Ev hanımlarına evde emeklilik müjdesi!

Özlem KARAHAN SANAL ALEM MÜFETTİŞİ

Yeryüzünde yüzyıllardır kadın olmak zor. Dünyanın yarısı kadın, diğer yarısını da doğuran kadın…

Anne, eş, sevgili, kız kardeş, kız arkadaş, sokakta, evde, işte, yolda, her yerde kadının varlığı kendini gösteriyor.

Özellikle hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve hayatını eşine, yakınlarına, çocuklarına, anne ve babasına adayan, kimi zaman yaptığı bunca özverinin hiçbir karşılığını göremeyen kadın, yine de hayata tutunuyor. Kadın doğası gereği zaten güçlü bir varlık.

Her şeye yetişen, bu durumdan hiç şikâyetçi olmayan fakat hasta olduğunda doktora gidecek belki ilacını alacak parası olmayan ev kadını, eşinin eline bakıyor, kimi zaman doğurduğu evladının uzatacağı bir yardım eliyle ihtiyacını gideriyor. Zor tabii.

Fakat öyle bir an gelir ki yaşamını feda ettiğin çocuğun, eşin, kardeşin yanında olmaz ve hastalandığında, sigortan da olmadığından doktora gidemez, tedavini karşılayacak paran da olmazsa şu koca acımasız dünyada, gün olur tek başına yapayalnız kalırsın.

Tam da böyle bir dönemde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bir açıklama yaptı. Ev kadınlarına da emeklilik hakkı tanınacağını, belli şartlar halinde sigorta güvencesiyle bu durumun gerçekleşeceğinin sinyalini verdi.

Ev kadınına sosyal güvence!

Ev hanımları için ışık görüldü. Belirli oranda prim ödeyerek, herhangi bir hastalık veya zor durumda randevu alarak, hastaneye gidip muayene olabileceği gibi ömrünün geri kalanında ödediği primlerin hesap edilmesiyle emekli de olabilecek. Kimseye minnet etmeden, devletin sağlayacağı bu sosyal güvence ile yaşamını devam ettirebilecek.

Ev hanımlarına emeklilik konusu heyecan verirken, detaylar henüz netleşmedi. Günümüzde, ev hanımları hiç çalışmasa dahi isteğe bağlı prim ödeyerek, asgari ücret bazında sigortaya dâhil ediliyor ve emekli olabiliyor.

Bu hususun gerçekleşmesi yönünde adım atılırsa takip edilecek yöntem ne olacak? Prim ödeme ve yıl şartları konusunda uygulama nasıl olacak? Örneğin; 50 yaşındaki bir ev hanımı, hiç prim ödememiş ve sosyal güvencesi de yoksa ekonomik gücü de devletin desteğiyle oluşabilecek, yeni sistemdeki üçte birini de ödeyecek parası olmadığında bu durum, nasıl çözüme kavuşturulacak?

Halihazırda eksik prim gün sayısı olan çocuklu kadınlara her çocuk için 720 gün prim desteği ile sosyal güvencesi olmayan kadının doğum borçlanmasıyla toplu ödeme yapması ve geri kalan primi böylece tamamlayıp emekli olma fırsatı yaratılabiliyor.

Mevcut koşullarda ev hanımı isteğe bağlı bağ-kurlu olarak dışardan her ay prim ödemesiyle 25 yıl boyunca 9 bin gün prim ödeyip, 58 yaşını tamamlamak koşuluyla ancak emekli olabiliyor.

40-50-60 yaş ve daha üzeri ev hanımları için emeklilik sistemi bugün yasalaşsa da, devlet desteğinin üçte birini dahi ödese 25 yıllık prim ödemesi ve yaş şartından en az birini tamamlayabilmesi, bu şekilde mümkün görünmüyor.

Yaşı 58’i bulsa dahi prim günü geçmişe dönük eksik olacağından, toplu prim ödemesinin önünü açacak bir alternatif seçenek oluşturulacak mı? Ya da şartlardan biri oluşuyorsa emeklilik yolu açılabilecek mi?

Ev hanımı, devlet desteğinin yanında emekli olabilmesi için gerekli koşul olan primini ödeyemez ise ne olacak? Bu konuda ev hanımının mağduriyetini giderecek ve kadına sosyal güvence sağlayabilecek alternatif bir çözüm geliştirilebilecek mi? Ne dersiniz?

Kadının, yaşamın her alanında varlığını sürdürebilmesi, sosyal hayata katılabilmesi ve ekonomik özgürlüğünü sağlayabilmesi için devlet destekli olan bu adımların yasalarla güvence altına alınması çok umut verici.

Hayatta tek başına yaşam mücadelesi veren ve çocuğuna da bakan ev hanımının, eşinin maaşı da bu zor enflasyon ve alım gücü karşısında, evin geçimine dahi yetmediğini düşünelim. Bu mağduriyeti yaşayan binlerce insan var.

Asgari ücretle çalışan kocası, karısının primini de ödeyemezse ev hanımı, nasıl emekli olabilecek? Bütün bu sorulara, önümüzdeki süreçte vatandaşın çözüm bekleyeceği ve cevap alacağı günlere umutla sarılacağını da düşünmemiz gerekiyor.

Cemal Süreyya dizelerinden bir alıntıyla: “Ne güzel şiir dedi kadın. O senin güzelliğin dedi adam. Sen vardın içimde sadece. Ben içimi döktüm.”

Kadın, mutlu değilse kimse mutlu olamaz. Üreten, çoğaltan, hayata renk katan kadındır... Kadının da söyleyecek bir sözü ve herkes kadar hakkı olduğu, tüm kurumlarda hak edeceği sosyal güvencesinin sağlanması umuduyla…

Kadınlara kıymayın efendiler….

Tüm yazılarını göster