Hükümetin zorlukları yanında, ciddi şansı da var!...

Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak TBMM’de çoğunluğu aldıktan sonra ikinci turda Cumhurbaşkanlığı’nı da kazandı. Yemin ettikten sonra artık ikinci ve son dönemine başladı.

O hızla geçtiğimiz cumartesi akşamı Bakanlar Kurulu’nu oluşturdu.

Hemen belirtmek gerekirse, Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na atadığı bakanlar büyük beğeni topladı. Zira bakanların hemen hepsi alanında isim yapmış, uzman ve mesleki kariyerlerinde başarılı isimler. Elbette aralarında geçmişten gelen üne sahip Mehmet Şimşek, Hakan Fidan gibi isimler de var.

Açıkçası Bakanlar Kurulu çok rahat bir şekilde görevine başlayacak. Kamuoyunun güveni çok önemli olacak.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın da işi (şimdilik) kolay olacak. Bir bakıma Türkiye’nin çeyrek yüzyıla ulaşan siyasi geçmişinde var olan ve Cumhurbaşkanlığı’nda son döneme giren Recep Tayip Erdoğan için bir bakıma “kubbede kalan hoş seda” fırsatı da doğacak.

Cumhurbaşkanlığı için koca bir beş yıl… Bu kadar süre ile ilgili olarak hükümetin hem zorlukları ve hem de fırsat veya şansı var. Bu zorluklara ve fırsatlara bir bakalım.

 Hükümetin zorlukları…

- Geride kalan 21 yılın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne girilen 2018 sonrasının yaşanmışlıkları. Çeşitli siyasi, ekonomik, finansal, sosyal nitelikli zorluklar.

- 2020 yılının başından 2021 yılının sonuna kadar en az 2 yıl süreyle kesintisiz devam eden Covid-19 salgınının çok ağır faturası.

- Rusya-Ukrayna savaşının Karadeniz ülkelerine, Türkiye’ye ve tüm dünyaya yansıyan ve halen devam eden siyasi, ekonomik ve diplomatik sıkıntıları…

- Nihayet 6 Şubat tarihinde yaşanan ve 11 ilimizi adeta yerle bir eden Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ağır yıkıntıları…

- 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yoğun stresi. Oldukça çetin geçen bir kampanya dönemi…

- Yine 14 Mayıs seçimleri sırasında adayların ortaya koydukları vaat yağmuru. Şimdi siyasi, ekonomik, finansal, sosyal boyutlu bu vaatlerin yerine getirilme zamanı…

- Mart 2024’de yapılacak olan yerel yönetim seçimleri. Özellikle Cumhur İttifakı’nın içine dert olan, başta İstanbul olmak üzere, büyük şehirlerin kaybedilmesi… Açıkçası hükümetin bir rövanş mücadelesi…

- Özellikle batı dünyasının Türkiye’yi yalnızlaştırma hamleleri.

- Son 3 yıla damgasını vuran ve “Türkiye Ekonomi Modeli” olarak adlandırılan teoriden ve hatta pratikten uzak ekonomi politikalarını uygulama çabaları. Hazine, BDDK ve Merkez Bankası yönetimlerinin bütüncül politikadan uzak günlük politikaları.

 Hükümetin fırsat veya şansları…

- Öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın ikinci kez seçilmesi sonrası kamuoyuna yaptığı tüm kesimleri kavrayıcı ve kucaklayıcı mesajları bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Elbette bunun sonuçlarını zaman gösterecek.

- Ekonomi yönetimine getirilen Bakanlar memnuniyetle karşılandı. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in atanması uluslararası finans çevreleri için çok iyi bir mesaj oldu.

- Özellikle ekonominin dibe vurduğu bir noktada yeni bir yönetime kavuşması zaten bir fırsat olarak kendini gösteriyor. Yani döviz, faiz ve enflasyon denkleminin birbirinden koptuğu bir noktada yeni yönetimin bu gariplikleri ortadan kaldıracağı bekleniyor.

- Şimdi sıra ekonomi bürokrasisindeki tepe isimlerin değişiminde…

- Bakanların genelde konularının uzmanı olmaları ve başarılı geçmişe sahip bulunmaları da çok önemli bir fırsat olarak kabul ediliyor.

- Ekonomi ile birlikte hukuk sisteminde yapılacak iyileştirmeler de bir fırsat olarak algılanıyor. Açıkçası hukukun güçlendirilmesi ve adaletin sağlam hale getirilmesi bekleniyor.

Sonuç itibariyle şunu söyleyebiliriz. Ekonominin rayına oturtulması için yeni bir fırsat doğmuş görünüyor. Cumhuriyetin 100. yılında bu fırsatın kaçırılmaması gerekiyor.

Tüm yazılarını göster