Batı cephesinin Oscar’lı sesi

13 Mart’ta 95. kez düzenlenen Akademi Ödülleri’nde En İyi Film Müziği kategorisinde Oscar alan Alman besteci ve piyanist Volker Bertelmann nam-ı diğer ‘Hauschka’ ile tanışın.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Batı cephesinin Oscar’lı sesi

Ece ULUSUM

Gerilim hissini müziğiyle insanlara verebilme yeteneği, piyano ile farklı nesneleri bir araya getirerek yeni sesler üretme merakıyla tanınan Volker Bertalmann, Almanya’nın Ferndorf kasabasında büyürken kiliseden gelen müzik sesine kapıldı. 10 yıl boyunca hiç ara vermeden klasik müzik eğitimi aldı. Bir yandan kilisede ayinlerde piyano çalıyor diğer yandan 14 yaşında kurduğu rock grubuyla yeni müzikler keşfediyordu. Eğitim aldığı sırada bir televizyon dizisi için müzik bestelenmesi istendi, ama daha çok amatördü.

Kariyeri için planlar yaparken Bertelmann’ın ailesi “Doktor ol” diye onu yönlendirdi ve Köln’e taşınıp tıp okumaya başladı, onu bıraktı işletme okumaya başladı. Sancılı bir keşif süreciyle okulu tamamen terk edip en başından beri istediği şeyi yapmak istedi, müzik.

HIP-HOP MÜZİKTEN KLASİK MÜZİĞE

Müzisyen 1992-1995 yıllar arasında kuzeni ile bir grup kurdu. Bu sefer God’s Favorite Dog’u grubuyla hip-hop denedi. Sony Music’ten bir albüm bile yayınladılar. Piyanosunu sevenler, dinlemediyseniz Bertelmann’ın Love and Pain ve Sway parçalarını da dinlemek farklı deneyim olacak. Farklı türler arasında gidip gelirken, ilk göz ağrısı klasik piyanoya geri döndü. Ama bu sefer kendi adıyla değil, Avrupalı besteci Vincenz Hauschka’nın soyadını kendi mahlası olarak seçti, bu isimle 2004’te ilk albümü Substantial’i yayınladı. Klasiğe inovatif yaklaşmaya kafasını çok yordu ve ikinci albümünde piyano telleri arasına deri ve keçeler sıkıştırdı, çekiçlerin üzerine çeşitli nesneler koyarak bestesini hiç duyulmamış sound’da sundu. Bu da daha büyük plak şirketlerinin ilgisini çekti. Birçok ünlü klasik müzisyenle stüdyoya girme fırsatı yakaladı. Zamanla piyanoyu kendine has kullanışı ve farklı enstrümanları da keşfetmesiyle müzisyen adını geniş kitlelere duyurdu.

“GERİLİM ÜZERİNE YOĞUNLAŞTIM”

İlk uzun metrajlı film müziğini 2012’de Glück filmi için hazırladı. Hikayelere, özellikle de kendini kaptırdığı hikayelere ses olabilmek, duyguları kontrol etmek çok ilgisini çekti. Her filme özel kattığı tınılarla sinema dünyasında adı sıklıkla anılan biri oldu. 2016’da Bertelmann, Oscar adayı Lion filminin müziklerinde yer aldı. Oscar’ı ilk burada kıl payı kaçırdı. Bu film müzikleriyle Akademi Ödülleri, Altın Küre ve BAFTA gibi büyük ödüllere aday gösterildi. Ardından aksiyon filmleriyle tanınan yönetmen Baltasar Kormákur ile Adrift (Sürükleniş) yapımında çalıştı. Bertelmann’ın gerilim tutkusunu müziklerini dinleyen herkes anlıyordu. Bu film için, “Adrift, aşk ve insan varoluşunun kırılganlığı hakkında bir hikâye. Bu filmde karanlığı, tehlikeyi ve aşkı yansıtacak enstrümantal gerilim üzerine yoğunlaştım” dedi.

Deneysel piyano çalışmalarına elektronik sound’lar ekleyerek gerilim hissi kontrolünü iyice eline aldı. Klavye gövdeli keman olarak tarif edilebilecek İsviçre Arpı gibi orta çağ enstrümanları denedi. Tüm çabası onun deyişiyle, “dengeli korku hissi” içindi. Sentezlemek, farklı sesleri bir araya getirmek Bertalmann’ın imzasına dönüştü. Hatta kendine özgü tarzı popüler olunca Spitfire Audio ile Hauschka Composer adında bir Toolkit hazırladılar. Organik sesler, piyano tellerinde cam küre, zincir eşliğinde sound’lar ve çeşitli sample’ları olan tool hâlâ satışta, ilgililere duyurulur.

Tüm bu ilginç müzikal deneyimleri Netflix ile yollarının kesişmesini sağladı. Charlize Theron’un başrolde olduğu ‘The Old Guard’ filminin müzikleri Volker Bertalmann’a emanet edildi. Ardından Krigsseileren, Ammonite, Wild Republic, Your Honor gibi birçok yapım geldi.

Sinema dünyasının tabiriyle ustalık eserini bir savaş filmiyle dinleyiciye sundu. 1918 tarihli, sert bir savaşı ele alan ‘All Quiet on the Western Front’ ile önce BAFT’yı ardından Oscar’ı aldı. Filmin müzikleri o kadar beğenilmişti ki, filmin soundtrack albümü koleksiyonluk, özel bir basım plak formatında yayınlandı. Bertelmann’ın bu kadar doğru duygularla anlatmasının altında, filmin uyarlandığı kitabı gençken defalarca okumasının etkisi büyük ama yeterli değildi.

Savaş ortamının barbarlığını ve karanlık kırsaldaki mücadeleyi doğru anlatmak için bozuk, zamansız ve eski bir ses arayışına girişmiş. Yeni ses arayışını büyükannesinin 100 yıllık harmonium’unda bulmuş. “Normalde bir enstrümanı kaydederken tüm gürültüleri silersiniz fakat ben tüm ağaç ve esinti seslerini, hatta nefesleri de kaydettim ve sesi bozarak amfiden çaldım” diyerek formülünü anlatıyor.

Gerçi büyükannesi BAFTA’da ödül aldıktan sonra haber manşetlerinde “Bertelmann bu korkutan müziği nasıl yaptı?” gibi manşetleri görseydi, sevinemeyebilirdi! Oscar aldıktan sonra röportajında “Büyükannem ayinler için çaldığı enstrümanına amfi taktığımı görse hiç hoşuna gitmezdi” dedi.