İstanbul Barosu, Adalet Bakanlığı'na dava açtı
İstanbul Barosu, Çağlayan ve Anadolu adliyelerinde avukatlara uygulanan X-Ray taraması, kısıtlı alanlar ve koridor geçişi engellerinin “savunma hakkını fiilen kısıtladığını” belirterek Adalet Bakanlığı’na dava açtı. Baro, X-Ray zorunluluğu ile bazı koridor ve katların “kısıtlı alan” yapılmasının savunma hakkını zayıflattığını ve avukatların müvekkil görüşmesi, dosya inceleme ve soruşturma birimlerine erişimini engellediğini belirtti.
Haber Merkezi |İstanbul Barosu, İstanbul Adalet Sarayı ve Anadolu Adalet Sarayı’nda uygulamaya konulan yeni güvenlik önlemlerinin avukatların çalışma alanını kısıtladığı gerekçesiyle Adalet Bakanlığı aleyhine iki ayrı idari dava açtı.
Baro, X-Ray cihazı zorunluluğu ve bazı koridor ile katların “kısıtlı alan” ilan edilmesinin savunma hakkını zayıflattığını, avukatların müvekkilleriyle görüşmesini, dosya incelemesini ve soruşturma birimlerine erişimini fiilen engellediğini savundu.
Baro açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Avukatların soruşturma mercilerine erişimini, dosya inceleme haklarını ve müvekkille etkili iletişim kurma imkânlarını fiilen kısıtlayan bu uygulamalar savunma hakkının özüne, vatandaşların da temel hak ve hürriyetlerinin korunmasına müdahale etmektedir.”
"Hukuken dayanaksız"
Geçtiğimiz aylarda bir grup avukat, 19 Mart operasyonu sonrası tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 31 Ocak’ta ifade vermeye geldiği gün başlayan ve aylardır devam eden Çağlayan Meydanı’ndaki polis ablukasının kaldırılması için İstanbul Valiliği’ne başvurmuştu.
Bu süreç devam ederken, Baro da avukatlara yönelik yeni güvenlik uygulamalarının hukuken dayanaksız olduğu gerekçesiyle idari yargıya başvurdu.
"Yurttaşların adliyeye erişiminin kısıtlandı"
“Savunma hakkını fiilen sınırlayan, avukatların adliyelere ve soruşturma mercilerine erişimini engelleyen bu hukuka aykırı uygulamalara karşı; mesleğin bağımsızlığını ve adalet hizmetlerinin kesintisiz işleyişini korumak için hukuki mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.”
Baro, İstanbul Adalet Sarayı D Blok 6–7. katlar ile Anadolu Adalet Sarayı B Blok 5. katta yeni X-Ray ve alan kısıtlama uygulamalarının, başsavcılıkların yetki alanı dışında olduğunu savundu.
"Hukuka aykırı biçimde kullanıldı"
“Kaldı ki başsavcılıklara adliyelerin idaresi ile ilgili olarak kanunen verilmiş bir yetki de bulunmamaktadır. Kanunda olmayan yetkinin başsavcılıklar tarafından hukuka aykırı biçimde kullanıldığı açıktır.”
Açıklamada, uygulamaların Anayasa’daki temel hak güvencelerine, Avukatlık Kanunu’na ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtildi.
İstanbul Barosu, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatlarında tanımlanan ölçütlere aykırı şekilde avukatların hareket alanının daraltıldığını, bunun “yetki gaspı” niteliğinde olduğunu savundu:
“Bu müdahaleler, kanuni bir temel olmaksızın temel hak ve hürriyetlere müdahale niteliğindedir. Avukatların erişim, iletişim ve dosya inceleme haklarını kısıtlayan bu uygulamalar savunma hakkının özüne müdahale etmektedir.”
"Süreci yakından takip edeceğiz"
Açıklamanın sonunda Baro, hem yurttaşların hem avukatların adalete erişimini güvence altına almak için süreci yakından takip edeceğini duyurdu:
“Savunma hakkının, avukatlık mesleğinin bağımsızlığının ve adalet hizmetlerinin kesintisiz işleyişinin korunması için her türlü girişim ve gerekli yargısal başvuruları yapıyor, süreci özenle takip ediyoruz.”