran dile getirdiğim aylık tahminlere göre ocakta yüzde 68, şubat, mart ve nisanda yüzde 71, mayısta yüzde 75 olur.

2024 enflasyonunda mayıs dönüm noktası... Doğalgazda geçen yıl başlatılan sıfır fiyat uygulamasından dolayı 2023’ün mayısındaki sıfır oranın etkisiyle bu yıl zirve mayısta görülecek ve sonrasında düşüş başlayacak. Hele hele temmuz ve ağustosta ne düşüş olacak!

Mayısta yüzde 74-75’e ulaşacak yıllık oranı yüzde 36 olarak ilan edilen düzeye indirmek gerçekten ciddi ciddi düşünülüyorsa haziranla birlikte ekonomi tam bir cendereye alınacak demektir. Tamam baz etkisiyle hızlı bir gerileme olacak ama yine de yüzde 36 çok zor. Zaten Merkez Bankası da kendine yüzde 42’ye kadar bir alan tanımış durumda, tahmin 36 ama üst sınır 42.

Eğer haziranla birlikte aylık ortalama artış yüzde 2 dolayında tutulabilirse yıllık oran ağustos sonunda yüzde 50’ye inecek. Bu oranı 3 Eylül Salı günü öğreneceğiz. Para Politikası Kurulu toplantısı da 19 Eylül Perşembe günü.

Enflasyon yüzde 50’ye düştü diye yüzde 45 olan faiz aşağı çekilir mi?

Makul iktisat teorileri “Çekilmez tabii ki” diyor.

Ama makul kavramına dikkat!

Aynı eğilimle yıllık enflasyon eylülde yüzde 46’ya, ekimde yüzde 44’e, kasımda yüzde 42’ye, aralıkta da yüzde 41’e iniyor.

"Artık enflasyonun üstünde de faiz vermeyelim" denilirse ekimde yüzde 44’e gerileyecek enflasyondan sonra faiz indirimi söz konusu olabilir. Yani en erken kasım ayında bir indirime gidilebilir.

Tabii enflasyona ilişkin bu tahminler, en iyimser senaryoya göre oluşacak durumu yansıtıyor.

Seçime kadar enflasyona göre çok az artırılacağı anlaşılan kur, seçimden sonra biraz bırakılır ve bu da geçen yılın yaz aylarında olduğu gibi fiyatların hızla artmasına yol açarsa yukarıdaki senaryo tümüyle çöpe gider. Bu durumda yıl içinde bir faiz indirimi hiç gündeme gelmez.

Ama unutmayalım; bunlar iktisadın makul öngörüleri. Biz makule istisnai olarak döndüğümüz için daha önce olduğu gibi çok farklı bir yola da girebiliriz.

Hele şu 31 Mart bir geride kalsın...

Tüm yazılarını göster