18 milyar dolarlık Dünya Bankası kredisi nedir, ne değildir?

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bayramın ilk günü Dünya Bankası’nın 18 milyar dolarlık finansman programını onayladığını duyurdu. Ülke ekonomisi dışarıdan gelecek her kuruşa muhtaç hale geldiği için bu kapsamdaki her haber bir “bayram müjdesi” yerine geçebiliyor.

Dünya Bankası’nın sağlayacağı 18 milyar dolar kredi imkânı mevcut koşullarda hatırı sayılır bir miktar. Ancak etkisini doğru değerlendirmek için koşullarının ve kullanılma biçiminin bilinmesinde yarar var:

- 18 milyar dolar Dünya Bankası Grubu’nun Ülke İşbirliği Çerçevesi (ÜİÇ) Programı çerçevesinde sağlayacağı bir imkân. ÜİÇ programları, Dünya Bankası’nın bütün üye ülkelerle belirli dönemler halinde düzenli olarak sürdürdüğü bir faaliyet.

- Bu programlar 4-6 yıllık dönemler halinde düzenleniyor. Türkiye’nin bundan önceki programı 2017-2023 dönemini kapsıyordu, yenisi 2024-2028 dönemini kapsıyor.

- Bu programlar ile Dünya Bankası, kendi küresel kalkınma planlarına da uygun olarak ülkelerin gerçekleştireceği projeleri desteklemek için kredi veriyor.

- Bu krediler ülkeye değil tek tek projelere veriliyor ve münhasıran o proje için kullanılabiliyor. Dünya Bankası, krediyi verirken her projenin uygunluğunu değerlendiriyor ve kredi projenin ihtiyaçlarına ve ilerlemesine göre peyderpey veriliyor. Dünya Bankası bu kaynağın nasıl harcandığını da takip ediyor.

- Bu koşullar altında 18 milyar dolar hemen gelmeyecek, yıllara yayılarak ve her bir proje için ayrı ayrı gelecek. Örneğin Türkiye’nin bir önceki 2017-2023 programı çerçevesinde yer alan 18,2 milyar dolar kredi imkanından hala kullanamadığı ciddi bir bölüm var.

- Bu kaynak, dış borç ödemesi veya bağlı projeyle ilintisiz ithalat finansmanı için de kullanılamayacak. Bu haliyle Türkiye’nin acil ihtiyacı olan dış kaynak sorununa çare değil. Bu konuda rahatlatıcı bir etkisi olmaz.

- Dünya Bankası’nın ÜİÇ Programı’nı onaylaması, Dünya Bankası’nın ve ikizi Uluslararası Para Fonu’nun, hükümetin izlediği ekonomi programını desteklediği veya Türkiye’nin bu anlamda taahhütlerde bulunduğu anlamı da taşımıyor. Ancak Ülke İşbirliği Çerçevesi Programı’nın metninde Dünya Bankası, genel seçimler sonrası uygulanmaya başlanan ekonomi programını ve Orta Vadeli Programı olumlu bulduklarını ifade ediyor.

- Bu metinde yer alan bilgilere göre Dünya Bankası, 2024’te büyüme hızının yüzde 3,1’e gerileyeceğini, gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 3,3’ü kadar cari açık, yüzde 5,2’si kadar bütçe açığı, yüzde 2,5’i kadar faiz dışı bütçe açığı verileceğini tahmin ediyor. 2024 yıllık ortalama enflasyon tahmini ise yüzde 57,2. Buna göre Dünya Bankası, hükümet ve Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon hedefinin tutmasını pek olası bulmuyor.

- Metinde gelir dağılımındaki bozulmanın artması nedeniyle, hızlı büyümeye rağmen yoksulluğun azalmadığına da dikkat çekiliyor. Günde 6,85 dolarlık yoksulluk eşiğine göre yoksulluk oranının da 2024’te yüzde 7,8’den yüzde 7,9’a çıkacağı hesaplanıyor.

- Metinde işbirliği çerçevesinin odak noktalarından birisi olan yeşil dönüşüm konusunda da uyarıcı notlar yer alıyor. Çimentoda beşinci, çelikte sekizinci en büyük üretici olan Türkiye’nin sanayi üretiminin emisyon yoğun karakterine dikkat çekiliyor. Karbona dayalı enerji üretimi başta olmak üzere birçok sektöre üretimin karbon emisyonu açısından Avrupa Birliği ortalamasının üstünde olduğu belirtiliyor. Sanayide karbon emisyonu oranları düşürülmediği takdirde, 2026’da AB karbon sınırı mekanizmasının tam olarak uygulamaya girmesiyle Türkiye’nin en büyük pazarı olan AB’de rekabet gücü kaybedeceği uyarısı yapılıyor.

Tüm yazılarını göster