Bir güzel çiçek: Arif Keskiner

Hem Türk sinema tarihine hem de İstanbul’un kent kültürüne önemli izler bırakan bir isme veda… Bu dünyadan Arif Keskiner namı diğer Çiçek Arif geçti…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bir güzel çiçek: Arif Keskiner

Can Bakkotar

“Bir sap gelincik iki taş arasında / Bulmuş da boyunu uzatan hızı / Sallanır durur çiçeğiyle rüzgârda / Bütün gelinciklerden daha kırmızı” der ya Metin Altıok; kıymetli Abdurrahman Keskiner’in ağabeyinin, Arif Keskiner’in, Çiçek Arif’in, Adanalı Arif’in öldüğünü duyduğumda aklıma gelen niçin bilmiyorum, ilk şey, işte bu dizeler oldu... Rüzgârda çiçeğiyle sallanıp durmasını umut ederek işte, Arif Keskiner’in... Arif Keskiner, 1938 yılında Adana’da doğdu; onun doğduğu yıllarda, şimdinin Osmaniye kenti bir ilçe olduğuna göre... İnsanın serüveni şaşırtıcıdır daima; Osmaniye’de doğ, ilkokulu, ortaokulu tüm şu yaşanıp sona eren geleceğinden habersiz oralarda oku, sonra ver elini İstanbul. Neler beklemiyordu onu İstanbul’da? Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’nda (Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde) okumak için İstanbul’a geldi. Şiiristan’a...

O BİR ANLATI KAHRAMANIYDI

İstanbul’da Yılmaz Güney ile kesişti yolu. Onunla film işinde çalıştı. Dört yıl boyunca Ağaoğlu Yayınevi’nin müdürlüğünü yaptı. Spor yazarlığı. Kitapçılık yaptı. Çiçek Arif’in serüveni, kendisini bir anlatı kahramanına dönüştürecek yönde akıyordu. İsveç’e gitti. Orada, bulaşıkçılık ve muhabirlik yaptı. Sonra İstanbul’a geri döndü. Gerçek benliğine ancak ilginç hikâyeler anlatınca kavuşan sinema için bir kahraman doğuyordu. Klasik anlatı sineması modeline uygun yoldan serüvenini tamamlayan kahraman evine döndü. Alman feylesof Walter Benjamin’in dediği gibi, “yolculuktan dönenin anlatacak hikâyesi vardı.”

Keskiner, Cilalı İbo Perili Köşkte (1963), Mektup (1997), Banka (2002) filmlerinde bir aktördü. Âlemin Keyfi Yerinde (1975), Amigo Hüsnü (1975) gibi filmlerde yönetmendi. Yılanı Öldürseler (1981) filminde senaristti. Otobüs (1974), Kapıcılar Kralı (1976), Selvi Boylum Al Yazmalım (1977) ve Piano Piano Bacaksız (1992) gibi Türk sinemasının unutulamaz filmlerinde yapımcıydı.

Filmciler Kooperatifi’nin kurucularından olan Keskiner harikulade sinema kariyerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki komisyon toplantılarına katılarak sinema çevrelerine önderlik etti. Türkiye Sinema Yasası (2019) çıkarılmasında öneli rol aldı. Sinema Sevenler Derneği Lokalini kurdu. Tüm bu çalışmaları nedeniyle kendisine önemli ödüller de takdim edildi. 2017 yılında Özgür Film Festivali’nde Halk Bilim Akademisi tarafından, Özgür İnsan Ödülü’ne layık bulundu. 2018 yılında, 37. İstanbul Film Festivalinde kendisine Sinema Onur Ödülü verildi.

GELİNCİKLERDEN DAHA KIRMIZI

Çiçek Gibi (2002), Elbette Çiçek (2006), Yine Mi Çiçek 2007), Binbir Renk Binbir Çiçek: Yaşar Kemal’li Anılar (2013), Nazım’ın Evinde Vera’nın Sofrasında (2016) ve Akşam Çiçekleri – Sohbet Tadında Çiçek Bar Hikâyeleri (Hümeyra Erdoğan röportaj, 2023) kitapları basılan “Çiçek Arif” lakaplı Arif Keskiner’den geriye hayatını anlatan Bir Ömür Arif Keskiner (2022) adlı bir de belgesel film kaldı. “Bir sap gelincik iki taş arasında/ Bulmuş da boyunu uzatan hızı/ Sallanır durur çiçeğiyle rüzgârda/ Bütün gelinciklerden daha kırmızı.”

Çiçek Arif’in yakın dostları Erdal Öz, Çetin Öner, Yaşar Kemal, Atıf Yılmaz... yıllar önce çekip gitmişlerdi dünyadan. Bir yandan “her ölüm erken ölümdür / biliyorum tanrım (Cemal Süreya)” tamam da, kimi ölümlüler bilgi hazinesiyle yüklüdür, hatta onlar bir ülkenin önemli dönemlerine tanıklık etmiş bir insanın ölümüdür, sıradan değildir. Arif Keskiner’in anımsanmasına, hızla akıp giden hayatın ve şu zamanın bir yerlerinde -belki- imge gibi kalmasına bir katkısı olabilir umuduyla yazılır, bu tür yazılar.