Merkez Bankası politika faizini 250 baz puan indirdi diye reel sektör temsilcilerinden bu karara olumlu yaklaşımlar görüyoruz. Merkez Bankası’nın yılın geri kalanındaki Ekim ve Aralık ayı toplantılarında da yine aynı şekilde faizi düşürme konusundaki adımların devamının gelmesi bekleniyor ve bu konuda da beklentiler olumlu. Bu beklentilerin de karşılanacağını düşünüyorum. Merkez Bankası bu iki toplantıda minimum 250 baz puanlık indirimler yapacaktır. Minimum diyorum çünkü dahası da gelebilir. Hatta Aralık ayındaki toplantı ayın 11’inde olacak. Eğer Kasım ayından itibaren yıllık bazda yüzde 29 altında bir enflasyon görürsek Merkez Bankası Aralık toplantısında 300 ya da üzerinden bir faiz indirimine de gidebilir. Aralık ayında yüksek bir indirimin döviz kurunu yükseltmesi sonucu doğarsa Aralık ayındaki bir kur geçişkenliği 2025 yılı enflasyonunda bozucu bir etki yaratmayacaktır.
Yalnız işin faiz kısmından çok daha önemli olan bir konu var. Yazımın başında reel sektörün faiz indirimine dair olumlu yaklaşımının devamına bakmak lazım. Devamında ne diyor reel sektör temsilcileri? Kredi kısıtlamalarının gevşetilmesi ve krediye erişim olanaklarının kolaylaştırılması konusunda beklenti içerisindeler. Zaten asıl nokta da burası. Merkez Bankası politika faiz oranını 250 baz puan değil de 500 baz puan indirmiş olsaydı bile reel sektör açısından çok bir şey ifade etmeyecekti. Sadece açık rotatif kredileri olan firmaların devre faiz ödemeleri bir miktar aşağıya inecekti. Ancak yeni kredi başvurusunda bulunacak firmalar açısından baktığımızda kredi faiz oranının gerilemesinin bu koşullarda hiçbir önemi yok. Çünkü bankalar kredi kullandırmak konusunda halen isteksizler. Ancak mali verileriniz çok kuvvetli olacak, krediye karşılık verilecek teminatınız çok değerli ve kolay paraya çevrilebilir bir taşınmaz olacak da ancak o zaman banka sizin kredinize sıcak bakıyor. Fakat güçlü bir iş modeli olup bir finansman desteği ile yoluna devam etme potansiyeli barındıran firmalar içinde bulunduğumuz zorlu piyasa şartlarında işletme sermayesi ihtiyacına düşmüş, nakit akışını bozulmuş diye ne yazık ki bankalar tarafından yaklaşım göremiyorlar. Onaylanmış kredi limitine sahip olan firmalar dahi sudan bahaneler ile bu kredilerini kullanamıyorlar.
Bu şartlar altında Merkez Bankası politika faiz oranını ne kadar indirirse indirsin iş dünyası açısından çok bir anlam taşımıyor. Ekonomi yönetiminin mutlaka bu tip firmalara nefes aldıracak çözümler üretmesi gerekiyor.
Köşemiz püf noktası… Serzenişte bulunup bırakma lüksümüz yok. Yine reel sektöre öneriler sunmak durumundayım biliyorum.
- Alacaklarınızı tahsil etmek konusunda mutlaka disipline edilmiş süreçler oluşturup sistematik şekilde bir takip düzeni kurmalısınız.
- 9 aylık mali verileriniz çok önemli olacak. Bazı firmalar gerçek potansiyellerini mali verilerinde yansıtamıyor. Olduğundan daha kötü görünüyorlar. Mutlaka bu konuda iyi bir yönetim sergileyin.
- Bankalardan kredi rating derecenizin nasıl yükseleceği konusunda yönlendirme ve koçluk alın. Bankanın kredi derecelendirme skalasında eğer kredi verilebilir sınır altında iseniz mali verilerinizdeki hangi unsurdan bu skala altında kaldığınızı öğrenin ve o alanı güçlendirmeye çalışın.
- Varsa yoksa ihracat. İhracata yönelmenin ya da payınızı artırmanın yollarını arayın.
- Giderlerinizin üzerinden tekrar tekrar geçin. Kabul edilmiş ya da gizli giderlerinizi tespit edin. Mutlaka tasarruf imkanları çıkacaktır.