Atakaş, soğuk haddeleme üretiminde kapasiteyi 300 bin tona ulaştırdı
Yeni yatırımları kapsamında, tersinir soğuk haddeleme hattı ve sürekli galvanizleme hattını devreye alarak üretim kapasitesini artıran Atakaş, soğuk haddeleme hattında yıllık 300 bin ton, sürekli galvanizleme hattında ise 200 bin tona ulaştı.
Eray Şen |ERAY ŞEN/HATAY
Hatay’ın Payas ilçesinde üretim yapan Atakaş Çelik, yeni yatırımlarla birlikte büyüme adımlarına hız verdi. Atakaş Ailesi’nin, üretimden sorumlu ikinci kuşak yöneticisi Mustafa Atakaş, yeni tesislerin eş zamanlı olarak devreye alındığını, böylece üretim kapasitesinde önemli bir artış sağlandığını söyledi. Yaklaşık 1 yıl önce gerçekleşen kapasite yatırımlarının satış performansına olumlu yansıdığını belirten Atakaş, yılın ilk çeyreğine dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“2025 yılının ilk çeyreğinde hem satış hem de hizmette üretim hacmimizin artması ve daha da önemlisi yeni ürün üretme kabiliyetine ulaşmamız ile büyüme kaydettik. Bu dönemde, ülkemizde ilk kez çok ince kalınlık grubunda malzeme üretimini gerçekleştirmiş olmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Böylece, ithal malzemeye alternatif olarak, iş ortaklarımıza yurt içi kaynaklardan tedarik ve hizmet sunabilme imkânı sağlamış olduk. Tüm bu gelişmeleri tek bir çerçevede değerlendirdiğimizde, bu yılın sonunda üretim ve satış hacmimizde yaklaşık yüzde 25’lik bir artış öngörüyoruz.”
“İhracatta yüzde 20’lik artış gerçekleştirdik”
Atakaş’ın ihracat performansı hakkında açıklamalarda bulunan Atakaş, “2024 yılının özellikle ikinci yarısı, yılın ilk yarısına kıyasla, küresel ölçekte artan ve giderek sıkılaşan ticaret kısıtlamalarına ve belirsizlik ortamına rağmen, ihracat performansımızı artırdığımız bir dönem olmuştu. 2025 yılında da mevcut pazarlardaki rekabetçi gücümüzü koruyarak stratejik olarak belirlediğimiz yeni pazarlara yöneldik” ifadesini kullandı. Son dönem yatırımları hakkında bilgi veren Atakaş, şunları kaydetti: “Atakaş Çelik olarak gerçekleştirdiğimiz yeni yatırım, bir adet tersinir soğuk haddeleme hattı ve bir adet sürekli galvanizleme hattından oluşan tesisimizdir. Yeni soğuk haddeleme hattımızın yıllık üretim kapasitesi 300 bin ton, sürekli galvanizleme hattımızın üretim kapasitesi ise 200 bin tondur. Bu yatırımla, ülkemizde ilk kez 0.16 mm kalınlığında yassı sac üretme kabiliyetine sahip olmuş bulunuyoruz. Ayrıca yeni hatlarımızla birlikte mevcut üretim kompleksimizin tamamı tam kapasite ile daha verimli çalışır hale gelmiştir.” Enerji tüketimi yoğun bir sanayi kolunda faaliyet gösterdiklerini vurgulayan Atakaş, “İlk etapta 10 MW kurulu güce sahip bir güneş enerjisi tesisi, ikinci etapta ise 90 MW kurulu güce sahip yeni bir güneş enerjisi santrali yatırımımız söz konusu. Bunlar hem sürdürülebilir üretim anlayışımızı destekleyecek hem de enerji verimliliğimizi artırarak çevresel sorumluluğumuzu güçlendirecektir” dedi.
“Sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm ve sosyal sorumluluk temel değerlerimiz”
Sürdürülebilirlik, Yeşil Dönüşüm ve Sosyal Sorumluluk konularının Atakaş Çelik’in temel değerleri arasında olduğunu bildiren Atakaş, şöyle devam etti: “Üretimden tedarik zincirine, enerjiden insan kaynağına kadar tüm operasyonel süreçlerimizi daha verimli, çevreye duyarlı ve uzun vadeli değer yaratacak şekilde dönüştürmek için sürekli yatırım yapıyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde, karbon emisyonlarını azaltma ve yeşil üretim modeline geçiş sürecine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bu kapsamda daha önce belirttiğim gibi yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğini artıran teknolojilere yatırım yapıyoruz. Üretim proseslerimizi sürekli iyileştirerek ve emisyon ölçümleyerek dönüşümü devamlı izlenebilir hale getiriyoruz. Tüm bu bağlamda hedefimiz temiz enerji kullanımını artırmak ve karbon ayak izimizi en aza indirgemek. ”
Uzun yıllar devam eden iç savaştan sonra Suriye’de başlayan yeni dönemin hem Türkiye genelinde hem de çelik sektörü özelinde stratejik fırsatlar ve önemli etkiler barındırdığını aktaran Atakaş, “Savaşın sona ermesi, ülkedeki istikrarın yeniden sağlanması ve uluslararası kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte; Türkiye’nin coğrafi yakınlığı ve güçlü lojistik altyapısı, ülkemizi Suriye’nin yeniden inşa sürecinde kilit bir aktör konumuna getirmektedir” dedi. Mustafa Atakaş, bu ülkedeki yeniden yapılanma sürecinin, ihracat hacmine ve sektörün büyümesine olumlu katkı sağlayacağına inandığını belirterek, “Özellikle Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi sınır illerimizde hem çelik sektörü hem de bağlantılı sanayi kollarında ekonomik hareketliliğin artacağı öngörülmektedir. Atakaş Çelik olarak, Suriye’nin yeniden inşa sürecini yakından takip ediyor, bu süreçte tedarikçi olarak aktif rol almayı hedefliyoruz. Geniş üretim kapasitemiz ve ürün çeşitliliğimiz sayesinde, Suriye pazarının ihtiyaçlarına hızlı, güvenilir ve sürdürülebilir çözümler sunmaya hazırız. Bu sürecin tüm sektörler tarafından doğru planlanması ve etkin şekilde yönetilmesi halinde, Suriye’nin yeniden inşası hem Türkiye ekonomisi hem de çelik sektörü için stratejik bir büyüme fırsatına dönüşecektir” ifadesini kullandı.
ABD’nin ticaret politikaları risklerle birlikte fırsatlar da yarattı
Mustafa Atakaş, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya ticaretinde başlattığı ve ‘ticaret savaşları’ olarak bilinen yeni uygulamaların çelik sektörüne yansımalarını şöyle yorumladı: “Özellikle ABD’nin 232’nci madde kapsamında başlattığı korumacı ticaret politikaları, küresel ticaret yapısını ciddi şekilde değiştiren bir kırılma noktası olmuştur. Bu gelişmeler çelik sektörü açısından hem riskler hem de fırsatlar yaratmıştır. Ticaret savaşlarıyla birlikte özellikle gelişmiş pazarlara erişim zorlaştı, damping soruşturmaları arttı ve ithalata yönelik kota kısıtlamaları devreye girmiştir. Tüm bunlar, ihracatçılar için önemli bir baskı unsuru haline gelmektedir. Türkiye gibi ihracata dayalı üretim yapan ülkeler için başta ABD ve Avrupa olmak üzere bazı pazarlarda rekabetçi kalmak zorlaştı. Ancak bu gelişmeler aynı zamanda sektörümüzü alternatif pazarlara yönelmeye teşvik etti. Özellikle Afrika kıtası ve yakın coğrafyadaki ülkelerde daha aktif bir ticaret stratejisi benimsedik. Bu da ihracatın coğrafi dağılımında yeni ve daha dengeli bir yapı oluşmasına katkı sağladı.