Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu’nun bugün düzenlediği basın toplantısını izlediniz mi?
İzlemediyseniz eğer bir kaybınız yok…
Sayın Hacıosmanoğlu kusura bakmasın ama çok boş bir basın toplantısı idi.
Aydınlatıcı hiçbir bilgi vermedi.
Hatta kafalarda daha fazla soru işareti oluşturdu.
*
Baştan söyleyeyim de, yanlış anlaşılmasın…
Türk futbolunun mutlaka temizlenmesi gerekiyor.
Dünyanın en kirli zeminleri arasında yer alan Türkiye ligleri, bazı cesur yürekler sayesinde temizlenir ancak…
O bakımdan… İbrahim Hacıosmanoğlu’nun 27 Ekim’de düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalar tarihi nitelikteydi.
371 hakemin bahis hesabı olduğunu açıklayan Hacıosmanoğlu, 152 hakemin de bahis oynadığının tespit edildiğini duyurdu.
Bu korkunç bir tablo idi.
Hatta dünya çapında bir skandal idi.
Öyle ki… Ertesi günü bu köşede kaleme aldığım yazının içeriği “utanmaz hakemler, helal olsun İbrahim Hacıosmanoğlu” idi.
*
Sonrasında bahis işine bulaşan futbolcuları da açıklayan İbrahim Hacıosmanoğlu, karanlıkta doğan bir güneş gibi ortamı aydınlattı o günlerde…
*
Peki daha sonra?
Orada kaldı.
Durdu.
İnanılmaz hatalar yapıldı.
Zihinlerde soru işaretleri oluştu.
*
Dünkü basın toplantısında belli konuları üstü kapalı olarak geçiştiren Sayın Hacıosmanoğlu’na sormak gerekiyor.
Sayın Hacıosmanoğlu, bir kalemde 149 hakemin hakemlik lisansını iptal ederken, aynı kavanozun içinde bulunan gözlemciler nerede kaldı peki?
“Gözlemcileri yarınlarda açıklayacağız” diyorsunuz, iyi de gözlemcilerle hakemler arasındaki fark nedir?
Gözlemciler daha güçlü figürlerden mi oluşuyor yoksa!
*
Peki temsilciler için ne demeli?
Bu köşede kaleme aldım, ekranlarda da defalarca dile getirdim, TFF bünyesinde sorumlu kişiler, 350 temsilciyi tek tek arayıp da “bahis oynadınız mı, bahis oynadıysanız temsilcilikten istifa edin, devlet memurluğunuz zarar görmesin” şeklinde bir uyarıda bulundu mu?
*
Temsilcilerin ayrıcalığı nereden geliyor?
Yoksa hakemler zayıf halka, temsilciler güçlü halka olduğu için mi?
Hakemler kendi halinde genç çocuklardan, temsilciler ise çok değerli makam ve mevki sahibi bürokratlardan ve akademisyenlerden oluştuğu için mi?
Bahis oynadığını kabul ve beyan eden temsilcilerin isimleri, sizin başkanlığını yaptığınız federasyonda duruyor.
Bir telefonla ilgilileri göreve davet edebilirsiniz.
Haliyle sormak gerekiyor…
Bu nasıl eşitlik?
Bu nasıl adalet?
Bu nasıl hak, hukuk?
*
Gelelim 47 futbolcu işine…
Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu, “1 kupon oynayan 47 futbolcu için araştırma devam ediyor, onları disiplin kuruluna sevk etmedik” mealinde bir açıklama yaptı.
Sayın Hacıosmanoğlu… Kusura bakmayın ama sizin böyle bir hakkınız, yetkiniz yok…
Suç işliyorsunuz.
Disiplin talimatının 57. maddesinde “1 kupon oynamak serbesttir” diye bir hüküm var da, biz mi bilmiyoruz.
Madem öyle yıllar önce 1 kupon oynayan, sadece 50 kuruş, 4 lira, 7 lira, 10 lira yatıran hakemlerin lisansını bir kalemde niye iptal ettiniz?
*
Yoksa… Evet yoksa…
Bu 47 futbolcu Süper Lig’de top koşturan önemli futbolcular mı?
4 büyük takımda forma giyen futbolcular mı?
Lafın gelişi, Ağrıspor, Nazillispor ya da ne bileyim Kırşehirspor futbolcusunu cezalandırmak çok kolay tabii…
Önemli olan büyük takımlarda forma giyen önemli futbolcuları açıklamak…
Yoksa bu, altta kalanın canı çıksın uygulaması mı?
Çok şaşırtıcı ve çok üzücü…
*
Bu soruları ve sorunları çok uzatmak mümkün.
Ama gerek yok…
Zaten günlerdir yazıyorum, günlerdir ekranlarda dile getiriyorum.
*
Hani demem o ki…
Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu, keşke içi çok boş bir basın toplantısı düzenlemeseydi de…
En azından bu sorulara net yanıtlar verseydi.
Kamuoyunu minnacık da olsa aydınlatabilseydi.
*
Artık ne mi olacak?
Korkarım, Sayın Hacıosmanoğlu 45 gün sonra yine bir basın toplantısı düzenleyecek, yine suya sabuna dokunmayacak, kimseyi yine aydınlatmayacak…
Daha sonra bir basın toplantısı daha falan derken…
Hepimize geçmiş olsun…
Başka bahara…
*
Sayın Hacıosmanoğlu…
Türk halkı ve Türk futbolu sizden önemli ve gerçek icraatlar bekliyor.
Bizi daha fazla yanıltmayın…