Oyuncu bir ekonomi

Ekin Al Yeni Bir Ekonomi

En son ne zaman bir oyun oynadınız? Peki ya oyun sadece çocuklarla ilgili midir? Benim sorduğum asıl sorulardan biri de şu: Oyuncu Bir Ekonomi mümkün mü? Geçtiğimiz yıl Onarım Atölyesi olarak Bozcaada Caz Festivali’nde nasıl bir tartışma alanı kurgulayabiliriz diye uzun uzun düşünmeye başladığımda festivalin ana teması olan Play yani oyun ile nasıl bir bağ kurabileceğimizi de düşünmeye başladım. Devamında bu kavram ve tartışma gündemi ortaya çıkmış oldu: Oyuncu bir ekonomi!

Oyunun düşündüğümüzün aksine oyunlaştırmadan çok farklı bir kavram olduğunu hatta oyunlaştırmanın bir oyun hakkı ihlali olduğuna ve oyun hakkını savunmamız gerektiğine yürekten inanan ben, hayranı olduğum Toyi sosyal girişimiyle tanışınca bu düşüncelerimin güçlenmesi ile birlikte hayatıma oyuncu olmak kavramı da girdi. Yaşamın her anında cebimizde taşımamız gerekirken çocuklukla ilişkilendirdiğimiz ve onu da pek iyi yapamadığımız oyun bize pek çok şey anlatır. Burada özellikle altını çizmek istediğim şey benim için oyun demek serbest, sınırların olmadığı keşfe açık yaratım alanı demek. Tamamlanması gereken görevlerin olduğu, yarışmak zorunda olduğunuz insanların olduğu, sıralamaların yapıldığı süreçleri oyun değil oyunlaştırma içeren süreçler olarak değerlendirmek gerekiyor.

Özellikle oyundan gelen birçok kavram yeni bir ekonomide kendi karşılığını nasıl yaratabilir sorusunu sormaya başladığımda gördüğüm pek çok benzerlik olduğunu fark ettim. Oyunlarda hayal gücü sınırsızdır, imkansız da çok kolay değildir: Bugünün tahripkar ekonomisinin bizden çaldığı en büyük şeylerden biri hayal gücümüz. Olmaz denileni olur kılmak için önce hayal etmek gerekir ve hayaller eylemleri doğurur. Karı öncelemeyen, sahipliği ve karar almayı bölüşen yaşamı onaran bir işletme var olabilir mi? Önce hayaller kurmak gerek tıpkı oyunlardaki gibi.

Tekillikten uyumlu işbirliğine: Elbette tek başımıza da oyun oynayabiliriz ama oyunun dünyası anlamlı işbirliklerine ve birlikteliklere oldukça açık tıpkı yeni ekonomide olması gerektiği gibi. Bugün bize çizilen yalnız hep kendinin en çok faydasını isteyen rasyonel iktisadi adam’ın oyuncu bir ekonomide var olmasının pek şansı yok. Çünkü oyunda karşılıklı olarak birbirine bağlı olma, birlikte hareket etme, beraber hayaller kurma ve birlikte olma yeteneklerine sahip. Bu yetenek setlerine adil, birbirini gözeten bir ekonomik anlayışı kurmak için de ihtiyacımız var.
Tek bir doğru yok: Oyunlarda tek bir doğru yoktur. Aynı zamanda rasyonel denen şeyde! Mekan, zaman, nesne ve çok daha fazlası yeniden işlevlendirilebilir, tarifl endirilebilir ve çizilen kalıpların ötesine geçebilir. Kase her zaman kase olmak zorunda değildir, bir park da her zaman bir park. Zaten çağımızın en büyük sorunlarından biri de bu korkunç tanımlama ve segmantasyon ile daha çok tükettirmek değil midir? Tüm bunlarla birlikte bunca zaman ekonomi de bize aksinin mümkün olmadığına inandırdığı tek doğrulara inandırdı: Hep büyümek zorundayız, piyasa her zaman güçlüdür, finans yanılmaz, devlet yeteneksizdir ve uzayıp giden bir liste… Oysa oyun dünyasında tek bir doğru ve kabul yoktur tıpkı yeni ekonomilerimizde olması gerektiği gibi.

Deneme yanılma ve merak! Bugün eski ekonominin tahripkâr sistemin içinde yeni bir ekonomi inşa etmeye çalışıyoruz ve ihtiyacımız olan çok daha fazla denemek bozmak yanılmak vazgeçmek başka türlü yeniden denemek! Tıpkı oyun dünyasında olduğu gibi. Bugünün ekonomilerini yaratırken oyunlarda olduğu gibi merak güdüsünü temele koyarak birbirine benzeyen benzemeyen pek çok yeni şeyi denemeye korkmamak sınırları ortadan kaldırmak gerek.

Evrensel ve herkes için! Doğru tasarlanmış oyunun bir dili olmasına gerek yok. Oyun kavramı herkese hitap edebilen, kapsayıcı ve çeşitlilikle donatılmış olabilir. Tıpkı ekonomilerimizde ihtiyacımız olduğu gibi. Herkesin kendini var edebileceği kendini temsil edebileceği sistemin içine dahil olabileceği bir ekonomi tasarlamamız gerektiği gibi.

Bendeki bu liste kocaman uzayıp gidiyor sevgili okur. Belli mi olur bir gün belki denk gelir amansız oyunlar oynar adil bir oyuncu ekonominin peşine beraber düşeriz. Tüm bu maddelerin ötesinde oyuncu bir ekonomi denince aklıma her şeyden önce iyi bir ekonomi geliyor sevgili okur. Çocuklar için olan bir şeyin kötücül olmaması gerektiği gibi ekonomilerimizde de böyle olmalı. Tıpkı oyuna benzemeli. Oyunlar çocuklara nasıl iyi geliyorsa, oyun oynayan çocuklar ne kadar mutluysa ekonomilerimiz de doğaya ve topluma öyle iyi gelmeli. Ne dersiniz içinizdeki çocuğu davet etmeye var mısınız? Çağırın onu da, alın tüm çocukları yanınıza gelecek için bugün oyuncu bir ekonomi tasarlayalım!

Tüm yazılarını göster