Bu karavan depremzedelerin ‘yanında’

Deprem bölgesindeki insanların sosyalleştiği, iletişim kurduğu kolektif bir sürece katkı için ‘Yanındayız Karavanı’ yola çıktı. Amaç, psikososyal destek ile yaşamın sürdürülebilirliğini depremzedelere hatırlatarak onları ayağa kaldırmak...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bu karavan depremzedelerin ‘yanında’

Gülseren Üst POLAT

Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına çalışmalarını sürdüren Yanındayız Derneği bu sefer, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen bölgelerdeki kadınlar ve çocuklar için kollarını sıvadı. ‘Yanındayız Karavanı’ adı verilen bir araç ile temel hijyen ihtiyacı ve psikososyal yardım sağlamak adına 1 Mayıs itibariyle yola çıkan gezici araç, afetten etkilenen 4 şehirde gidilmeyen köylere gidecek ve bölgedeki insanlara birebir dokunacak. Gönüllülük esasına dayalı olmayıp, projelendirilmiş olması Yanındayız Karavanı’nı daha sürdürülebilir bir projeye dönüştürmüş. Bu yönüyle de etki alanı da yüksek…

Yanındayız Derneği üyesi Selen Okay Akçalı, aynı zamanda bu projenin de fikir annesi. Bu nedenle projenin detaylarını da Akçalı ile konuştuk.

“HİÇ GİDİLMEMİŞ KÖYLERE ULAŞMAK İSTEDİK”

Bir İzmitli olarak 1999 yılında depremi de yaşayan Selen Okay Akçalı, doğal olarak ihtiyaçları da iyi biliyor ve projenin çıkış noktasını şöyle anlatıyor: “Bölgeye ilk günden itibaren herkes akut destek götürdü, bunların hepsi acil ihtiyaçlardı. Biz deprem bölgesindeki kadınların orta ve uzun vadede nasıl yanında olabiliriz diye düşündük. Eviniz yıkılsın ya da yıkılmasın herkesin bir kaybı oluyor ve bunların aşılması zaman oluyor. Rehabilitasyon merkezleri bu dönemlerde hayat kurtarıyor. Ama psikososyal destek bizim ana alanımız değildi. İmece usulü proje yönetmek konusunda oldukça güçlüyüz. Bu noktada uzmanları bir araya toplayıp, ihtiyaca bakıp ona göre bir proje yapalım istedik. Bu noktada bir merkez kurmak yerine mobil olalım ve gidilmedik, ulaşılmadık yerlere gidelim dedik.”

Yanındayız Karavanı 1 Mayıs tarihinde yola çıktı. Projenin depremden üç ay sonra başlaması da baştan düşünülmüş planlı bir konu. Nedenini de “Bölgede ciddi bir yalnızlık hissi var ve zaman geçtikçe bu katlanıyor. İlk zamanlardaki ilgi bölgeden yavaş yavaş çekiliyor. Biz bunu öngörerek projeyi üç ay sonrası için yazalım dedik. Akut ihtiyaçlar bitsin, her şey yerli yerine otursun ve psikolojik destek konusuna odaklanalım diye düşündük. Ayrıca fonlama konusunun da zor olduğunu biliyorduk ve partnerlere ihtiyacımız vardı” diyerek açıklıyor Akçalı…

“ETKİ VE SÜREKLİLİĞİ ODAĞA ALDIK”

“Proje kapsamında sağlanacak destekle insanların kendilerini güvende hissetmeleri, aidiyet duygularını yeniden kazanmaları, kendilerini yeniden hissetmeleri, dayanıklılıklarını artırmak ve acılarını hafifletmek istiyoruz. Tabii gitmişken de bölge insanlarının hijyen malzemeleri ihtiyaçlarını da karşılamak istedik” diyen Selen Okay Akçalı, öncelikli hedefin; 12 ay boyunca gezici araç ile Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’daki toplam 96 köye ulaşmak olduğu bilgisini aktarıyor.

Karavanda; saha operasyon koordinatörü, psikolog/psikolog danışman, sosyal çalışmacı ve karavan sürücüleri bulunuyor. Bu ekip haftanın 6 günü tam zamanlı çalışıyor. Uzman ekip günde bir köye gidiyor, tüm gün o köyde kalıyor. Uzmanlıklarına göre birebir terapiler, grup terapileri ya da çocuklarla oyun terapileri yapıyorlar. Açık ve kapalı grup görüşmeleri yürütülüyor. Ekip çalışanlarının da tükenmemeleri ve motivasyonları için vardiyalı çalıştıklarını ve pazar günleri köy ziyaretlerinin olmadığını hatırlatalım…

“Projenin en önemli özelliği etkiyi ve sürekliliği odağına alması” diyor Selen Okay Akçalı. Bu nedenle de aynı köye tam 3 ay boyunca 6 kere gidiliyor. Yani 15 günde bir, uzmanlar aynı insanlara birebir dokunmuş oluyor. 1 karavan 3 ayda 12 köye gidecek, ikinci üç ayda da 24 köye gidilmiş olacak. “Rakamlar olarak daha az köye dokunsak da tekrar tekrar aynı köye giderek etki anlamında daha büyük etki yaratacağız. Gaziantep ile başladık. Mayıs-Ekim sonuna kadar ilk altı ay tek karavan ile köylere gideceğiz. Ardından diğer illerdeki köylere ziyaretler gerçekleşecek” diyen Akçalı, altı ayda 720 kadın ve 1080 çocuk, 12 ayda 2 bin 880 kadın ve 4 bin 320 çocuğa ulaşmayı hedeflediklerini aktarıyor. Tabii bu yolculuk boyunca rakamların değişebileceğini de özellikle vurguluyor.

“YEREL BİR OTORİTE SAHİPLENSİN İSTİYORUZ”

Henüz başlangıç aşamasında kalem kalem her şeyin çalışıldığı ve düşünüldüğü bir proje aslında Yanındayız Karavanı. Etki alanı yüksek ve bire bir insanlara dokunuyor. Böyle olunca da neden 12 sonra devam etmeyecek sorusu geliyor akla. Selen Okay Akçalı bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Böyle bir projeyi hayata geçirdik fakat dernek olarak bizim aksiyon alanımız, kanalize olduğumuz alan farklı. Henüz en başta 12 ay hedef koymamızın nedeni buydu. Biz projeyi hayata geçirdik ve umuyoruz ki 12 ay sonrasında da proje sürer. Ama yerel bir otorite devralır ve sonrasında sürdürülebilir bir modele devreder. Bölgedeki yerel bir otorite bunu sahiplensin ve içselleştirsin ve sürdürsün istiyoruz.”

“KADIN LİDERLER HAYAL ETTİK”

Projenin temel hedefleri olarak yazıya dökmeseler de yan çıktıları için de umutlu Yanındayız Derneği… Bunu, “Projenin öncelikli amacı tabi ki iyileştirme. Ama her projenin yan ve ön görülemeyen çıktıları oluyor. Biz bu projeye hedef olarak koymasak bile oradan çıkacak kadın liderleri de hayal ettik. Bu dayanışma grupları öyle bir şeyi tetikler ki önce birbirlerini iyileştirirler sonra bir iş fikri ortaya çıkarırlar. İçlerinden bir lider çıkarırlar. Bu, projenin öngörülemeyen çıktıları tabi” diyerek açıklıyor Akçalı…

İHTİYAÇLAR BÖLGE BÖLGE DEĞİŞİYOR

Proje henüz çok yeni ama sahadan gelen raporlar neler diye sorduğumuz Selen Okay Akçalı, ilk çıktıları söyle sıralıyor:

· Gıdaya nazaran hijyen malzeme ihtiyacı çok. Çünkü ev ortamı olmadığı için bu malzemeler çok daha fazla tüketiliyor.

· Sosyalleşme konusu çok sıkıntılı diye bir geri bildirim geldi. Konteyner ve çadır problemleri ile uğraşmak bile bir sosyalleşme faaliyeti. Bir sorun çıktığında o çadırın ya da konteynerin etrafından toplanıyormuş insanlar. Bu bile bir sosyal faaliyet.

· Çocukların oyun alanı doğal olarak çok kısıtlı ve aslında görecekleri her yeni yüz onları çok mutlu ediyor.

· Bölgede çalışan öğretmenler bölgeden ayrıldığı için çocuklar öğretmenleri de gidince bir terk edilmişlik hissi yaşadılar. Dolayısıyla psikososyal destek ekiplerinin onlarla birlikte vakit geçirmesi onlar için çok kıymetli.

· İhtiyaçlar bölge bölge değişiyor. Dolayısıyla onu sürekli optimize etmek ve her bölgeyi doyurmak çok mümkün olmuyor. Bu nedenle o noktada da bir koordinasyon olması, günlük tespitlerle bölgedeki depomuzdan bu ihtiyaçların temin edilmesi çok kıymetli.

· İlaç konusu çok sıkıntılı. Biz Karavan’a ilerleyen dönemde ilaç da koymak istiyoruz. Özellikle temel ihtiyaç olan ilaçları. Buradan ilaç firmalarına çağrıda da bulunmuş olalım.

PROJE HER TÜRLÜ DESTEĞE AÇIK

Projenin güzel tarafı ise imece usulü olması. Herkes kaynağını, uzmanlığına göre sağlıyor. 6 aylık periyod için bir şehir 24 köy, tek karavan 152 bin dolara mal olmuş. 12 aylık periyod için yaklaşık 425 bin dolar tahmini bütçe çıkarılmış. İlk karavan için Fransa Konsolosluğu, DFDS, Sutiks maddi destek verirken TİDER, Eczacıbaşı, LilaKağıt, Beije, Pegasus ise kendi alanlarında destek sunmuş. Fakat proje hedefindeki diğer köylere ulaşmak adına iki karavana daha ihtiyaç var. Bu konuda Selen Okay Akçalı’nın notunu da paylaşalım: “Bu projeye herkes kendi güçlü alanı ile nasıl ayni katkı sunmak isterlerse kapımız açık. Bu işin etkisi ve destekçisi artarsa 3 karavan 30 karavan olur. Biz burada bir model oturtuyoruz. Neden bunu çoklamayalım? Bireysel olarak da insanlar destek verebilirler. Bizim partnerlerimizden olan İhtiyaç Haritası’nda Yanındayız Karavanı kumbarası açtık. 60 bin liraya yakın para birikti. O da tamamen kişilerin inisiyatifine kalmış bir durum. Kim ne kadar katkı sunmak istiyorsa o kadar destek sağlayabilir. Biz limitsiz desteğe açığız. Konaklama olabilir, yakıt olabilir, her türlü desteğe açığız.”

 

“Projenin öncelikli amacı tabi ki iyileştirme. Biz bu projeye hedef olarak koymasak bile oradan çıkacak kadın liderleri de hayal ettik. Bu dayanışma grupları öyle bir şeyi tetikler ki önce birbirlerini iyileştirirler sonra bir iş fikri ortaya çıkarırlar.” -SELEN OKAY AKÇALI