Otomotiv sanayiinde Çin stresi

Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

2023 yılı üretim ve ihracat verilerini açıklayan sektörün çatı kuruluşu Otomotiv Sanayii Derneği OSD, 2017’nin 1 milyon 695 bin 731’lik rekoruna yaklaşarak, toplam üretimde 1 milyon 468 bin 393 adede ulaştı.

2022’nin 12 aylık dönemine göre yüzde 18 artış sağlayan otomobillerde 952 bin 667 ve traktörlerle birlikte toplamda 1 milyon 525 bin 963 adede üretimin içinde hafif ticari araçlardaki yüzde 7 azalmaya rağmen ağır ticarilerin yüzde 16 artışı ile ticari araç grubunun üretim ortalaması artı yüzde 5 ile tamamlandı. Önceki yıla göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 5 oranında artarken, otomobillerdeki artış yüzde 16 olarak gerçekleşti. Toplam ihracatın 1 milyon 18 bin 247 adedi içinde binek otomobillerin sayısı 663 bin 90 adet oldu. 2023 toplam pazarın 1 milyon 283 bin 952 adedi içinde binek otomobiller yüzde 63’lük artış ile 967 bin 341 adede ulaşmıştı.

Türkiye otomotiv sanayisine yön veren 13 üyesiyle OSD, 2023 kapasite kullanım oranının yüzde 74 olarak gerçekleştiğini açıklarken, araç grubu bazında kapasite kullanım oranları otomobil ve hafif ticari araçlarda yüzde 74, kamyon grubunda yüzde 91, otobüs-midibüs grubunda yüzde 54 ve traktörde yüzde 75 seviyesinde gerçekleştiğini duyurdu.

Otomotiv ihracatının adet bazında yüzde 5 artarken, ticari araç ihracatının yüzde 11 ve 16 bin 752 adetlik traktör ihracatının da 2022’ye göre yüzde 8 oranında gerilediği belirtildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM verilerine göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı, 2023’ün 12 aylık döneminde yüzde 16 ile sektörel ihracat sıralamasında zirvedeki yerini korurken; Uludağ İhracatçı Birlikleri UİB verilerine göre de, toplam otomotiv ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artmış görünüyor. Euro bazında ise yüzde 10 artarak 33 milyar Euro’ya ulaşan ana sanayi ihracatı, dolar bazında yüzde 16 oranında arttı. Tedarik sanayi ihracatının ise yüzde 10 oranında artışı, çok önemli idi.

Yüzde 35 gelişen ticari araç pazarında ağır ticariler yüzde 17, hafif ticariler yüzde 39 büyürken; toplam taşıt araçlarında 2022 yılında yüzde 45 olan yerli araç payı otomobil satışlarında yüzde 32’de ve hafif ticari araç pazarında ise yüzde 46’da kaldı.

OSD Başkanı Cengiz Eroldu: “Ford Otosan’ın büyük yatırımını hayata geçirmesi, Toyota’nın yeni C-HR’ı, Renault Türkiye’nin gelecek planlarını açıklaması, Tofaş’ta Stellantis ile iş birliğini başlatma kararı ve bunun uzantısında yeni yatırımlarını açıklamaya başlaması gibi, 2023 yılı birçok şirketin son yılların en yüksek yatırım kararlarını aldığı, 1 milyar 340 milyon dolarlık yatırımların hayata geçtiği bir sene oldu. Otomotiv ana sanayi son 10 yılda 10 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. 2022’de başlayan yatırımlar yüzde 37 artışla 2023’te hız kazandı. Açıklanan yatırım projeleri kapsamında Türkiye’nin bulunduğu zorlu ekonomik ortama rağmen otomotiv sanayinin yatırımlarını artırdığını görmeye devam edeceğiz. Kapasitemiz, sadece OSD üyeleri olarak 2 milyonun, 175 bin ile Togg ve traktörler gibi üye olmayan diğer üreticileri de dikkate aldığımızda toplamda 2,3 milyonluk seviyelere geldi. Türk ekonomisi açısından yaratılan ciddi istihdam 60 binin üzerinde. Kendi üretimi dışında da ana firmalara ürün geliştirme yapma yetkinliğine sahip Türk otomotiv ana sanayi, 2023 yılı Ar-Ge harcamalarında 12 milyar TL seviyesine ve Ar-Ge çalışanımız 6 bin kişiye yaklaştı.


İhracatta rekor

1 milyon 300 binlerden gerilemiş olsa da ihracatın 35 milyar dolarlık ihracat tutarının bugüne kadar otomotiv sanayinin Türkiye’de gerçekleştirdiği en yüksek değer olması ve yüzde 15.8 gibi toplam ihracattan aldığımız pay da çok önemli. Bu paralelde kilogram başına ihracatımızın değeri de, 10.2’den 11.2 dolara yükseldi. Türkiye’nin toplam ihracatının 1.57 dolar kilo olduğunu düşünürsek otomotiv sanayinin yarattığı katma değer açısından da çok önemli bir fark yarattık.”

Eroldu, sektörün pozitif değerlerinin yanında olası risklerden de bahsediyor:

“Hafif ticari araçlarda yüzde 59’dan yüzde 46’ya bir gerileme olsa da, yapılan yeni yatırımlarla tekrar eski konumumuza dönmemiz mümkün. İhracat tutarı ve iç pazarın büyüklüğünün yanında iç pazarda yerli payının azalması, yüzde 45’ten yüzde 37’ye geriledi! Artan faizler ve enflasyon sonrasında küresel ekonominin önümüzdeki yıllarda daha yavaş seyretmesi bekleniyor. Özellikle ihracat ağırlıklı olan otomotiv sektörü açısından potansiyel sorunları da beraberinde getirebilir.

Jeopolitik gelişmelerle ortaya çıkan tedarik zinciriyle lojistik sorunları daha iyi yönetilebilirse, daha uzak satıcılardan daha yakın satıcılara yönelik bir geçiş hareketinde bize doğru olumlu sinyaller de görülüyor. Bir takım parça taleplerinin Uzakdoğu ve Çin yerine Türkiye’deki yan sanayicilere kaydığını, tedarik parklarının daha yakınlara konumlandırmaya çalışıldığını görüyoruz. Küresel gündem yalnızca riskleri barındırmıyor, aynı zamanda bazı fırsatları da barındırıyor.”

Çin’in son yıllarda ticaretteki güçlenmesinin yanında elektrikli araç dönüşümüyle küresel otomotiv endüstrisinde lider konumuna geldiği ve marka algısının güçlendiğini belirten Cengiz Eroldu, “Çin’in iç pazarını yönetme ve ihracatını artırma çabalarını gözlemlerken, Avrupa Birliği otomotiv ithalatında birinci sıraya yerleştiler, ki orası bizim yerimizdi.” diyerek, Türkiye’nin Çin ile ticaret dengesinden bahsediyor. Çin ile ticaret açığımız büyüdüğünü ve sürdürülemez bir noktaya geldiğini vurguluyor. Özellikle otomotiv sektöründe Türkiye’ye Çin’den parça ve otomobil ithalatının arttığına dikkat çekiyor. Çin’in rekabetçi fiyatlarıyla Türkiye’nin endüstrisine risk oluşturabileceği ifade ederek, bu durumun 2024’te yönetilmesi gereken bir konu olduğu belirtiyor. Elektrikli araçlara yönelik uygulamaların tek başına bu dengesizliği düzeltmeye yetmeyeceğine de dikkat çekiyor.

Çoğu elektrikli değil

“Aslında Çin pazarının da ihracatının da yüzde 75’i içten yanmalı. Fakat, Çin’de de yüzün üzerinde elektrikli araç işine giren firma yavaş yavaş büyüyerek elektrikli otomotivde Çin’in dünya liderliğini kesinleştirecek. 2023’ün 11 ayında biz Çin’den 41.7 milyarlık ithalat yaparken çok büyüyen açık ile yalnızca 3 milyar dolarlık ihracatımız var. Çin ile dış ticaret açığı, 2019’da 16 milyar dolarken, bu yılı 42-43 milyar dolar ile kapatacağız. Bu sürdürülemez! 2023’ün ilk 11 ayında biz 21 milyon dolarlık parça ihraç ederken, 2.2 milyar dolarlık Çin’den parça ve otomobil almışız. Otomobil ithalatımızda 2019’da Çin hiç yok iken şu anda yüzde 7’lik pay alıyor. Üstelik yüzde 78’i içten yanmalı, yüzde 1’i plug-in hibrit, yüzde 2’si hibrit, yüzde 20’si de elektrikli!

Biz Çinlilere karşı değiliz, gelip yatırım yapmaya davet ediyoruz. Otomotiv sanayi olarak rekabeti olumlu buluyoruz, Çinli firmaların gelmesinin teknoloji transferini ve tedarikçi parkını güçlendirebileceğinin de farkındayız. Fakat yalnızca ithalatla bu pazarın kaybedilmesi doğru değil! İhracatımızı Avrupa Birliği’ne yaparken, AB’den araç da ithal ediyoruz. En azından bir karşılıklılık ile satıyoruz ve alıyoruz. Çin’e ise ihracatımız yok. Bunu düzeltmemiz lazım!

50 yıldan beri yaratılan sanayimizi korumamız lazım. Sadece daha fazla araç satalım konusu değil; geleceğe yatırım yapmak adına Türkiye pazarını yeni yatırımcılarla 3 milyonlara doğru büyütmemiz lazım.

Avrupa’nın tam elektriklenmedeki hedefine, 2035’e daha bir döngümüz var. Elektrikli, bizim için bir tercih değil, bir zorunluluk! en büyük risk ise, gelecekte Avrupa’da üretim fazlasının ortaya çıkması. Yeni yatırımcının gelmesi için yerli üretimin avantajı olmalı!”

OSD 2023 raporunda öne çıkanlar

* Otomobil pazarı ithalat payı %68
* İthal otomobil satışları +%81
* Yerli otomobil satışları +%35
* Doğrudan otomotiv istihdamı +%6
* Ar-Ge personeli +%10
* Kadın çalışan %14
* Toplam üretim +%9
* Kapasite artışı +%4
* Kapasite kullanımı %74
* İhracat +%5
* İhracat tutarı +%13

Tüm yazılarını göster