Çeşmeli Jeanne d'Arc daha ne yapsın?

Genç yaşına rağmen son derece kararlı. Hayata karşı duruşu net. Adalet ve sosyal paylaşım kavramları yaşamının nirengi noktası. Henüz 30’larının başında ancak 15 yıldır aktif siyasetin içinde. Önce izleyen, öğrenen, pişen rolünde. 2024 yerel seçimlerinden bu yana ilçesinde yerel siyaseti etkileyen ve yön veren kanaat önderi konumunda. Sol siyasetin geleceğinde adından sıkça söz ettireceğine, CHP’nin yıldızlar karmasında yer alacağına eminim. Açık sözlü, makam hırsı veya koltuk beklentisiyle hareket etmeyen cesur bir yürek. Genlerinde yılmamak, meydan okumak ve başarmak var. Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli’den söz ediyorum. Oy verdiği politikacıların genellikle kendisine sırt dönmesine alışkın talihsiz toplumumuz için deyim yerindeyse iki numara büyük! Damarlarındaki kan hızlı akıyor. Hal böyle olunca enerjisi, halkla diyaloğu, özgüveni ve analitik bakış açısı maksimum düzeyde.  Yeri geliyor ülkesi ve toplumu için Fransa’nın koruyucu azizesi Jeanne d’Arc gibi güçlüklere ön saflarda tepki gösteriyor. Yılmıyor, savaşıyor, mücadele veriyor. Ancak, tarihi figürden daha soğukkanlı ve dikkatli. Slogan siyasetini sevmiyor. Çözüm odaklı gerçekçi yaklaşımlar ona daha uygun. Tez canlı, atak, dobra ve samimi.  Bu nedenle yeri geldiğinde elini taşın altına koyup problemlerin giderilmesi için sorumluluk üstleniyor. Geri adım atmayı değil mantıklı ve adil uzlaşıları seviyor. Çevresinde alanlarında uzman çok sayıda değerli isim var. İtibar yönetiminin bilgesi Salim Kadıbeşegil onların başında geliyor. Yakın zamanda iletişim dünyasının duayenlerinden Prof.Dr.Murat Barkan’la da kahve içebilir. Böyle bir buluşma sürpriz sayılmaz.  Akademi dünyasının yıldız isminin Çeşme’ye değerli katkılar sunabileceğini düşünüyorum. İlçenin gelecek vizyonuna ivme kazandıran, esin kaynağı olan başka isimler de var. Ancak temayı dağıtmamak için tek, tek sıralamayacağım. Gelelim konumuza… Hazır mısınız?

Gerçek oldu

Takvimler 1962 yılını gösteriyordu. Şiir, roman, deneme, tiyatro alanlarında kalıcı izler bırakan Necati Cumalı’nın avukatlık yıllarında edindiği sosyolojik izlenimlerden yola çıkarak kaleme aldığı bir eser usta yönetmen Metin Erksan’ın dikkatinden kaçmadı. Hemen kolları sıvadı. Sonrası malum…Urla’nın aydınlık insanlar cenneti Bademli Köyü’nde çekilen film 1963 yılında beyaz perde ile buluştu. Oldukça ses getirdi. Hatta bir yıl sonra Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Büyük Ödülü’nü kazandı. Böylece toplumsal yaşamdaki sınıfsal mücadeleyi ve şiddet olgusunun karanlığını su paylaşımı üzerinden anlatan ‘Susuz Yaz’ unutulmazlar arasına girdi. Sözün özü, hayat kaynağımıza yönelik kesintiler dönemi 2025 yazında Çeşme’de ne yazık ki yeniden gündeme geldi. Musluklardan gelen sinir bozucu ‘Tısss’ sesleri, nöbetleşe doldurulan kovalar, ha geldi ha gelecek bekleyişleri ve dibi görünen, üzücü karelerin film platosuna dönen Kutlu Aktaş Barajı, susuz yazı evlerimizin zorunlu misafiri yaptı. Oysa bu konu süreç yaşanmadan aylar önce Lâl Denizli tarafından her platformda dile getirildi. Çeşmeli Jeanne d’Arc daha ne yapsın? Yağmur bulutlarının vanası elinde değil ki! Lakin… Kaçınılmaz son pat diye kapıyı çaldı.  Sorun, ilçe sakinleri ve turizm sektörü açısından hayli sıkıntılı haftalar yaşanmasına neden oldu. Ağustos sonunda sizler gazetemizi okuduğunuzda büyük ihtimalle aşılmış olacak. Dilerim Eylül’e sarkmaz!

Ekonomik tablo

İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün 2023 yılı raporuna göre ‘İşletme Belgeli’ 87 tesis, 4865 oda ve 10.162 yatak kapasitesi, ‘Yatırım Belgeli’ 30 tesis, 1913 oda, 4.819 yatak, ‘Basit Konaklama Tesisi’ sınıfında 582 tesis, 7453 oda ve 15.683 yatak olmak üzere toplamda 697 tesis, 14.279 oda ve 30.640 yatak kapasitesine sahip Çeşme,  iki yıl önce turizm sektöründen ülke çapında elde ettiği gelir 56.7 milyar dolar olan Türkiye için önemli bir merkez. Öyle olmaya da devam edecek. Paylaştığım sayısal verilere gelince… Şüphesiz pozitif yönde yükseldi.  Ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler T.C. Kültür Bakanlığı tablolarını inceleyebilir. Böylesine önemli bir merkezin yaşadığı susuzluk sorununu çözecek kamu otoritesi elbette Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü. Bir başka deyişle ülkemizdeki su kaynaklarının mutlak otoritesi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olan DSİ, Çeşme’de yaşanan sorunu çözmek için hızla harekete geçti. Az önce de ifade ettiğim gibi sizler ay sonunda gazetemizi okurken büyük ihtimalle çözüm sağlanmış olacak.  Bu konuda DSİ 2. Bölge Müdürlüğü ve İz-Su Genel Müdürlüğü ekiplerinin yapıcı çabalarını tarihe not düşmek gerek. Sonuç olarak suyun ve kamu hizmetlerinin siyaseti olmaz. Bu konularda kim taş üstüne taş koyarsa yolunu açmak, alkışlamak ve desteklemek gerekir. Ekonomi Eylül sayısında yeniden buluşmak üzere esen kalın.

Tüm yazılarını göster