ABD TÜFE verisi önemli olabilir

Yeşim SARIŞEN YAPI KREDİ YATIRIM

Küresel piyasalarda resesyon endişeleri, merkez bankaları politikaları ve bankacılık sektörüne yönelik gelişmeler takip edilen ana konu başlıkları olmaya devam ediyor. Ocak diplerinden etkili olan yükselişlerle, hedef direnç bölgelerini test eden piyasalarda bankacılık sektörüne yönelik belirsizlikler, merkez bankaları politikaları ve resesyon endişeleri önemini koruyor.

ABD’de borç tavanı anlaşması Kongre’den geçerken FED’den gelen bazı güvercin içerikli mesajlar ve son açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi, piyasalardaki yükselişlere destek oldu. 14 Haziran’da yapılacak FED toplantısı yaklaşırken bazı FED üyelerinden gelen açıklamalarda faizlerde duraklamaya gidileceğine dair mesajların öne çıktığını ve faiz artırım beklentilerinin gerilediğini görüyoruz. Örneğin, FED Başkanı Jerome Powell’ın görüşlerine yakınlığıyla bilinen FED Üyesi Philip Jefferson, FED’in Haziran ayını pas geçmeye yatkın olduğunu belirtti. Diğer taraftan Philadelphia FED Başkanı Harker’ın ise faizlerin sabit tutulması gerektiği görüşünü aktardığı açıklamaları ön plandaydı. Harker, “En azından bu toplantıyı pas geçmeliyiz. Ara vermemiz gerekli” ifadelerini kullandı.

Tarım dışı istihdam verisinde ise beklenenden güçlü kalan istihdam artışı resesyon endişelerini hafifletirken, özellikle ortalama kazançlarda yukarı yönlü bir sürpriz yaşanmaması ve işsizlik oranındaki yükselişin FED üyelerinin faiz artışlarında duraklama mesajlarını desteklediğini söyleyebiliriz. İstihdam verisine piyasadaki ilk tepki olumlu yönde olsa da, burada öncü göstergelerin ve sıkılaşan finansal koşulların, önümüzdeki döneme yönelik olarak aşağı yönlü riskleri desteklediğini hatırlatmak isteriz. Ayrıca zayıf ISM Hizmet endeksinde alt endekslerde resesyon endişelerine destek olabilecek nitelikte sinyallerin önemli olduğunu belirtelim. 

Diğer taraftan, 15 Haziran Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı öncesinde ise Euro Bölgesi’nde açıklanan enflasyon verileri de önemliydi. Her ne kadar çekirdek rakamlarda gerileme görsek de bunun geçici olabileceğini, yüksek seviyelerini korumaya ve yapışkan enflasyon görünümünün devam edebileceğini düşünüyoruz. Nitekim ECB Başkanı Christine Lagarde, son açıklamalarında çekirdek enflasyonda ılımlılık işaretleri olduğunu kabul etse de fiyatlarda zirve aramak için henüz çok erken olduğunu yeniden vurguladığını görüyoruz.

Kısacası, önümüzdeki dönemde likidite ve resesyon endişeleri öncülüğünde risk algısındaki eğilim piyasalar açısından belirleyici olacak. Bu doğrultuda da özellikle 14 Haziran FED ve 15 Haziran ECB toplantısına kadar açıklanacak makro verilerden gelecek sinyallerin riskli varlıklar açısından önemli olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Açıklanan birçok makro veri karışık yönde sinyaller üretiyor. Büyüme tarafında bazı öncü verilerde zayıf yönde sinyaller görsek de belirgin anlamda bir soğuma işareti henüz görülmüyor. Çekirdek enflasyonun ise nispeten yapışkan kalmaya devam ettiğini görüyoruz ki Haziran ayında duraklamaya gidilebilecek olsa da bu merkez bankalarının bir süre daha faizleri yüksek seviyelerde tutmalarına neden olabilir. Bu doğrultuda da 13 Haziran’da açıklanacak ABD enflasyon verilerinin kısa vadede takip edilecek önemli verilerden biri olduğunu hatırlatalım.

Piyasa yapısına baktığımızda ise, ana varlık gruplarında trend karşıtı hareketlerin etkili olduğunu görüyoruz. Hisselerde ve tahvil faizlerinde yükselişlerin, uzun vadeli dip oluşumu sinyalleri üreten dolar endeksinde yukarı hareketin etkisini sürdürdüğünü, 2023 diplerini aşağı geçen emtialarda tepki yükselişlerinin etkili olduğunu ve zirve seviyelerden geri çekilen altında ise 1940 destek bölgesi üzerinde yatay eğilimin etkili olduğunu görüyoruz. Küresel risk barometresi olarak da izlediğimiz S&P 500 endeksinde kısa vadede yükseliş hareketi devam edebilir. Yukarıda 4300-4320 direnç bölgesi önemini koruyor. Ancak yukarı yönlü potansiyelin sınırlı olduğunu, son yaşadığımız hareketlerin geçici olduğunu düşünüyoruz.  Beklediğimiz riskten kaçış fiyatlaması ile daha uzun vadede 3500 ana destek bölgesinin tekrar test edilebileceğini bekliyoruz.

Kısacası borç tavanı anlaşması, FED’in faiz artırım döngüsünün bittiğine ve resesyonun kaçınılabilir olduğuna dair iyimserlik, kısa vadede piyasalara destek olsa da biz, hisse senetlerinde ayı piyasasının sonlanmadığını, parasal sıkılaşmanın gecikmeli etkileri belirginleştikçe resesyon fiyatlaması oluşmasını ve bankacılık sektöründe son yaşanan gelişmelerin daha görünür hale gelmesinin önemli bir risk oluşturduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Strateji raporlarımızda sıklıkla vurguladığımız gibi küresel piyasalarda önümüzdeki dönemde riskten kaçış fiyatlaması bekliyoruz. Bu beklediğimiz büyük düşüşün yaz aylarında veya sonbaharda bir dip ile son bulacağını inanıyoruz.

Tüm yazılarını göster