Faruk TAŞYÜREK
Yeminli Mali Müşavir
Mobilya ve sektörün tanımı
Mobilya, ortalama bir insanın günlük yaşamının idamesinde her alanda ihtiyaç duyduğu, birey ve toplumda ihtiyacın giderilmesiyle bireysel ve toplumsal refaha dönüşen, insan yaşam kalitesine katkı sağlayan; sosyal, ekonomik ve kültürel tercihle şekillenen yaşam parçamızdır.
Mobilyayı bu şekilde tanımlarken, sektörünü de dayanıklı tüketime konu olan ürünlerin, hammadde ve ara maddelerle üretildiği, ticarete, ithalata ve ihracata konu edildiği sektör şeklinde tanımlamak mümkündür.
Kullanım alanı olarak sektörüne bakıldığı zaman ise; insanların çalışma, oturma, dinlenme, yemek yeme, eşyalarını depolama, sergileme gibi günlük yaşama yönelik sosyal ve kültürel temel ihtiyaçlarını güvenli ve rahat bir şekilde karşılamak için kullanım alanı oluşturduğunu görürüz.
Sektörün ve ürünün günlük hayattaki önemi bu şekilde olmakla birlikte bu sektörün son yıllarda ve son dönemlerde ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını da görmekteyiz. Bu sorunların sonucu olarak kimi işletmeler, üretimden çekilmekte, kimi işletmeler küçülmeye gitmekte ve kimi işletmeler ise konkordato gibi süreçlere evrilerek ömür uzatma çabası içine girmiş bulunmaktadır.
Mobilya Sektörüne Yönelik Bir Kısım Beklenti ve İstatistiki Veriler
Mobilya sektörünün gerçekleşmiş ve beklenen gelişim sürecinde yurt içinde ve yurt dışında oluşan beklentiler ve verilere baktığımızda ciddi bir ekonomik büyüklüğe işaret edildiğini görmekteyiz.
Bir kısım araştırmalara göre; küresel mobilya üretiminin 2023 yılında 470 milyar doları aşmakla birlikte 2024 yılında %7,1 büyüme ile 503 milyar dolar büyüklüğüne yaklaştığı bilinmektedir. Yine sektörün 2028 yılına kadar yıllık ortalama %6,8 büyüyeceği, 2028 yılındaki büyüklüğünün 653 milyar dolara ulaşmış olacağı tahmin edilmektedir. (kolayihracat, 2025))
Ülkemizdeki mobilya üretimi ise 2023 yılında 14 milyar dolar civarında gerçekleşmiş bulunmaktadır. Sektörel beklentiye göre; 2028 yılına kadar yıllık ortalama %2,9’a yakın bir daralma olacağı, sektörün büyüklüğün ise 12 milyar seviyelerinde seyredeceği tahmin edilmektedir. Oransal olarak bakıldığında ülkemizdeki mobilya üretiminin büyük bir kısmının iç pazarara yönelik olduğu görülmektedir. Ülkemizdeki mobilya sektörü son 20 yıldır net ihracatçı konumundadır ve sektörün büyümesinde ihraç edilen ürünlerden elde edilen gelirin önemi büyüktür. Türkiye’nin 2023 yılında 4,5 milyar doların üstünde bir ihracat değerine ulaştığı bilinmektedir.
Mobilya ihracatımızın ülkeler bazında incelendiğinde, 2009 yılından itibaren 2023’e kadar en büyük pazarın ülke olarak Irak pazarı olduğu görülmektedir. 2023 yılında Irak’ı Almanya takip etmekle birlikte mobilya ihraç ettiğimiz bir diğer önemli pazarlar ise ABD, Fransa, İngiltere, Romanya, Suudi Arabistan, Libya, İsrail ve Hollanda’dır. Sektörün toplam ihracat içindeki payı 2023’te %1,8 olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. (kolayihracat, 2025)
Çalışmamıza konu aşağıdaki Tablolarda küresel piyasaki ihracatçı ve ithalatçı ülkelerin 2018 ila 2022 yıllarıdaki ihracat ve ithalat rakmalarına ve oranları yer almaktadır.
Tablo 1. Başlıca Mobilya Ürünleri İhracatçıları (Bin Dolar)
| İhracatçılar | 2018 | 2019 | 2020 | 2021 | 2022 | 2022 | |
| Dünya | 193.333.008 | 195.021.319 | 195.811.973 | 238.876.258 | 228.271.531 | 100,0% | |
| 1 | Çin | 64.286.687 | 64.480.045 | 70.068.358 | 88.046.447 | 81.930.860 | 35,9% |
| 2 | Almanya | 14.080.209 | 13.769.747 | 12.904.955 | 15.301.392 | 14.695.040 | 6,4% |
| 3 | İtalya | 12.202.904 | 11.681.261 | 10.679.762 | 13.439.107 | 13.458.273 | 5,9% |
| 4 | Vietnam | 6.997.682 | 8.984.681 | 11.364.266 | 13.038.969 | 12.973.480 | 5,7% |
| 5 | Polonya | 13.386.689 | 13.399.545 | 13.112.859 | 16.038.358 | 11.539.476 | 5,1% |
| 6 | Meksika | 8.193.411 | 8.110.513 | 7.058.284 | 8.800.451 | 10.431.366 | 4,6% |
| 7 | ABD | 8.352.182 | 7.886.154 | 6.608.609 | 7.161.592 | 7.883.128 | 3,5% |
| 8 | Kanada | 4.685.553 | 4.698.112 | 3.964.145 | 4.513.821 | 5.248.547 | 2,3% |
| 9 | Türkiye | 2.686.740 | 3.415.824 | 3.426.583 | 4.226.510 | 4.632.217 | 2,0% |
| 10 | Çekya | 4.791.775 | 4.516.535 | 4.274.634 | 4.737.467 | 4.599.605 | 2,0% |
Kaynak: (MobilyaSektörüRaporu, 2025)
Tablo 2. Başlıca Mobilya Ürünleri İthalatçıları (Bin Dolar)
| İthalatçılar | 2018 | 2019 | 2020 | 2021 | 2022 | 2022 | |
| Dünya | 192.169.862 | 189.239.822 | 181.669.391 | 225.924.779 | 227.462.522 | 100,0% | |
| 1 | ABD | 59.003.625 | 55.802.785 | 55.089.640 | 68.864.458 | 74.243.024 | 32,6% |
| 2 | Almanya | 16.195.405 | 15.753.792 | 16.117.050 | 19.307.904 | 18.645.584 | 8,2% |
| 3 | Birleşik Krallık | 9.529.886 | 9.652.369 | 8.392.925 | 10.884.680 | 11.760.314 | 5,2% |
| 4 | Fransa | 9.681.122 | 9.451.574 | 8.684.430 | 11.396.045 | 11.090.259 | 4,9% |
| 5 | Kanada | 7.335.526 | 7.302.753 | 6.553.231 | 7.736.720 | 8.439.900 | 3,7% |
| 6 | Japonya | 7.053.902 | 7.229.224 | 7.007.409 | 7.747.151 | 7.642.849 | 3,4% |
| 7 | Hollanda | 5.528.915 | 5.718.721 | 6.188.689 | 7.927.537 | 7.321.615 | 3,2% |
| 8 | Avustralya | 3.754.557 | 3.575.225 | 3.722.172 | 4.370.909 | 4.491.736 | 2,0% |
| 9 | İspanya | 3.732.214 | 3.629.815 | 3.324.497 | 4.319.895 | 4.356.102 | 1,9% |
| 10 | İsviçre | 3.547.120 | 3.415.012 | 3.502.250 | 4.099.296 | 3.980.198 | 1,7% |
| 45 | Türkiye | 592.840 | 553.966 | 498.720 | 562.594 | 651.031 | 0,3% |
Kaynak: (MobilyaSektörüRaporu, 2025)
Sektörün Sorunları
Mobilya sektörünün birçok sorunları mevcuttur ancak bunlardan bazıları diğerlerine göre önemli ve öncelikli özelliğe sahiptir. Bunlardan bir kısmına yazımızın devamında başlıklar halinde ve kısa açıklamalarla yer verilmiştir.
**Üretim Maliyetlerinin Artması
Mobilya sektörü emek yoğun çalışan bir sektördür. Emeğin yanı sıra üretim için gerekli olan makine ve ekipmanlar ile hammadde bu sektörün önemli girdi maliyetlerini oluşturmaktadır. Bugün en düşük ücretin (asgari ücretin) iş verene olan toplam maliyeti ile ithalata dayalı üretim ekipmanları işletmelerin temel üretim maliyetlerini çok ciddi şekilde artırmış bulunmaktadır. Üretim maliyetlerinin ciddi şekilde artmış olması, satış hacmi ile desteklenmeyen bu sektörde ciddi sorunlara neden olmuş vaziyettedir.
**Ulaşım Maliyetlerinin Artması
Mobilya sektörüne baktığımız zaman iki tür ulaşım maliyetinin olduğunu görürüz. Bunlardan birincisi ürünü üreten kişilerin ulaşım maliyeti ikincisi ve çok daha büyüğü ise üretilen ürünün üretim öncesi ve sonrası taşınma maliyetidir.
Taşımanın taşıyanı yapan açısından en büyük maliyeti ise; araç bakımı, akaryakıt ve yol maliyeti şeklinde oluşmaktadır. Bu kalemlerin maliyetlerinin fahiş şekilde artmış olması taşıma maliyetini de fahiş şekilde artırmaktadır. Hal böyle olunca mobilya sektörüne yansıyan maliyet de yüksek maliyet şeklinde oluşmaktadır.
**Rekabet Gücünün Azalması
İşletmeler için bilinen maliyetin yanı sıra bir de bilinmeyen maliyet olayı vardır. Bu maliyet de iktisat kavramında alternatif maliyet olarak tanımlanmaktadır. Alternatif maliyet bir noktada başka tercihin faydasından mahrum kalmayı ifade etmektedir.
Rekabet ortamında ise yapılan işin alternatif maliyeti yapılmayan işle ölçülmektedir. Örneğin yatırım aracının başka alanda yapılması bir alternatif maliyeti verirken, yatırım yapılmadan vadeli mevduat gibi hesaplarda değerlendirilmesi de alternatif maliyeti belirlemektedir.
Mobilya sektörü gibi sektörler rekabet açısından sadece ulusal rekabet ve alternatif maliyet gibi durumlarla karşılaşmamakta aynı zamanda kendini uluslararası piyasalarla da rekabet ortamı içinde bulabilmektedir. Günümüz dünyasında Çin gibi üretim maliyeti düşük olan ülkeler ise ezici rekabet gücüyle piyasa hakimiyeti oluşturmaktadır. Bu durumda mobilya sektörü açısından rekabeti, olumsuz şartlar olarak sunmaktadır.
**İhracat Yoğunluğu Olan Ülkelerdeki Askeri ve Siyasi Krizler
Üstteki Tablodan da görüleceği üzere; yakın tarihimizdeki dönemlerde en yüksek ihracatımız ülke olarak Irak’a yapılmış gözükmektedir. Bu durum akla ilk olarak Irak ile toprak parçası olan ülkelere neden yapılmıyor (?) sorusunu getirmektedir. Bu sorunun cevabı ise oldukça bilindik! Sınır komşusu olduğumuz ülkelerin çoğunda askeri ve siyasi karışıklar bulunmakta; beraberinde iç savaş da yaşanmaktadır. Hal böyle olunca sınır ticareti gibi bilindik bir ticaret kısıtlanırken, mesafeden kaynaklı taşıma maliyeti avantajı da oluşmamaktadır. Diğer bir ifadeyle sınır komşusu ülkelerde yaşanan kargaşalar, ihracatı daha az maliyet ve daha kısa sürede teslim gibi avantajlardan sektörü mahrum bırakmaktadır.
**Karlılık Oranlarının Düşmesi
İşletmelerin karlılıklarının belirlenmesinde temel ölçüt; satış fiyatı-maliyet=kar şeklinde bilinmektedir. Diğer değişkenler sabitken işletmeler için süreklilik kavramı da sektörde kalma isteği de bu formül eşliğinde oluşmaktadır. Ancak maliyetin sürekli yükseliyor olması, bunun baskısıyla satış fiyatlarının da yükselmesi her zaman için karlılığı vermemektedir. Satış hacminin daralması işletmelerin karlılıklarını düşürmektedir. Bu durumda beklenen karlılık ile gerçekleşen karlılık arasında sektörde ciddi sapmalar meydana gelmekte ve hayal kırıklıkları baş göstermektedir.
**Nitelikli İşçi Gücüne İhtiyacın Artması
Daha önce de belirttiğimiz gibi mobilya üretiminin güçlü bileşenlerinden birisi beşerî sermayedir. Yani emektir. Emek yoğun çalışma alanına sahip olan bu sektör her ne kadar zaman içerisinde makineleşmeyle ihtiyaçlarını giderme yolunda büyük yol kat etse de hali hazırda emeğe olan yoğun talebi devam etmektedir.
İktisatta da terim olarak bilindiği üzere; çalıştırılmak istenen alanda işçi bulunamaması olayına işçi açığı denmektedir. Günlük hayatta işsizlik oranı sıklıkla karşımıza çıkarken bunun tersi durum çok dile getirilmemektedir. Oysaki bazı sektörlerde iş değil, işçi arayışının yoğunluğu görülebilmektedir.
Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, usta çıkar sürecinin zayıflaması yetişecek işgücünün bulunamaması, geçici süreli yabancı işçi istihdamına başvurulması bu alanda ciddi sorunları beraberinde getirmektedir.
**Döviz Kurunun Enflasyondaki Artışın Çok Gerisinde Kalmış Olması
Dövizin TL karşısında zaman içerisinde değer kazandığı bilinen bir gerçektir. Ancak; burada gözden kaçan bir durum vardır o da dövizin enflasyon karşısındaki durumu!
2020 Ocak ayının verileri ile 2025 Haziran ayı verileri (TÜİK ve Merkez Bankası) Dolar ve Üretici Fiyat Endeksi cinsinden beş buçuk yıllık serüvende mukayese edildiğinde bu durumu doğrulamaktadır. Şöyle ki; 02.01.2020 tarihindeki dolar kuruna baktığımızda MB’nin döviz alış kurunun 1 USD = 5,9478-TL şeklinde olduğu görülmektedir. 30.06.2025 tarihinde ise yine MB’nin dolar kuruna bakıldığında döviz alış kurunun 1 USD = 39,7408 şeklinde olduğu görülmektedir. Yani oransal olarak doların beş buçuk yıldaki artış katı (39,7408/5,9478=)6,68 şeklinde gerçekleşmiş bulunmaktadır.
Öte yandan TÜİK verilerine göre; Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksine (ÜFE) baktığımızda 2020/Ocak ayı ÜFE endeksinin 462,42 şeklinde olduğu, 2025/Haziran ayı ÜFE endeksinin ise 4334,94 şeklinde gerçekleştiği bilinmektedir. Beş buçuk yıllık artış oranına bakıldığında bu katın (4334,94/462,42=)9,37 şeklinde olduğu görülmektedir.
Üstteki oransal hesaplamalardan da görüleceği üzere enflasyondaki artış oranı ile dolar bazlı döviz kurundaki artış oranı mukayese edildiğinde kat olarak (9,37/6,68=)1,40 şeklinde bir orana ulaşıldığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle bu beş buçuk yıllık sürede dolar kuru kayıtlı verilere göre enflasyon karşısında yaklaşık %40 daha geride kalmış vaziyettedir. Bu durum ihracat ve üretim maliyeti boyutuyla sektörü ciddi şekilde olumsuz etkilemiş bulunmaktadır.
** Konut Satışındaki Düşüşler
Konut sektöründeki hareketlilik ile mobilya sektöründeki hareketlilik, tarihi birliktelikle birlikte eş zamanlı satışları beraberinde getirmiştir. Özellikle de yeni konutların satışı hem mobilyalı satış boyutuyla hem de kullanıcı boyutuyla mobilya tüketimine ihtiyacı artırmıştır.
Hal böyle olunca konut sektöründeki durgunluk mobilya sektöründeki durgunluğa sebep olmaktadır. Tersinden baktığımızda bir sektörün sorunu başka bir sektörün sorunu olarak zuhur etmiş bulunmaktadır.
Çözüm Önerileri
Yazımızın önceki bölümünde yaşanan sorunları ele almıştık. Bu bölümde ise çözümleri ele alacağız ancak hemen belirtmekte fayda görmekteyim ki, üstteki sorunların çözülmesi ya da soruna sebep olan şeylerin ortadan kaldırılmış olması hali, doğal çözümü beraberinde getirmiş olacaktır.
**Üretim Maliyetlerinin Özelliklede Sabit Maliyetlerin Düşürülmesi
Genel olarak da bilindiği üzere; üretimin iki temel maliyet kalemi vardır. Bunlar sabit maliyet ve değişken maliyet şeklinde terimsel olarak karşılık bulmaktadır. Kısaca üretime bağlı olarak değişen maliyet, değişken maliyet olarak tanımlanırken, üretimden bağımsız oluşan maliyetler ise sabit maliyet olarak bilinmektedir.
Burada sabit maliyetler üretimin parçası olan makine ve teçhizatları kapsadığı gibi bunların konumlandırıldığı fiziki mekanları da kapsamaktadır. Bu kapsamda fiziki mekanlara ulaşılması, mülkiyet hakkının kurulmasının kolaylaştırılması maliyet tasarrufu olarak dönüş sağlayacaktır.
Öte yandan mobilya sektöründe seri üretime geçişi sağlayan makinaların ithalinde ve ulaşımında kolaylıklar sağlanması KDV gibi bir kısım vergilerden ari tutulması da yine sektöre önemli bir destek olarak katkı sağlamış olacaktır.
**Üretici İmalatçılara Kira Desteği Sağlanması
Yine genel olarak da bilindiği üzere; mobilya üretimleri genellikle organize sanayi bölgelerinde gerçekleşmektedir. OSB’lerde ise yer tahsisi ve kira maliyeti gibi maliyetler bu alanda üretim yapan işletmeleri ciddi şekilde etkilemektedir. Buradaki önerimiz OSB’ler içerisindeki taksimlerin adil yapılması gerektiği gibi işletme sahiplerine kira maliyetini düşürücü politikaların geliştirilmesi olacaktır.
Belirtmekte ayrıca fayda görmekteyim ki; yasal yükümlülük olarak mülk sahiplerinin uhdesinde kalması gereken Gelir Stopajı gibi bir kısım vergiler, uygulamada kiracıların uhdesinde kalmaktadır. %20 oranındaki bu yük de yine kiracılar açısından büyük yükümlülüklere sebep olabilmektedir. Bu durumun mümkünse tamamen ortadan kaldırılması değilse en azından oranın düşürülmesi tavsiyemiz olacaktır.
**KDV Oranlarının Düşürülmesi
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 28. maddesi KDV oranlarının belirlenmesinde yetkiyi Cumhurbaşkanına (Mülga Bakanlar Kurulu) vermiştir. Anılan yetkiye istinaden 24/12/2007 tarihinde 2007/13033 sayılı kararla 17/7/2002 tarihli ve 2002/4480 sayılı Kararnameye son verilmiş KDV de oranlar %1, %8 ve %18 şeklinde belirlemiştir. Daha sonra bu oran 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %1, %10 ve %20 şeklinde revize edilerek değiştirilmiştir.
Mobilya sektöründe uygulanan KDV oranına baktığımızda bu oranın %10 şeklinde uygulandığı görülecektir. Buradaki önerimiz oranın %1 e çekilmesi şeklinde olacaktır. Şayet bu şekilde bir indirime gidilecek olunursa; satış fiyatı üzerinden %9’luk bir indirim oluşabileceği gibi KDV iadesi yönüyle sektöre de ciddi bir destek sunulmuş olacaktır. Bu durumun sonunda sektörde canlılık sağlandığı gibi satış hacminin genişlemesinden kaynaklı olarak da kamu gelirlerinde artışlar olabilecektir. Nitekim 2008 küresel krizinin akabinde bu yönteme başvurulmuş ve kısa sürede olumlu dönüşlerin sağlandığına da tarih, tanıklık etmiştir.
**İhracatın Daha Fazla Desteklenmesi
Ülkeler ekonomik dengenin yanı sıra üretimde sürekliliğin sağlanması ihracata bağlı döviz gelirinin elde edilmesi gibi nedenlerle kimi zaman doğrudan kimi zaman da dolaylı olarak dampinge de konu olacak şekilde ihracatı ve ihracatçı firmaları destekleyebilmektedir.
Burada da ülkemiz açısından olaya bakıldığında üstteki tablodan da görüleceği üzere; mobilya sektörü, ihracat yönüyle önemli bir role sahip sektördür. İhracattaki önemi ile birlikte döviz getirici etkisinin olması, üretimdeki artışın istihdamdaki artışı desteklemesi çok yönlü bakıldığında sektörel olarak da milli menfaate dönüştüğü görülebilecektir.
İhracatçı firmalara; gelir üzerinden alınan vergi oranlarının daha düşük uygulanması, gümrük işlemlerin de vergilendirmede ve nakliyede gerekli kolaylıklarının sağlanması bu alanda önemli destek olarak dönüş sağlamış olacaktır.
**Rekabetçi Kur Politikasının İzlenmesi
Bilindiği üzere; uluslararası ticaret yapan ülkelerin kahiri ekseriyeti başka ülkenin&ülkelerin para birimiyle ticaret yapmaktadır. Özellikle de dolar gibi yabancı para birimlerinin yerli para birimlerine göre yüksek değerde olması ithalatçı-ihracatçılar hariç, karı yüksek ticaret sonucunu vermektedir.
Ülkemiz açısından bakıldığı zaman da cari açık veren bir ülke olduğumuz bilinmektedir. Ve yine ihracatı ithalata bağlı kalemlerinin de yüksek olduğu bilinmektedir. Bu kapsamda bakıldığında döviz kurunun özellikle de ihracat boyutuyla düşük olmasından ziyade rekabetçi olması hem sektörü hem ihracatı genel olarak destekleyecektir. Ancak; buradaki destek analizi ihracat boyutuyla yapılmış olup, enflasyon boyutunun göz ardı edildiği de unutulmamalıdır.
**Kredi İmkanlarının Artırılması
Mobilya sektörünün ürünlerine baktığımız zaman çoğunlukla dayanaklı tüketim malları olduğunu görürüz. Aynı zamanda bu ürünlerin ortalama vatandaş bütçesinde harcama bölümü olarak yüksek olduğunu da görürüz. Diğer bir ifadeyle de iktisap sürelerinin zamana yaygın olduğunu görürüz.
Ortalama aile bütçelerine göre mobilya ürünlerinin alınması, yenilenmesi, aile bütçesi üzerinde önemli etkiler bırakmaktadır. Bu durumun hafifletilmesi ve piyasada sirkülasyonun oluşması için kanaatimizce bu alanlara özgü finans desteğinin oluşturulması yerinde olacaktır. Şöyle ki; mobilya alımlarında kredi kartlarına taksit imkanlarının artırılması, kredi kullanımında düşük faiz kampanyalarının oluşturulması, bu sektörde sirkülasyona sebep olacaktır. Bu şekilde bir sirkülasyon da ciro artışıyla birlikte hazine menfaatinin de oluşacağı unutulmamalıdır.
**Üretime Yakın Yerlerde Satış Ofislerinin (Showroom) Oluşturulması
Ülkemizdeki AVM’lere ve başkaca satış alanlarına baktığımız zaman bu alanların nispeten üretim alanlarından uzak alanlar olduğunu görürüz. Üretim alanlarından uzak alanlarda yapılan tanıtımlar taşıma maliyeti oluşturduğu gibi çeşit tercihinde de tanıtım yoluyla geride kalabilmektedir. Her ne kadar tüketiciler halihazırda katalog ürünleri üzerinden tercih yapabiliyor olsa da fiziki görüntü, resim görüntüsünden evla sayılmaktadır.
Bu kapsamdaki önerimizi AVM benzeri yapıların OSB’lerde veya OSB’lere çok yakın yerlerde yaygınlaştırılması olacaktır. Üretici ile tüketici arasındaki mesafenin kısalması başta teşhir ürünleri olmak üzere; birçok ürünün tanıtımında ve satışında kolaylıklar sunmuş olacaktır.
Sonuç
Beşerî sermaye yapısı ve üretim kapasitesi ile birlikte öteden beri mobilya sektörü ülkemizin önemli sektörleri arasında yer almayı başarmıştır. Ancak; geldiğimiz süreçte bu sektör, birçok sektörden daha fazla zorluklarla mücadele eden sektör haline gelmiş bulunmaktadır.
Sektörde yaşanan bu sorunlar sektöre girişleri kısıtladığı gibi sektörde bulunan firmaların sektörden ayrılmasına, konkordato sürecine girmesine veya üretim kapasitesini kısıtlamasına neden olmuş vaziyettedir.
Sektörde yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerin bir kısmına bu yazımızda yer verilmiştir. Sektörün sorunları ve çözüm yolları yazımızdakinden daha fazla alana sirayet ettiği bilinmekle birlikte yazımızda makul ve ivedi olması gereken hususlara özellikle değinilmek istenilmiştir.
Kaynakça
kolayihracat. (2025, 07 17). https://www.kolayihracat.gov.tr
https://www.kolayihracat.gov.tr/sektorler/mobilya
kolayihracat. (2025, 07 17). https://www.kolayihracat.gov.tr: https://www.kolayihracat.gov.tr/sektorler/mobilya
MobilyaSektörüRaporu. (2025, 07 18). www.sanayi.gov.tr: chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.sanayi.gov.tr/assets/pdf/plan-program/MobilyaSektorRaporu(2022).pdf?1745193600074