Dağıtıcı bir sistem şart!

Ekin Al Yeni Bir Ekonomi

Yeni bir ekonomi doğuyor ve evet bu oldukça zor. Mevcut sistemin içerisinde yeni bir gerçeklik inşa etmek, henüz oluşmamış ama başlamış bir düzenin hikayesini anlatmak da oldukça güç. Ancak bugün gördüğümüz temel bir gerçeklik var tüm bu krizlerde kendini var edemeyen yaşamda tek çıkış noktamız yeni bir ekonomi! Ve bu ekonominin iki temel odağı var. Biri daha önce bu köşede ele aldığımız regeneration yani onarıcılık! Artık zarardan azaltmayı değil verdiğimiz zararı onarmanın zamanı. Bir diğer odak noktamız ise, dağıtım!            

Bugün dünyanın ve sistemlerimizin en büyük sorunu dağıtım. Biz adil, demokratik ve herkesi gözeten bir dağıtım mekanizması tasarlamadık. Bizim sistemlerimiz sermayenin ve finansın her zaman en çok şeyi kazanacağı şekilde tasarlandı. Bugün dünya gelirinin yüzde altmışı dünya nüfusunun yüzde birinin elinde bulunuyor. Elbette hal böyle olunca sistem her zaman gücü elinde kontrol edenler tarafından yürütülüyor. Bununla birlikte biz sadece refahı, parayı değil negatif etkenleri de yanlış daha doğrusu adil olmayan bir şekilde dağıtıyoruz. Ev içi bakımın kadında birikmesi, doğal afetlerde yoksulların ölmesi, iklim krizine neredeyse hiç sebep olmamış halkların iklim krizinin etkileri sebebiyle ilk ölenler olması. Dünya kocaman bir yanlış dağıtım sisteminin merkezinde yer alıyor ve biz ölümü, riski, mutluluğu, hakları, kahkahayı, özgürlüğü ve çok daha fazlasını yanlış dağıtıyoruz. 21. yüzyılın krizi bir ekonomik kriz, bir çevre krizi değil bir dağıtım, paylaşım krizi ve bu gittikçe derinleşecek küresel gerginliği arttıracak yegane konu. Üstelik dağıtımı doğru kurgulamak sahipliği, yönetişimi doğru kurgulamayı ve tasarlamayı da beraberinde getirdiğinde doğa için, yaşam için, her insan için adil bir gelecek inşa etmenin ve yaşamı yeşertmenin de yegane yolu.             

BU EYLEMİN ZARARLARI NASIL DAĞILACAK?

Üstelik içinde bulunduğumuz sistemde bu adil olmayan dağıtım sisteminin bir büyüsü de onu gündelik yaşamın içinde çoğunlukla fark etmemiz. Oysa her bireysel, kurumsal, hükümetsel kararın öncesinde sorulması gereken soru, benim bu eylemimin faydaları ve zararları hangi ölçekte kime nasıl dağılacak? Kim hangi değere nasıl ve ne kadar erişebilecek? Bugün artık gelirin değil servetin yeniden dağılımını konuşmak zorundayız. Çünkü bu biriken servetin maliyetlerini ödeyen bir ekoloji ve toplum var. Şimdi bu serveti bu maliyetin zararlarını ortadan kaldırmak, adil bir sistemi var etmek için kullanmak zorundayız. Üstelik sadece gelir ve serveti değil sağlıklı yaşamı, siyasi katılımı, adil gıdayı, her tür hakkı ve bunların kime nasıl ulaştığını bütüncül bir şekilde yeniden tanımlamalıyız.          

Raworth’un da dediği gibi “Ekonomik büyümenin eşitsizliği azaltacağı günü beklemeyin çünkü öyle bir şey olmayacak. Aksine baştan bölüşümcü olacak şekilde tasarlanacak bir ekonomi yaratın.” İnsanlık olarak bu yüzyılda ana sınavımız her geçen gün kendini daha adil bir yere çekebilen bir dağıtım sistemi tasarlamak. Bunu yaparken üretken yapay zekayı, web 3 teknolojilerini, elbette blockchain’i herkes için erişilebilir kılıp bu dağıtım sistemlerinin kalbine yerleştirmek.

TEMEL GELİR FİKRİ DESTEK TOPLUYOR

Yeni bir ekonomi doğuyor, krizlere cevap üreten yaşamın dengesizliklerini çözen bir ekonomi. Bugün dünyanın her yerinden farklı sahiplik ve karar alma modellerinin yükselen sesi duyuluyor. Yaşam ve sistem bu yangınlar içindeki kriz çağından nasıl çıkılacağının hikayesini göstermeye başladı. Mülkiyetten, teknolojiden, patentten ve fazlasından gelen geliri yeni iş modellerinde nasıl adil dağıtacağımızın hikayesini çözmek zorundayız. Üstelik bu gönlünüzden kopan bir ikramiye, karın belirli bir oranını vermekten çok daha fazlası. Her şeyin henüz en başta nasıl dağılacağının belirlendiği bir ekonomik tasarımın peşinden koşmalıyız. Bugün dünyada temel gelir fikri gittikçe daha çok desteklenirken kazandığımız paranın ürettiğimiz refahın kime ait olduğunu görmek, sosyal sistemleri yeniden oluşturmak ve doğadan çaldıklarımızı da ona geri vermek zorundayız. Mars’ta yaşam bulunur mu bilinmez ama bu mavi kürede yarattığımız uygarlık hikayesinin devamlılığının peşindeysek doğru bir dağıtım mekanizmasından başka seçeneğimiz yok. Bu bir seçim değil gelen bir zorunluluk. Peki siz adil bir dağıtıma hazır mısınız? Büyümekten utanılacak günleri hayal ediyor musunuz?

Tüm yazılarını göster