Futbolda milli maç haftasındayız.
Madem öyle, Türk futbolunun durumunu en iyi şekilde yansıtan bir vukuat aktarayım şimdi size...
Hem de ne vukuat!
A Milli Takım düzeyinde...
İşin içinde torpil var, cambaz menajerler var, taklacı teknik adamlar var.
Konuya hemen gireyim.
Yıl 2017, aylardan kasım...
A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu, Romanya ve Arnavutluk ile oynanacak 2 özel karşılaşma için aday kadroyu açıkladı.
Kadroda doğal olarak hep tanıdık isimler vardı.
Ama bir futbolcu hariç...
Kim mi bu futbolcu? Erol Erdal Alkan...
Hollanda 2. lig takımlarından Dordrecht'in futbolcusu...
"Kimmiş bu Erol Erdal Alkan" diye araştırmaya başladım.
Ortaya çıkan tablo şöyle:
Skandal, berbat, vahim, feci...
*
Belli ki tablo pek masum değildi.
Bu futbolcunun menajeri kimdi acaba?
Bazı adli vakalarda suçluyu bulmak için nasıl para trafiğine bakmak gerekiyorsa, bu gibi durumlarda da menajerlerin kim olduğuna bakmak gerekiyordu.
Kayıtları çıkarttım hemen... Erol Erdal Alkan'ın menajeri, MEC Management adlı bir şirket idi... Peki, bu menajerlik şirketinin ortakları kimlerdi? Metin Korkmaz ve Özkan Doğan...
Türk futbolunun çok önemli iki operatörü...
Ağrısız, sızısız çok ciddi ameliyatlar yapan iki önemli menajer!
*
Erol Erdal Alkan'ın karnesi çok kötüydü.
Ülkemizde bırakın Süper Lig'i, birinci ve ikinci ligde bile kadroya giremeyen bir futbolcuydu.
Minnacık bir başarısı yoktu.
Hollanda ikinci liginde kümede kalmaya çalışan Dordrecht'te bile forma giyemiyordu.
23 yaşında olmasına karşın, bir sezonu boş geçirmiş, kulüpsüz kalmış, her sezon alt liglerde 1-2 maçta sadece birkaç dakika oynamıştı.
*
Tabii, oturdum, yazdım.
Çarşı feci karıştı.
Tüm televizyon kanalları ve gazeteler bu olaya yer verdi.
Milli maçlar ikinci planda kaldı.
Ünlü spor yazarlarının tamamı bu skandalla ilgili görüş bildirdi.
İstisnasız herkes Lucescu'yu yerden yere vurdu.
"Lucescu, milli takıma torpille futbolcu aldı... İş üstünde yakalandı... Lucescu bu skandala alet oldu ya da ortak... Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun soruşturma yapması lazım" başlıklı ifadelere ve iddialara geniş şekilde yer verildi.
Sonunda Lucescu açıklama yaptı, "Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Ercan'la konuştum, genç futbolcular hakkında bilgi istedim, o da bana bazı oyuncuların isimlerini verdi, ben de kadroya Erol Erdal Alkan'ı çağırdım" dedi.
*
Olayın iyice büyümesi üzerine Lucescu itirafta bulundu, "Ben Erol Erdal Alkan'ı hiç izlemedim. İlk kez kamp sırasında gördüm" dedi.
İşin daha da vahim tarafı, milli takımlarda görevli hiçbir teknik adamın o süreçte Erol Erdal Alkan'ı
izlemediği ortaya çıktı.
Zahmet edip de hiç kimse Erol Erdal Alkan'ı izlemek için Hollanda'ya gitmemiş...
Şu da ortaya çıktı. A Milli takımın bu kamp süresince yaptığı antrenmanlarda Erol Erdal Alkan'ın son derece yetersiz olduğu herkes tarafından görüldü.
Durum çok vahimdi...
Erol Erdal Alkan'ın hazırlık maçı da olsa herhangi bir milli maçta forma giymesi mümkün değildi.
*
İşin trajikomik tarafı da şu...
Erol Erdal Alkan'ın menajeri olan Metin Korkmaz ve Özkan Doğan, haberler çıktıktan sonra suçluluk telaşıyla bir açıklama yaptılar ve "Biz artık Erol'un menajeri değiliz. Bir süre önce bıraktık" dediler.
Ama gözden kaçırdıkları bir şey vardı.
Elimde belgeler vardı.
Yayınladım... Sustular!
*
Sonunda ne mi oldu?
Lucescu, oynanan iki milli maçta da tüm futbolculara şans vermesine karşın, Erol Erdal Alkan'ı 1 dakika bile oynatmadı.
Oynatsa, rezilliği tüm Türkiye canlı olarak görecekti.
*
Lucescu, "Bu haberleri kaleme alan Atilla Türker'e dava açacağım. Hakkımda itibar suikastı yapıyor" dedi.
Ben de cevap verdim, "Hodri meydan Sayın Lucescu... Mahkemede hakime ne diyeceksiniz! Daha ilk duruşmada davayı kaybedersiniz" dedim.
Davayı açamadı tabii...
*
Başka ne mi oldu?
Futbol Federasyonu konuyla ilgili soruşturma başlattı... Tabii hikayeden... Kapandı.
Lucescu, sonrasında Dinamo Kiev'e gitti. Halen Romanya Milli Takım Teknik Direktörü...
Futbol Federasyonu, Erol Erdal Alkan'ın adını Lucescu'ya söyleyen Abdullah Ercan'la ise kısa zaman sonra yolları ayırdı.
Olayın içindeki iki malum menajerin durumunu merak ediyor musunuz!.. Gayet iyiler...
İkisi de gayet mutlu ve huzurlu bir şekilde Türk futbolunun göbeğinde icraat yapmaya devam ediyorlar.
Öyle ki... Metin Korkmaz, önceki sezon Adana Demirspor'da Kulüp Başkanı bile oldu.
*
En önemli not şu:
Baş aktör Erol Erdal Alkan o günden sonra kayboldu.
Çeşitli ülkelerdeki alt liglerde yok denecek kadar az oynadı.
Hiçbir yerde barınamadı.
Genç yaşta futbolu bıraktı.
*
Hep beraber düşünelim. Erol Erdal Alkan gibi bir futbolcunun adını, Lucescu gibi bir teknik adamın kulağına kimler, hangi amaçla fısıldadı!
Böyle büyük bir operasyon, Futbol Federasyonu yöneticilerinden ve görevlilerinden habersiz yapılabilir mi!
*
Peki, bu skandal ortaya çıkmasaydı, ne olacaktı?
Şu olacaktı: 2 milli maçtan birinde Erol Erdal Alkan'a 3-5 dakika da olsa forma giydirilecekti...
Erol Erdal Alkan "A Milli Futbolcu" ünvanını kazanacaktı....
Piyasaya sunulacaktı...
Parasal değeri suni şekilde artırılacaktı.
Şişirilecekti...
Hemen herkes u şekilde inanılmaz paralar kazanacaktı.
Diyelim ki, piyasa şartları gereği, bu futbolcu yıllık 2 Milyon Euro üzerinden pazarlanacaktı, herhangi bir Süper Lig takımıyla 5 yıllık sözleşme imzalanacaktı.
Toplam ücreti siz hesaplayın!
Menajer ücreti, futbolcu maaşı, bonservis bedeli derken o kulübün kasasından inanılmaz bir para çıkacaktı.
Tabii aslan payını da malum menajerler ve belli yöneticiler alacaktı.
İşin içinde bulunan üst düzey pek çok kişi de nemalanacaktı.
*
Bu ve buna benzer tüm operasyonlar, sadece iki menajer ve bir teknik adamla sınırla kalacak kadar basit değildi.
Şu soru akla gelebilir, "Bu tür durumlarda futbolcu yedek kalırsa ne olacak?"
Yanıtı basit, "Ne yapalım kardeşim, A Milli Takım futbolcusunu aldık, kabahat bizde mi" denilecekti.
Cambaz menajerler ve taklacı yöneticiler sayesinde hemen her yıl bir kulübe pazarlanacaktı.
Sistem böyle çünkü...
Ne de olsa tüm görüşmeler kapalı kapılar ardında yapılıyor, işin içinde sadece 1-2 menajer ve ilgili kulüpten de 1-2 yönetici oluyor.
Transfer ücretini yaz yazabildiğin kadar!
Nasıl olsa hesap soran pek yok.
Faturalar kesiliyor, ödemeler yapılıyor.
Offshore hesaplar üzerinden paralar aktarılıyor.
Her şey legal!
Ama ahlaksız!
Herkesin işine geliyor.
Futbolcu doğru dürüst oynamadan ya da yeterli randımanı gösteremeden çuval dolusu para kazanıyor.
Hesabına yatırılan paranın belli bir bölümünü de doğal olarak menajerlere ve yöneticilere aktarıyor,
*
Şu kesin: Menajerler ve kulüp yöneticileri helal süt emmemişse eğer, o kulübün kasası kısa zamanda tam takır, kuru bakır oluyor.
Zaten ülkemizde çok uzun yıllardan beri bu manzara yaşanıyor.
Ve bu durum futbol camiasında bulunan hemen herkes tarafından biliniyor.
Bilinmesine rağmen, çoğunluğun sesi çıkmıyor, kimilerinin de önlemeye gücü yetmiyor.
Türk futbolunda her yıl yapılan yüzlerce transferin önemli bölümünde bu tür soru işaretleri oluşuyor.
Şişirilmiş futbolcu ücretleri, fahiş menajerlik komisyonları, astronomik bonservis bedelleri, ahbap çavuş ilişkiler, alt yapının bir kenara itilmesi, işi geçmiş yabancılara çuval dolusu para ödenmesi, derken...
Türk futbolu işte böyle bir çıkmazın içine giriyor.
*
Kulüplerimizin çok önemli bölümünün batma noktasına gelmesi, taklacı yöneticilerle cambaz menajerlerin iş birliğinden kaynaklanıyor.
Taklacı bazı yöneticilerle, cambaz bazı menajerler bir araya geldiğinde, o kulübün kasası göz açıp kapayıncaya kadar boşaltılıyor
Bu konuda çeşitli soygun taktikleri var.
Erol Erdal Alkan olayı, bu operasyonun milli takımlarda vücut bulmuş halidir.
*
Bu süreç esnasında yaşanan bir detayı da aktarayım.
Her iki menajer, bir akşam üstü bana peş peşe telefon açtılar, küfür ve hakaret ettiler, ölüm tehdidinde bulundular, kendilerini ertesi günü Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet ettim, konu davaya dönüştü, Metin Korkmaz'a ve Özkan Doğan'a 5'er ay hapis cezası, 2 bin 250'şer Lira da para cezası verildi.
*
Yazıyı toparlayayım.
Gözümüzün önündeki A Milli Takım'da bile menajer oyunları ve torpil yaşandığına göre...
Diğer milli takımlarda ve kulüplerde neler oluyor siz düşünün!
Mevcut yüzlerce belge doğrultusunda çok iddialı bir sözle son noktayı koyayım...
Türk futbolundaki bu kara tablonun temel nedeni, iş bilmez yöneticilerin varlığı kadar, taklacı yöneticilerin ve cambaz menajerliğin çokluğudur.