Borsada bu şirketler ön plana çıkabilir! "Yıl bitmeden yeni rekor görme ihtimali çok yüksek”
Piramit Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Berra Doğaner, borsada yeni zirve için uygun ortamın mevcut olduğunu söylerken; "Yıl bitmeden yeni rekor görme ihtimalimiz oldukça yüksek" dedi ve ön plana çıkmasını beklediği şirketleri sıraladı. Doğaner, 'Faizin düşmesi dolara yönelimi artırır mı?' sorusunu da, "Faizin düşmesi teorik olarak dövize talebi arttırabilir. Ancak burada önemli olan reel faiz seviyesi olacaktır" şeklinde yanıtladı.
ŞENAY ZEREN |Şenay ZEREN
Geçtiğimiz yedi ayın, dördünü pozitif, üçünü negatif tarafta tamamlayan Borsa İstanbul, yıl başından bu yana yatırımcısına ortalama yüzde 12 kazandırdı. Aslında bu kazancını da temmuz ayında yakaladığı yükseliş ivmesiyle sağlayan borsayı destekleyen gelişmeler arasında, beklentilerin altında gelen enflasyon verileri, CHP kurultay davasının ertelenmesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirmesi öne çıkarken; borsada ana hikâye enflasyon ve faiz indirim süreci olmaya devam ediyor.
TCMB'den sürpriz indirim
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), temmuz ayında 6 Mart toplantısının ardından ilk kez politika faizinde indirime gitti ve 300 baz puan indirimle piyasayı şaşırttı. Karar metnindeki "Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir" cümlesi 'faiz indirimleri devam edecek' şeklinde yorumlandı.
Ekonomistlerin beklentisi, düşük gelen haziran ayı enflasyon verisinin ardından 350 baz puan olurken, Merkez Bankası Başkanı Karahan'ın faiz indirimlerine temkinli yaklaşılacağının sinyalini vermesi ve stopaj oranlarının artırılmasıyla 250 baz puana gerilemişti.
TCMB'nin bir sonraki toplantısı 11 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek olurken, yıl sonuna kadar 3 toplantısı bulunuyor. Yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise, yüzde 35 seviyesinde bulunuyor.
Enflasyonda tahmin ve ara hedef ayrımı geldi
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan yılın üçüncü enflasyon raporu ile artık enflasyonda hem tahmin hem de ara hedefler açıklayacaklarını duyurdu. Ara hedef adı verilen yılsonu hedefi enflasyon tahmininden farklı olarak, üçer ayda bir açıklanan rapor dönemlerinde olağanüstü bir gelişme olmadığı sürece değişmeyecek ve bu ara hedefe ulaşmak için Merkez Bankası gerekli sıkılığı koruyacak.
Karahan, "Enflasyonun 2025 yıl sonunda yüzde 25-29 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" dedi ve 2026'da ise enflasyonun, yüzde 13-19 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini değerlendirdi. Karahan yüzde 24 değerini 2025 için ara hedef olarak koruduklarını belirterek 2026 ve 2027 ara hedeflerini ise sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 9 olarak belirlediklerini söyledi.
Moody's'ten not artırımı
Fitch ve Moody's 25 Temmuz Cuma günü piyasalar kapandıktan sonra, Türkiye değerlendirmesini açıkladı. Piyasa, iki kredi derecelendirme kuruluşundan da kredi notu ve not görünümde bir değişiklik beklemezken, Moody's Türkiye'nin kredi notunu artırdı. Böylelikle, Fitch, S&P ve Moody's tarafında ülke notlarımız, ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin iki basamak altında eşitlenmiş oldu.
Uzmanlar, ekonomi ve siyasi tarafta negatif bir gelişme olmaması halinde 2026 yılında Türkiye'nin kredi notunda artırımların devam etmesini beklerken, yine de önümüzdeki yıl 'yatırım yapılabilir' seviyelere ulaşılmasının zorlu olacağını değerlendiriyor.
Peki, TCMB'nin faiz indirimleri devam edecek mi; borsa yatırımcısı artık rahat bir nefes alsın mı; borsada yeni rekorlar ne zaman görülür; hisse senedi almak için ne zaman doğru; Faizin düşmesi dolara yönelimi artırır mı? Piramit Menkul Yönetim Kurulu Üyesi Berra Doğaner ile konuştuk.
Merkez Bankası, temmuz toplantısında politika faizinde indirim kararı aldı. Sizce, bu bir döngüye dönüşecek mi? Karar metnindeki hangi değişiklikleri öne çıkarırsınız ve bunları nasıl okumamız gerekir?
Son dönemde yüksek faiz ve sıkı para politikasının yarattığı ekonomik aktivitedeki yavaşlama, hane halkının alım gücündeki düşüş, genelde yüksek borçlanma ile işlerini sürdüren Türk işletmelerinin yaşadığı zorluklar gibi faktörler enflasyon üzerinde aşağı yönlü bir baskı yarattı. Faiz indirim döngüsüne girilmesi için, uygun ortamı oluşturdu. Buna rağmen, TCMB’nin faiz indirimini karar metni ile beraber değerlendirdiğimizde; bir ‘döngü’nün başlangıcı olduğunu söylemek için, ihtiyatlı davranmamız gerektiği düşüncesindeyim. Karar metninde öne çıkan hususlara göz attığımızda şunları söyleyebilmekteyiz:
Enflasyon görünümü: Haziran ayı itibarıyla enflasyonun ana eğilimi yatay seyretmiş, temmuzda aylık bazda geçici artışlar olabileceği belirtilmiş. Aynı zamanda talep koşullarının dezenflasyonist etki yaptığı vurgulanmış.
Kararlılık vurgusu: Fiyat istikrarına ulaşılana kadar sıkı politika duruşuna devam edileceği, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarındaki risklerin dikkatle izleneceği ifade edilmiş.
İleriye dönük adımlar: Politika faizine yönelik yeni adımların veri odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla değerlendirileceği; kalıcı enflasyon bozulmalarına karşı tüm araçların devreye alınacağı belirtilmiş.
Likidite ve makroihtiyati tedbirler: Kredi ve mevduat piyasalarında olağan dışı gelişmeler olması hâlinde ilave makroihtiyati önlemlerin kullanılabileceği, likidite koşullarının yakından izleneceği belirtilmiş.
Orta vadeli hedef: Enflasyonun orta vadede %5 hedefine ulaşması için parasal ve finansal koşulların bu hedefle uyumlu olarak belirleneceği vurgulanmış.
Şeffaflık ve öngörülebilirlik: Para politikası kararlarının öngörülebilir, veriye dayalı ve şeffaf bir çerçevede alınacağı taahhüt edilmiş.
Kanımca karar metninde bir döngünün başlangıcına dair iz yok. Metinde ihtiyatlı bir dil kullanılmıştır. “Adımların büyüklüğü ihtiyatlı ve toplantı bazlı değerlendirilecek” gibi ifadeler, TCMB’nin bu kararı dikkatli bir şekilde yönettiğini göstermektedir. Karardaki enflasyonla ilgili dile bakarsak; enflasyonda düşüş trendinin sürmesi halinde TCMB’nin yeni indirimlere gideceği, aksi halde bekleme sürecine gireceğini düşünebiliriz. Özetle; enflasyon düşüşü hız kazandıkça ve veri bu yönde güçlendikçe, döngüsel bir faiz indirimi mümkün olabilir. Ancak hâlâ, enflasyonla mücadele sürmektedir. Bu yüzden mevcut durumda somut bir döngü başladığını söylemek için erken olabilir.
Borsa İstanbul temmuz ayında, CHP kurultay davasının ertelenmesinin ardından bir yükseliş ivmesi yakaladı. Sizce devamı gelir mi; borsa yatırımcısı artık rahat bir nefes alsın mı?
2025 yılına genelde olumlu beklentilerle girmiş ve faiz indirim süreci borsamızı desteklemişken, İmamoğlu’nun diploma iptali ve cezaevine girmesiyle başlayan ve giderek artan iç politik stres, yatırımcının risk iştahını düşürerek borsa üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu. CHP kurultay davasının ertelenmesiyle, kısa vadede siyasi risk daha ileri bir tarihe atıldı; faiz indirim sürecinin yeniden önü açıldı; belirsizlik bir miktar azaldı. Davanın ertelenmesi piyasalara kısa vadeli bir rahatlama ve yükseliş fırsatı verdi. Ancak bu iyimser ortam ile endeksin yukarı yönlü hareketinin devamı için, takip edilmesi gereken sürekli bir veri akışı var. Sürecin; açıklanacak finansallar, davanın yeniden gündeme gelmesi ve faiz/rezerv politikaları ile desteklenmesi belirleyici olacak. Bu nedenle, yatırımcıların hâlâ temkinli ve veri odaklı bir strateji izlemesini öneririm.
Endeksin tarihi zirvesinin üzerinden bir yıl geçti. Sizce ne zaman yeni rekorlar görürüz ve borsa yılı hangi seviyelerden tamamlar?
2023 yılını 7470 puandan kapatan BIST 100 endeksi, 18 Temmuz 2024’te 11.252 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Zirve seviyeye bu yıl yeniden ulaşmak için uygun ortam mevcut ve yıl bitmeden yeni rekor görme ihtimalimiz oldukça yüksek. Enflasyonda yön aşağı, ilk faiz indirimi yapıldı, kur yatay, CDS 300 puanın altında, küresel risk iştahı yüksek. ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) faiz indirim beklentisi artıyor.
Yıl sonu için tahmin yapmak elbette birçok bilinmeyene bağlı, ancak mevcut görünüm altında aşağıdaki gibi bir senaryo baz alınabilir:
Faiz indirim döngüsünün başladığını düşünürsek, hangi şirket ve sektörler öne çıkar; alım için ne zaman doğru olur?
TCMB faiz indirim döngüsüne girmişse, bu durum Türkiye piyasaları açısından önemli bir dönüşüm anlamına gelir ve bazı sektörler diğerlerine göre çok daha hızlı reaksiyon gösterir.
Faiz indirim döngüsünde öne çıkan sektörler; bankacılık, gayrimenkul yatırım ortaklığı ve inşaat, otomotiv, tüketim malları ve holdingler olacaktır.
Ön plana çıkmasını beklediğim şirketler: Bankalardan Akbank, İş Bankası (C), Yapı ve Kredi Bankası, Garanti Bankası, gayrimenkul yatırım ortaklıklarından Emlak Konut GYO, Özak GYO, Yeni Gimat GYO, otomotivden Tofaş, Ford Otosan, tüketim malları ve perakende sektöründen Vestel, Migros, BİM ve Mavi Giyim, holdinglerde ise Koç, Sabancı ve Doğan Holding.
Dolar/TL'de kademeli bir yükseliş gözlemliyoruz ve kur, 40 TL'nin üzerindeki hareketine de devam ediyor. Faizin düşmesi dolara yönelimi artırır mı? Yıl sonu beklentiniz nedir?
Faizin düşmesi teorik olarak dövize talebi arttırabilir. Ancak burada önemli olan, reel faiz seviyesi olacaktır. Faizler enflasyondaki düşüşe paralel indirilecek ve reel faiz hala tatminkâr düzeyde kalacaksa, dövize yönelim daha sınırlı olacaktır. Öte yandan, kurdaki artış, TCMB'nin kontrolünde olmaya devam edecektir. Dolar/TL’de yıl sonu 42–44 bandı makul bir beklenti olmakla birlikte, belirsizlikler artarsa 45+ riski göz ardı edilmemelidir.