Siz insanı nasıl bilirdiniz?

Ekin Al Yeni Bir Ekonomi

Yaşamı öldüren, coğrafyaları yok eden, iklim krizini yaratan, refahı tek elde toplayan şey ekonomi demek isterdim ama değil. Aslında bunları yapan en temelinde ekonomiyi tasarlayan biz, yani insan.

Dünya tarihinde yaşama daha çok sırtını dönen bir tür daha yok. Medeniyet ve gelişme diye tanımladığımız her şey yaşamsal sistemlerin sonunu getirdi. Peki bugün yaşamı yok etmeye neden devam ediyoruz? Çünkü finans bize hizmet etmesi gerekirken bizi ona hizmet eden hale getirdi. Ekonomi bize kim olduğumuzu söylüyor. Tüm teorileri ve modelleriyle insanlığın kulağına fısıldıyor: “Karını maksimize et, sadece kendini düşün çünkü sen insansın ve bu sistemde ancak böyle mutlu olabilirsin. Kazandıkça tükettiğin kadar varsın.” Ve bu ekonomi güç kültürüyle inşa ettiği yaş almış beyaz heteronormatif erkeklik ile gösteriş kültürünü de insanlık hikayesinin bir parçası yaptı. Üstelik insanlığı kendi neoliberal tahripkar teorilerine uygun hale getirmek için geçen yüzyılın ekonomistleri rasyonel iktisadı “adamı” icat etti. (sistem onu gerçekten bir adam olarak tanımlayıp hep bir erkek olarak resmettiği ve kadınları ev içi emeğe hapsettiği için özellikle adam diyorum.) Koca harflerle tarihe adını yazdı HOMO ECONOMİCUS. Elinde para, yalnız başına dikilir. Kafasında bir hesap makinesi, kalbinde ego ve doğa ayaklarının altında. Çalışmaktan nefret eder, her zaman ona en çok fayda veren şeyi seçer, lüksü sever, doyumsuz istekleri vardır ve her şeyin faydasını bilir. Değişmez kural: O her zaman kendisi için en çok ne fayda getirecekse en karlı olan neyse her zaman onu seçer.

Tam olarak bu anlatılarla ekonomi bilimi insanı tarihi köklerinden ve güdülerinden kopartarak yeniden resmetti. Onu yarattığı bu vahşi sistemin en iyi uygulayıcısı olarak betimledi. Üstelik daha acı olan ise bugün davranışsal ekonomi alanında çalışmalar sayesinde insanın rasyonel olmadığını her birimiz bildiğimiz halde bu rasyonaliteye dayanan ana akım görüş her yerde varlığını korumaya devam ediyor. Üstelik gerçek hayatta bir karşılığı kalmamışken hiper hedefleme ve tanımlama için yapay zekayı kullanırken yani rasyonalitenin çöküşünü hep birlikte hazırladığımız bu dönemeçte üniversitelerde kürsülerde ve modellerde bu gerçek dışılığa alay edercesine devam ediliyor. İnsanın rasyonel kararlar vermediğini bile bile bu savın üstünden bencil bir insanlık otoportresi çiziliyor. Bu otoportre üstünden insan her zaman en faydalı olanı en çok olanı ister savını kullanarak sistem, vahşi büyümeyi besliyor ve devamında her şeyi maliyet olarak gören insan Erzincan’da yaşanan çevre felaketini ve insan ölümlerini rahatlıkla es geçip gündemden düşürebiliyor.

Daha büyük bir sorun ise şurada başladı. Rasyonel iktisadi adamın bizim gibi olduğu söylenirken aslında biz daha çok onun gibi olduk. Araştırmalar gösteriyor ki ekonomi öğrencileri Homo Economicus’u çalıştıkça, modellerini onun üstüne kurdukça, gittikçe daha çıkarcı bireyler oluyor. Amacı bize benzemek, bizi anlatmak olan modeller ve hipotezler gittikçe bizi kendine benzetiyor. Bu benzeme ile de rasyonel iktisadi “adam” toplumlara, yaşama, refahın dağılımına ve çok daha fazlasına zarar veriyor. Artık onun resmini, vahşi bencil adamı seyretme lüksümüz yok. İşte bu yüzden ekonomin kalbinde insanlığın yeni bir otoportresini çizmenin zamanı geldi. Beyinlerimizin empati, işbirliği ve karşılıklı yardım için şekillendiğinin farkında olan bir otoportre. İsteklerimizin sabit olmaktan ziyade değerlerimizle şekillendiğini ve doğaya hükmetmek bir yana ona derinden bağlı olduğumuzu gören bir otoportreye ihtiyacımız var. Köklerinden gelen dayanışma ve bölüşüm kültürünü yeşerten, onarıcı liderliği ve kolaylaştırıcılığı çoğaltan, ayrımcılığı ortadan kaldıran, sadece kendine benzeyen değil herkesle aynı çemberde buluşabilen, müşterekleri çoğaltan, yaşamı savunan bir otoportre. Yeni otoportrenin bu ilk adımlarıyla birlikte ekonomi insan doğasını beslemeye başlamalı çünkü artık yeni bir ekonomi için yeni bir insan tasarlamanın zamanı!

Tüm yazılarını göster