Hidrojen üreticilerinden kullanımı hızlandırmak için 500 km boru hattı önerisi

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) Başkan Yardımcısı Murat Aşçı, Türkiye’nin gerekli yatırımları yapmaması halinde, geleceğin enerji kaynaklarından biri olarak görülen hidrojen üretiminde dışa bağımlı hale geleceğini, bu alanın gelişmemesiyle bugünlerde “karbon enerji kaynaklarında” yaşanan dışa bağımlılığın, bu kez hidrojen ve diğer kaynaklarda dışa bağımlılık haline dönüşebileceğini söyledi.

Haber Merkezi |

Mehmet KAYA

ANKARA

Bir grup gazeteciyle bir araya gelen Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkan Yardımcısı Murat Aşçı, büyük miktarda hidrojen kullanan sektörlerin ihtiyacının yerli olarak karşılanarak bu alandaki girişimlerin güçlendirilmesini, bunun küçük işletmeler ve bireysel kullanım için yaygınlaştırmanın ilk adımı olacağını belirtti.

Murat Aşçı, bu amaçla yoğun tüketim olan İzmir ve Kocaeli arasında üretim tesisleri ile gübre, petrokimya, rafineri gibi tüketim tesislerini birbirine bağlayacak 500 km. boru hattının yapılmasının hidrojen üretimini artıracağını kaydetti.

Boru hattı önerisinin temeli: Büyüklerden başlamak

Aşçı, enerji dönüşümündeki ana faktörlerden birinin, birincil enerji arzında ağırlığın yüzde 80 ısıda, yüzde 20 elektrikte olduğunu; gelecekte bu ağırlığın elektrikli her türlü sistemin artmasıyla değişmesinin sözkonusu olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin tüm trendler gerçekleşmesi halinde, enerji dönüşümü için 1,5 trilyon dolarlık bir maliyetin ortaya çıktığını, bu tutar çok görünse de yıllık 50 milyar dolarlık enerji ithal eden bir ülke için karşılanabilir bir sürece işaret ettiğini vurguladı.

Genel bakışla, Türkiye’nin hali hazırda hidrokarbon olarak dışa bağımlı olduğunu, enerji dönüşümünde özellikle hidrojen üretiminin yapılmaması halinde, bu bağımlılığın hidrojen ithal edilerek sürmesi ihtimaline işaret eden Murat Aşçı, bu nedenle hızla hidrojen üretimine ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.

Burada, bireysel kullanım, taşıt araçları kullanımı gibi ana unsurların dışında, kimya, cam sanayii, rafineri gibi endüstrideki büyük tüketicilere odaklanılarak üretimin ve üreticilerin güçlendirilebileceğini belirten Aşçı, “Esasında yani endüstrimizi dönüştürmemiz lazım. O daha sonra bize zaten dolaylı olarak gelecektir. Bir yandan da bu avantajdır. Çünkü 80 milyonu harekete geçirmek, ‘haydi (her şeyi) elektrikli yapıyoruz demektense, Türkiye'deki 10 büyük kurumla başlamak, (bunun) organizasyonunu yapmak daha kolay” diye konuştu.

İzmir ve Kocaeli hattında, gübre, rafineri, petrokimya, cam sanayii gibi hidrojen kullanan endüstriye işaret eden Murat Aşçı, bu hatta kurulacak bir boru hattıyla endüstriyel tüketicilere üretilen hidrojenin ulaştırılmasıyla başarılı bir adım atılabileceğini kaydetti.

H2DER Derneği hesaplamalarına göre, 500 km. uzunluğundaki bu boru hattının yaklaşık 500 milyon dolarlık yatırım bedeli olacağı yıllık 600 kilotonluk bir hidrojenin tüketiciye ulaştırılabileceği kaydedildi.

Murat Aşçı, Türkiye’de hidrojen üretiminin ve kullanımının da desteklenerek bir üretim-tüketim ekosisteminin geliştirilmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Hidrojenin yaygınlaşmasıyla kullanımının da tetikleneceğini belirten Murat Aşçı, endüstriyel kullanım yanında, gemi taşımacığılı, TIR’larla yapılan kara taşımacılığı gibi sektörlerde hidrojen kullanan gemi-taşıtların kullanıma girdiğini belirtti.

Kendi firmasının da üretimle ilgilendiğini belirten Murat Aşçı, bu alanda özellikle makine yatırımını gündemlerine aldıklarını da açıkladı.

Bakanlık çalışmalara başladı: Okula başlama yaşı değişecek mi? Kritik tarih belli oldu: Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? Tok-Yat geleneksel dürümünü Türkiye’ye açacak “Fıstık stratejik ürün kapsamına alınsın” Yapı Kredi'den 500 milyon dolarlık yurt dışı tahvil ihracı Eurovision, İsrail'in katılımını onayladı: Birçok ülke yarışmadan çekildi