TFF kendini yakıyor!

Aslında bu yazının başlığı “Türkiye Futbol Federasyonu ateşle oynuyor” olacaktı.
Son anda karar değiştirdim, “Türkiye Futbol Federasyonu kendini yakıyor” dedim.
Niye mi? Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), ateşle oynama safhasını geride bırakalı çok oldu.
Artık yanma aşamasına geçti.
Dilerim kül olmaz…

*

Tabii ki bahis süreci ile ilgili olarak bu düşünceyi taşıyorum.
Açık söyleyeyim, bu süreç inanılmaz kötü yönetildi.
Futbol Federasyonu Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibi, eline yüzüne bulaştırdı.
O kadar çok mantık hataları yapıldı ki, şaşırmamak mümkün değil…
İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibinin yaptığı hatalar için şunu ifade edebilirim, Hacıosmanoğlu’nun hasımları bile bu kadarını yapamazdı.
Güvenilirlik ve eşitlik açısından iyi bir görüntü vererek iş başına gelen Hacıosmanoğlu, halen bu görüntüyü devam ettirebiliyor mu?
Hayır…
Maalesef hayır…

*

Ne gibi büyük hatalar yapıldığını sayayım mı?
Aslında ne kadar saysam yetmez ama belli başlı olanlarını sıralayayım…
Sayın Hacıosmanoğlu ve ekibine tek tek sormak gerekiyor.
-27 Ekim’de yaptığınız basın toplantısında hakemlerle ilgili açıklama yapmanıza rağmen, sonrasında topa niye bastınız?
-5 yıl önce Futbol Federasyonu ile misli.com arasında yapılan sponsorluk anlaşması nedeniyle hakemlerin bahis hesabı açması doğrultusunda adeta çanak tutan o dönemin Futbol Federasyonu, sonrasında faturanın çok önemli bölümünü niye sadece hakemlere ve alt lig futbolcularına yükledi?
Futbol ailesi içinde sorumluluğu bulunan diğer binlerce kişinin ayrıcalığı ne?
TFF’nin hak, hukuk ve eşitlik anlayışı bu mu?

*

Bilmeyenler için bir hatırlatma yapayım.
5 yıl önce Futbol Federasyonu ile misli.com adlı bahis sitesi arasında bir sponsorluk anlaşması imzalandı, 2. ve 3. ligin adı misli.com 2. Lig ve misli.com 3. Lig oldu, bu doğrultuda misli.com yetkilileri “bizim teknik alt yapımız çok iyi… 2. ve 3. ligdeki tüm maçları canlı olarak yayınlayabiliyoruz. Bahis hesabı açan tüm hakemler, 2. ve 3. ligdeki tüm maçları ücretsiz olarak izleyebilecek” dedi, dönemin Futbol Federasyonu ve Merkez Kurulu yetkilileri de hakemlere bu yönde duyuru yaptı, “bahis hesabı açmanızda sıkıntı yok” denildi, hakemler de TFF’ye güvenerek bahis hesabı açtı.

*

Şöyle de bir durum vardı, o dönem maçların izlenebilmesi için hesabın aktif hale getirilmesi gerekiyordu, bunun için de 3-5 liralık da olsa para yatırmak gerekiyordu.
Sonra ne oldu? 50 kuruşluk, 2 liralık, 4 liralık, 7 liralık, 10 liralık bahis oynayan hakemlerin de aralarında bulunduğu tüm hakemlerin hakemlik hayatı bitirildi.

*

Benim bu bildiklerimi ve yazdıklarımı İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibi bilmiyor muydu acaba?
Bilse, 27 Ekim’de düzenlediği basın toplantısında “371 hakemin bahis hesabı olduğu belirlendi” sözlerini yine söyler miydi?
Hakemlerin bahis hesabı açması için TFF’nin adeta çanak tuttuğu ve 371 hakemin bu doğrultuda bahis hesabı açtığı gerçeğini İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibi niye gözardı etti?
Bilinen bir tablo, yeni ortaya çıkartılmış gibi niye sunuldu?
TFF yakın geçmişte yaşanılan olaylardan niye bihaber?

*

Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek…
Bu doğrultuda şunu söylemek istiyorum.
Kurunun yanında yaş da yanmasın…
Acaba diyorum, mevzuatta ufak bir değişikliğe gidilerek, tek kupon oynayan, yıllarca önce 2 liralık, 10 liralık, 50 liralık kupon oynayan hakemler ve futbolcular için, adli yargıda olduğu gibi, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı uygulanamaz mı?
Yani, cezalar ertelenemez mi?
Tekrar bu hatayı yaptıkları takdirde en ağır cezaya çarptırılması kaydıyla bir uygulamaya gidilemez mi?
Zaten hiçbir hakem artık bahis işinin kenarından kıyısından geçmez.
Geçmesinler tabii…
Yıllar önce 10 liralık, 20 liralık kupon yaptıkları dönemde henüz klasman hakemi bile olmayan bu genç hakemler için “gençlik hatası” değerlendirmesi yapılamaz mı?

*

Başka sorulara geçeyim?
Önce hakemleri, sonra da futbolcuları bir kalemde açıklayan TFF, futbol ailesi içindeki diğer kişileri hala niye açıklamadı?
Acaba TFF yönetim kurulunda da bahis oynayan isimler var mı?
Merkez Hakem Kurulu, Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu, Hukuk Kurulu başta olmak üzere tüm kurullarda ve ilgili müdürlüklerde bahis oynadığı belirlenen kişiler var mı?
Günümüz teknolojisi doğrultusunda iki tuşa basarak 10 dakikada her türlü bilgiyi bahis şirketlerinden öğrenmek mümkünken, TFF kulağının üstüne niye yatıyor?

*

5 yıl önce hakemlere, gözlemcilere ve hatta TFF bünyesindeki tüm kategorilere “bahis hesabı açabilirsiniz, 2. ve 3. ligdeki tüm maçları izleyebilmek için hesabınızı aktif hale getirmeniz de gerekiyor” diyerek adeta çanak tutan TFF, hakemleri kamuoyuna duyururken ve cezalandırırken, aynı kapsamdaki gözlemcileri niye açıklamıyor?
Pek çoğu FIFA kokartlı eski hakem olan ya da eskiden derbi maçı bile yöneten günümüz gözlemcilerinin ayrıcalığı ne?

*

Bu köşede daha önce de yazdım ve büyük ses getirdi.
TFF, tüm temsilcilerle adeta pazarlık yaptı mı?
Maçlarda güvenlikten sorumlu en yetkili kişiler olan temsilcilerin tamamı tek tek aranıp da “bahis oynadınız mı, oynadıysanız istifa edin…
Oynadıysanız ve istifa etmezseniz yarınlarda çok zor duruma düşersiniz, sicilinize işler, devlet memuru olarak büyük sıkıntılar yaşarsınız” denildi mi?

*

Belirteyim, TFF bünyesinde 350 temsilci var ve istisnai isimler dışında tamamına yakını devlet memuru olarak çok çok önemli görevlerde bulunuyor. Aralarında İl emniyet müdürü başta olmak üzere, akademisyen ve üst düzey bürokrat olan onlarca isim var.
TFF tarafından uyarıldıktan sonra 45 temsilci, “devlet memurluğum zarar görmesin, sicilime işlemesin” düşüncesiyle “istifa edeceğim” dedi mi?
Bu 45 temsilciden ayrı olarak, 75 temsilci daha “Evet oynadım ama temsilciliği niye bırakayım” dedi mi?
Ne de olsa kavun tatlı!

*

Temsilciler Kurulu, yaptığı bu uyarı sonrası “istifa ediyorum” diyen 45 temsilci için isimlerinin karşısına tek tek (x) koydu mu?
“İstifa edeceğim” diyen 45 temsilcinin de bu işi henüz resmiyete dökmediği doğru mu?
45 temsilci bir ümit doğrultusunda gelişmeleri sessizce takip mi ediyorlar?
Yoksa, “bu süreç yarınlarda unutulur, üstüne sünger çekilebilir” düşüncesi mi taşıyorlar?

*

4-5 yıl önce cüzi miktarda bahis oynayan tüm hakemler TFF tarafından tek tek açıklanırken, bahis oynadığı belirlenen 47 futbolcunun isminin açıklanmaması nasıl izah edilebilir?
TFF’nin “bu 47 futbolcu sadece tek kupon oynamış. O bakımdan Disiplin Kurulu’na gönder miyoruz” şeklinde saçma bir mazerette bulunması nasıl izah edilir?
Hakemlere ve alt liglerdeki futbolculara öyle de…
Süper Lig’deki şöhretli futbolculara niye böyle!
Takım ayrı mı var!
Futbolcu ayrımı mı var!
Yoksa korku mu var!

*

Bu 47 futbolcu arasında büyük kulüplerden kaç futbolcu var acaba?
A Milli Takım’da forma giyen oyuncular da var mı?
Tek kupon yapan ve cüzi miktarda para yatıran hakemleri bitiren TFF, tek kupon yaptığını öne sürdüğü önemli futbolcuları niye açıklayamıyor?
Gerçekten tek kupon mu?
Ben kendi adıma şunu söyleyeyim, bu 47 futbolcunun tek kupon yaptığına inanmıyorum.
TFF, açıklasın da görelim!

*

Temsilcileri tek tek arayıp da uyaran ve adeta pazarlık yapan TFF’nin, kulüp başkanları ve kulüp yöneticileri için de bu uygulamaya gittiği doğru mu?
Bu nedenle mi son zamanlarda pek çok kulüp yöneticisi istifa ediyor?

*

Hatırlatmamda yarar var… Açıklanan 152 hakemin arasında binlerce kupon yapan kişi de var, toplamda 10 milyon liralık işlem yapan hakem de var.
Bu hakemler maçları artık en iyi ihtimalle sadece ekranlarda izleyebilsin
Zaten sadece TFF değil, adli yargı da bu hakemler hakkında gereken cezaları verecek.
Hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak.
Bakılmaması gerekir.

*

Beşiktaşlı Ersin Destanoğlu ve Necip Uysal’ın durumuna ne demeli?
İsimleri kamuoyunun önüne atıldıktan 2 gün sonra “temiz kağıdı” aldılar.
Malum, öncesinde Zorbay Küçük örneği de vardı.
Zorbay Küçük ve Ersin Destanoğlu ile Necip Uysal’ın 2 günde “temiz kağıdı” aldığı bir süreçte Futbol Federasyonu ne iş yapar?
Koskoca Futbol Federasyonu, isimleri tek tek açıklamadan önce bu soruşturmayı daha iyi yapsaydı daha doğru olmaz mıydı?
Çok mu zordu, insanların bireysel olarak 2 günde aldığı temiz kâğıdını, Futbol Federasyonu olarak bir haftada almak!
Geç olsaydı da böyle rezil bir tablo olmasaydı.

*

Sonra ne oldu? Futbol Federasyonu U dönüşü yaptı.
Bu 3 ismin de tedbir kararını kaldırdı.
Futbol Federasyonu yetkililerine sormak gerekir, sizin ciddiyetiniz bu mu, sorumluluk anlayışınız bu mu!
İsimleri paldır küldür açıklamak yerine bir hafta sonra açıklasaydınız da, doğru dürüst açıklasaydınız, daha akılcı, daha mantıklı, daha vicdani, daha objektif olsaydınız…
Çocuk oyuncağı mı bu!
Futbolcuların ve hakemlerin düştüğü durum karşısında hiç empati yaptınız mı, minnacık da olsa üzüldünüz mü!
Üzüldüyseniz eğer, ufak da olsa bir açıklama yapmanız, bir özür dilemeniz gerekmez mi!

*

Futbol Federasyonu’nun resmi sitesinde sürekli olarak ağırlama, uğurlama, forma alma, forma verme haberleri ve fotoğrafları yayınlanacağına…
Suçsuz yere kamuoyunun önüne attığınız Zorbay Küçük, Necip Uysal, Ersin Destanoğlu başta olmak üzere masum isimlerden “özür diliyoruz” başlıklı bir haber ve fotoğraf yayınlansa çok daha iyi, çok daha samimi bir yaklaşım olmaz mı?

*

Bakalım yarınlarda neler yaşayacağız.
Hep beraber takip edeceğiz.
“Futbolda temiz eller operasyonu” bir kez daha hayırlı olsun.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın bu soruşturmayı son derece titiz bir şekilde sürdürdüğünü ve basın bültenlerinin yanı sıra basın toplantısı ile de kamuoyunu en iyi şekilde aydınlattığını belirtmekte yarar var.

*

Her soruşturma gibi gizli olması gereken bu soruşturma Futbol Federasyonu tarafından ihlal edilse de…
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tüm titizliğiyle görevine devam ediyor.

*

Son sözüm şu olsun:
Kirli olan futbol liglerimiz, dileriz en iyi şekilde temizlenir.

*

Ve şunu da ilave edeyim.
İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibi, niye bu kadar hata yaptı acaba?

Tüm yazılarını göster