Suudi Arabistan ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutun!  (Bölüm 1)

Kaan KİZİROĞLU Paylaşalım Büyüyelim

Dışarısı 43 derece.

Bu sıcakta yürünmeyeceğini yaşayarak öğrendim.

Keşke şapkam olsaydı. Şapka gerçekten çok yararlı bir şeymiş.

Temmuz ayı olsa 50 derecede herhalde buharlaşırdım diye düşünerek, Körfez Ülkeleri’nin Uber’i olan Careem’den bir araba çağırdım.

Allah’tan araba hızlı da geldi, çünkü hava gerçekten çok sıcak ve bu saatte araba bulmak çok zor.

Suudi Arabistan’da sıcak aynı kalsa da değişen çok şey var.

Kapıyı açtım, içeri girdim … ve büyük bir şaşkınlık: Arabayı kullanan bir kadın … Evet, bir kadın.

Tamamen yerel kıyafet giymiş, Türkiye’yi çok seven, kırık dökük İngilizcesiyle anlaştığımız Fatima.

Adı Aysha, ya da başka bir isim de olabilirdi, zira daha 2-3 sene öncesine dek kadınların araba kullanmalarının yasak olduğu, yanında ailesinden bir erkek veya kocası olmadan dışarı çıkamadığı bu ülkede, kadınlar bugün bırakın araba kullanmayı, bundan para bile kazanabiliyorlar.

Kafelerde, restoranlarda kızlı-erkekli gruplar oturuyor, kıyafetlerde esneme olmuş, insanlar gururlu ve umutlu, çünkü yeni, yepyeni bir ülke kuruyorlar, buna inanmışlar.

Muhammed Bin Salman (‘MBS’) gençler arasında çok popüler, ve gençler yeni dünyayı sevmişler.

Suudi Arabistan’ın dönüşümünde Türkiye olarak biz de yer almalıyız.

MBS eğer başarabilirse muhteşem bir dönüşüme imza atacak ve bu dönüşümde Türkiye olarak biz de yer almak zorundayız.

Nasıl yabancı markalar ülkemizde üretim tesisleri kuruyorsa, pazarımızda satış yapıyorsa ve biz onlardan know-how alıyorsak, biz de Suudi Arabistan’da aynısını yapmak ve orada olmak üretim yapmak satış yapmak, bilgimiz ve tecrübemizle katma değer yaratmak zorundayız.

Mesleğim gereği Türk şirketlerine yatırımcı ve finansman bulmaya geldiğim bu ülkenin şu andaki durumu, şirket olarak stratejimizi değiştirmemize neden oldu. Burada bir ofis açacağız, Suudi ve Türk yatırımcıları bir araya getireceğiz. Hatta kendimiz bizzat Türk şirketlerine yatırım yapıp Suudi Arabistan ve Körfez bölgesinde ki büyümelerini destekleyeceğiz.

Gelişen, büyüyen, bir vizyonu olan, her türlü yeni ürüne, know-how’a, beyin gücüne ihtiyacı olan bir devlet var karşımızda, ve bu devlet bu dönüşüm için 2040 yılına kadar 2.3 trilyon Amerikan Doları harcama yapmayı bütçelemiş durumda. Hayır, yanlış yazmadım, Türkiye’nin Gayri Safi hasılasının yaklaşık 3 katını harcamayı bütçelemişler. Daha kısa bir projeksiyonda, 2030’a dek 7 sene içinde, sadece başkent Riyad’a 400 milyar, ülke genelinde 800 milyar dolar yatırım harcaması yapmayı planlanıyor.

Suudi Arabistan, petrol sonrası hayata da hazırlanıyor. Daha yeni 8.5 milyar dolarlık hidrojen üretim tesisi yatırımına başladılar. Halihazırda en büyük petrol üreticilerinden biri olmalarına rağmen, petrolden sonraki enerji kaynağına – Hidrojen’e - şimdiden yatırım yapmaktan geri kalmıyorlar.

Değişim hızla ilerliyor. Şu anda tüm dünyanın en iyi beyinleri, yüksek ücretlerle Suudi Arabistan’a akıyor. Tüm oteller dolu. Akşam hava biraz serinlediğinde otele döndüğünüzde, yurtdışından ülkeye iş yapmak için gelmiş her çeşit milletten takım elbiseli ve döpiyesli iş insanlarını otel lobilerinde görüyorsunuz. Türk iş insanları da ivedi bir şekilde buraya kalabalık gruplar halinde gelmeli.

Ülke çoktan keşfedilmiş ve işler alınıyor. Otel lobilerinde İngilizcenin yanında, Fransızca, İspanyolca, çeşit çeşit diller konuşuluyor. Çinliler tek gelişte şimdiden otuz iyi niyet anlaşması imzalamışlar bile.

Kısaca: Tüm dünya, Suudi Arabistan’ın değişim ve dönüşüme yaptığı yatırımdan pay almak için devamlı Suudi Arabistan’da. Biz de bu ülkede yerimizi ivedi almalıyız.

Bir sonraki yazımda “nerelerde, nasıl fırsatlar var” konusunda yazacağım.

Kalın sağlıcakla….

Tüm yazılarını göster