Restorasyon

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Global piyasalarda son zamanlarda konuştuğumuzun dışında farklı bir heyecanlı durum şimdilik yok. Fed’e dair beklentilerdeki ayrışma henüz işlemler nezdinde kendisini belli edebilmiş değil. Reel faizlerdeki kısa vadeli değişimlerin Amerikan doları ile yarattığı etkileşim zaman zaman volatilite nedeni olsa da genel olarak risk iştahının korunması söz konusu. Nisan’ın ilk yarısındaki dalgalanma şimdilerde masada yer almıyor. Küresel hisse senetleri ve MSCI TR endeksi son 3 haftanın tamamında değer kazanırken, son hafta özelinde dolar endeksindeki primlenme ve gelişmekte olan ülke varlıklarındaki baskılanmayı ihtiyatlılık ilkesi kapsamında not etmekte fayda olabilir. Net/net kritik bir oyun değiştirici faktörün görülmemesi safların da korunmasına imkan tanıyor. Yani, bildiğiniz gibi.

Esas konu başlıkları ise uzun yılların ardından yerel varlıklar nezdinde geçerli oluyor. S&P’nin kredi notu artışının ardından geçmiş istatistikler üzerinden yapılan klasikleşmiş kısa vadeli analizler psikolojik baskının ve sınırlı kar realizasyonu isteğinin getirdiği finansal baskılanma ile maalesef bir kez daha matematiksel olarak haklı çıktı. Ancak, BIST 100 endeksindeki haftalık kapanışın yüzde – 0,57 olmasının orta vadeli beklentileri bozacak ne gücü ne de öyle bir kabiliyeti var. Ana resimdeki değişim ve Türk varlıklarının yeniden oyunun kuralları ile birlikte geri dönüş sağlama çabası, giderek ivme kazanan bir patikada yakından izleniyor. Bunu, farklı birçok gelişme üzerinden tartışmak fazlasıyla mümkün.

Mayıs seçimlerinden bu yana farklı mecralarda (burası dahil), farklı iletişim yöntemleri ile (yazılı ve sözlü) çizmeye çalıştığımız tablonun paralelinde bir seyir izliyoruz. Ülke risk primindeki azalış şimdilerde pandemi öncesi seviyeleri ile yapılan karşılaştırmalar üzerinden karşımıza çıkarken, para politikasının yakın geçmişe kıyasla çok daha fazla ayakları yere basar şekilde güven vermesi içeriye gerçekleşen yabacı fon akımları kanalı ile düşüncemizi teyit ediyor. Bu da TCMB’nin rezerv biriktirme eğilimine kolaylık sağlıyor. Her ne kadar bu eğilim enflasyonla mücadele süreci ile karşılaştırıldığında listenin alt sıralarında yer alsa da yine de devam eden KKM’den çıkış sürecinde Merkez Bankası açısından en önemli aksak konu başlıklarından birisi olan bankalarla yapılan swapların azaltılmasına zemin hazırlıyor. Yani, farklı olumlu gelişmelerin getirdiği tetikleyici sonuçlar diğer problemli alanların kapatılmasını kolaylaştırıyor.

Gelin hep birlikte hikayeyi biraz daha basitleştirmeye çalışalım: nominal ve reel faizlerin yeniden oyuna dahil olması yabancı yatırımcı cephesinde ciddi oranlarda azaltılan Türkiye pozisyonları açısından alokasyonların gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. 5y vadeli USD cinsinden CDS’in 2024’ün haftalık bazda en düşük noktasında kapanış yaptığı bu dönemde, yurt dışı yerleşiklerce son 7 haftanın 5’inde Türk hisse senetleri, 6’sında ise borçlanma senetleri nette alıcılı tarafta yer alıyor. İlk gruba (hisse senetleri) bu süreçte 1.2 milyar dolar, ikinci gruba ise (DİBS, repo dahil) 1.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen girişler toplamda 3 milyar dolarlık bir fon akımına işaret ederken, son 49 haftada ise, yani 2 Haziran haftası ve sonrasını konuşuyoruz, toplam rakamı 7.3 milyar dolar seviyesine taşıyor. Böylece son 10 günde TCMB net rezerv birikimi 15 milyar dolar seviyesine ulaşırken, KKM’deki azalan çıkış eğilimi de yeniden momentum kazabiliyor. Her ne kadar dezenflasyonu sağlama ve kontrolden çıkan beklentileri sert şekilde çıpalamak isteğinde olan TCMB açısından değerli TL muhtemelen ilk tercih olsa da bu denli yüksek fon akımlarının seyri rezervleri dönemsel bazda bir adım öne çıkarmak zorunluluğunu getiriyor. Böylece DİBS içerisindeki yabancı oranı yüzde 2,8’e ulaşırken, Türk varlıklarının MSCI içerisindeki ağırlığını da yüzde 0,68’de hesaplıyoruz ki Şubat 2022’deki yüzde 0,72’den bu yana kısa vadenin en yüksek noktasına geldiğimizi ayrıca ve özenle hatırlatalım.

Türkiye, finans piyasaları açısından önemli bir restorasyon süreci içerisinde ve henüz bu uzun-meşakkatli yolun oldukça başındayız. Evin içerisindeki dağınıklığı toparlamak uzun zaman alacak. Zira dağıtmak da yıllara yayıldı. Bu süreçte ihtiyacımız olanlar listesinin ilk sırasında kalın bir şekilde “sabır” yazıyor. Para politikasındaki güven ortamının mevcut ekip ile sağlanmasını takiben kamu maliyesi tarafından gelecek somut adımlar bu restorasyon sürecini hem kısaltma hem de daha etkili kılma potansiyeli barındırıyor. Mevcut programa sonuna dek en güçlü şekilde sahip çıkmaktan başka şansımızın olmamasının temelinde ise yüksek çift hanede seyreden enflasyonun olumsuz senaryoda daha uzun yıllara yayılma riski taşıması ve zaten son derece bozuk olan gelir dağılımında da yapısal sorunların derinleşme ihtimali yatıyor.

Tüm yazılarını göster