Bir ülkenin hafızası tabağa sığar mı?

Gastronometro’da düzenlenen 5. İstanbul Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi, bir ürünü yalnızca lezzetiyle değil; doğduğu toprak, yetiştiren insan ve taşıdığı kültürle anlamlandıran bir buluşma oldu.

Haber Merkezi |

Bir mutfağın belleği çoğu zaman tabakta değil, o tabağa gelene kadar geçtiği yolculukta saklıdır. Bir ürünün kokusunda, renginde, dokusunda; kimi zaman bir dağın rüzgârı, kimi zaman bir köyün sabrı, kimi zaman ise yüz yılların biriktirdiği o sessiz bilgi vardır.

Gastronometro’da bu yıl beşincisi düzenlenen İstanbul Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi, işte bu yolculuğu masaya yatırdı. Metro Türkiye’nin ev sahipliğinde, Türk Patent ve Marka Kurumu ile TOBB iş birliğiyle gerçekleşen zirve; üreticilerin, akademisyenlerin, şeflerin, kooperatiflerin ve kamu temsilcilerinin aynı sofraya oturduğu, tabakların ardındaki büyük hikâyeyi konuştuğu bir gün oldu.

Zirvenin açılış konuşmalarını Metro Türkiye CEO’su David Antunes, Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Coğrafi İşaretler Bölümü Başkanı João Onofre, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı M. Kasım Gönüllü ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin gerçekleştirdi.

“Tabağa Taşınan Coğrafya”, “Mirasın Ruhu Coğrafi İşaretler”, “Bir Tabağın Ulaştığı Dünya: Mutfak Mirasından İhracata” ve “Lezzetin Kimliği: Coğrafi İşaretle Gelen Hikâye” başlıklı panellerde; Türkiye’nin farklı bölgelerinden kooperatif temsilcileri, şefler, gastronomi yazarları ve akademisyenler Coğrafi İşaretlerin kültürel, ekonomik ve sektörel etkilerini değerlendirdi. Metro Türkiye tarafından yürütülen “Coğrafi İşaretlerin Etki Alanı Araştırması”nın bulguları ise Metro Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Baykal ve FutureBright Group Kurucu Ortağı Akan Abdula tarafından masaya yatırıldı.

Yöreyi dinlemek, insana dokunmak…

Zirvenin temasını oluşturan üç kelime, aslında Türkiye’nin gastronomi geleceğinin haritası gibiydi:

Ürün, Yöre, İnsan.

Bu üçlü, birbirine değdiğinde değer üretmeye başlıyor.
Ürün, doğduğu toprağın sesini taşıyor; yöre, tarihinin bilgisini; insan ise emeğin izini…

Metro Türkiye CEO’su David Antunes'in açılışta altını çizdiği gibi, mesele yalnızca bir ürünü raflara koymak değil; o ürünü kimliğine sadık kalarak geleceğe taşımak. 2012’den bu yana yürütülen Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi, bugün 800’den fazla üreticinin, 100 bini aşkın çiftçinin ve yüzlerce yerel ürünün hikâyesine dokunuyor. Antunes, mevsime göre 750’ye varan coğrafi işaretli ve aday ürünün bulunmasını bu emeğin raflardaki görünürlüğü olarak değerlendiriyor.

43’e ulaşan tescil

Zirvenin en heyecan verici anı ise Avrupa Komisyonu’ndan geldi. Coğrafi İşaretler Bölümü Başkanı João Onofre, Türkiye’nin AB’de tescilli ürün sayısının Yenice Ihlamur Balı ile birlikte 43’e çıktığını duyurdu.

Onofre’nin “Coğrafi işaretler, tat ve mekân aracılığıyla anlatılan hikâyelerdir” sözü, aslında zirvenin ruhunu özetliyordu. Bir ürün, yalnızca karnımızı doyurmaz; bir kentin hafızasını, bir toplumun kültürünü, bir ülkenin kimliğini de taşır.

En değerli kelime: Güven

FutureBright tarafından gerçekleştirilen “Coğrafi İşaretlerin Etki Alanı Araştırması” ise tüketicinin bu ürünlere nasıl baktığını gösteren önemli veriler sundu. Katılımcıların yüzde 72’si coğrafi işareti biliyor, yüzde 34’ü ise bu ürünleri özellikle tercih ediyor.

Araştırmada en fazla öne çıkan kavram ise güven. Ürünün hikâyesine, kaynağına, üreticisine duyulan güven… Bu nedenle tüketicinin menüde hikâyeyi duymak istemesi şaşırtıcı değil. Bugün bir tabak, yalnızca iyi pişirildiği için değil; doğru anlatıldığı için de değer kazanıyor.

Gastronometro’nun mutfağında

Zirve boyunca Gastronometro şeflerinin hazırladığı menüde yer alan coğrafi işaretli ürünler, bu hikâyenin ete kemiğe bürünmüş hâliydi. Her bir tabak, tarifinden önce köklerine bakıyordu. Sofraya gelen lezzet, aslında o ürünün doğduğu coğrafyanın kokusunu taşıyordu.

Sonuç olarak…

Bir ürünün tadı, tek başına bir lezzet değildir. O ürünün ardındaki insanı, yöreyi, emeği, iklimi, geleneği ve belleği taşıyorsa gerçek bir değer taşır. Tam da bu nedenle, Coğrafi İşaretler Zirvesi sadece gastronomi dünyasının bir toplantısı değil; Türkiye’nin kültürel mirasının geleceğine dair büyük bir diyaloğun kapısıydı.

Ve evet… Bir ülkenin hafızası bir tabağa sığar. Ama o tabağın hikâyesini anlatmayı bilirseniz.

Kritik tarih belli oldu: Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? Tok-Yat geleneksel dürümünü Türkiye’ye açacak “Fıstık stratejik ürün kapsamına alınsın” Yapı Kredi'den 500 milyon dolarlık yurt dışı tahvil ihracı Eurovision, İsrail'in katılımını onayladı: Birçok ülke yarışmadan çekildi AB'den WhatsApp'ın yapay zekasına soruşturma