Ekonomide 'fay kırığı' olmaması için…

Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Türkiye’yi sarsan deprem felaketinin ekonomik ve psikolojik yönünü konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde, Türkiye’yi sarsan deprem felaketinin ekonomik ve psikolojik etkilerini konuştu. İkili, işleme açık kalması nedeniyle tepkilere neden olan borsaya geniş yer ayırdı.

Güldağ: Öncelikle hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Türkiye'nin başı sağolsun. Şimdi STK'lar, iş dünyası örgütleri, odalar, şirketlerimiz depremzedeler için yardımda yarışıyor.

Ağaoğlu: Dayanışma ruhumuz güçlü. Ama Marmara depreminden daha büyük bir felaket...

Güldağ: 108 bin kilometrekarelik bir alan etkilendi. Azerbeycan'dan büyük. Hatta Bulgaristan'dan büyük. İsviçre, Hollanda, Danimarka'nın yüzölçümlerini topla o kadar büyük bir alan.

Ağaoğlu: Fakat görünen o ki, biz felaketin büyüklüğünü yeterince kavrayamadık. Yönetim düzeyinde... Müdahale geç geldi.

Güldağ: Kahramanmaraş'taki temsilcimiz ile ilk gün konuştuğumuzda "Saatlerdir sokaklarda dolaşıyıorum hiç bir yetkili yok. Yalnız kaldık" diyordu.

Ağaoğlu: Ben de ilk gün sosyal medyada paylaştım; hızlıca karar alıp, ordunun seferber edilmesi gerektiğini yazdım. Acı büyük...

Güldağ: Koordinasyonda büyük eksiklik var. Güvenlik sorunu da ciddi boyutta. İyi yönetilmedi.

Ağaoğlu: Normale dönmemiz yıllar alacak. Ben 1999 depremini iki yılda atlatamamıştım.

Güldağ: Ancak bizim 'toparlanma' yeteneğimiz yüksek. Marmara depreminde güney hattına gidip fabrika fabrika gezmiştim. İpek Kağıt’ı, Ford Otosan’ı... Başka bir çok işletmeyi... Kendi kendime 'bir yıldan önce toparlanması zor' demiştim. Aksa’ya gittiğimde, Selçuk Ergin'le konuşmuştuk. O, "çabuk toparlarız” diyordu. Gerçekten de üç ay sonra bölgenin kapasite kullanımı deprem öncesine geri dönmüştü.

Ağaoğlu: Evet. O dönemin teknolojisi ile bu dönemin teknolojisi arasında da fark var. Ben biraz moral tarafıyla ilgili kısmında gecikecektir diye düşünüyorum. Ders alamıyoruz bir türlü. Zaten artık bu 'ders aldık, almadık' tarzı tartışmaları da yararsız buluyorum. Öfkeleniyorum doğrusu...

Güldağ: Eski bir söz, 'Ders siz öğrenene kadar devam eder' diyor. Depremin Türkiye ekonomisinde yol açtığı tahribatı düzelttikçe moraller de iyileşecektir.

Ağaoğlu: Bölge Türkiye ekonomisinin yüzde 10'unu oluşturuyor. Bu sene yüzde 2’ye ulaşacak bir GSYH kaybına uğrarız.

Güldağ: Maliyetini kestirmek zor. İlk tahminler 50 milyar dolar civarında. Hiç şüphesiz bütçe açığı, Hazine'nin borçlanma ihtiyacı artacak. Enflasyonun ekonomi üzerindeki baskısı artabilir. Ancak Marmara Depremi'nin 2000 ve 2001 krizine yol açması gibi bir etki beklemiyorum. Şimdiki yapı, 1999'dan farklı. Tabii makro ekonomik göstergelerde bozulma olacaktır. Ancak, ekonomide bir fay kırılması olmaz.

Ağaoğlu: Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların devreye girmesi sağlanacaktır. Sağlanmalı da! Böylece gelecek yıl için daha hızlı toparlanmayı destekleyecek bir yapı olacaktır. Esası belirleyen ise psikoloji tarafı olacak. Milyonları doğrudan etkileyen bir felaketten bahsediyoruz.

Güldağ: Kahramanmaraş'tan bir iş insanı ile konuşuyordum. "Ucunu göremediğiniz iplik makineleri yılan gibi eğrilmiş. 3.5 tonluk iplik makinasının kafası yerinden fırlayıp, betonu delmiş" diyordu. Ama bir yılgınlık yok!

Ağaoğlu: Yaşam varsa umut da var. El birliği yaralar sarılacak.

Güldağ: Bölgedeki iş dünyası da işbirliği kültürümüzü öne çıkarıyor. Sosyal medya grupları yardımlaşma için vızır vızır çalışıyor. Bölge dışındaki iş dünyası da öyle. Bölgenin isteklerini hiç geri çevirmiyorlar. Şimdi barınma sorunu ile ilgili talepler yükseliyor. Üretimi de ayağa kaldırmak için sigorta şirketlerinin bir an önce harekete geçmesi bekleniyor. Kredi taksitlerinin, borçların ertelenmesi isteniyor. Nefes aldıracak adımlar atırılırsa fabrikalar hızla ayağa kaldırılır.

Borsa, tartışmaya 'açık' bırakılmamalı

Güldağ: Daha birçok yönüyle konuşulmaya, tartışılmaya devam edecek yaşadığımız deprem felaketi. Bu süreçte bir de borsa ile ilgili bir tartışma yaşadık. Pazartesi gününden itibaren önce açığa satış yasaklandı, ardından satışa konu edilecek paylar için depo şartı uygulaması devreye alındı. Sonra bu depo şartı kaldırıldı. Ama en çok, borsanın neden ilk günden itibaren kapatılmadığı eleştiri konusu oldu...

Ağaoğlu: Borsanın kapatılması doğru, geç kalınması bir hata. Hani pazartesi gününü geçtik, salı günü borsanın kapatılması lazımdı. Kararı verecek olanlar Borsa İstanbul ve SPK. İhtimaldir ki sorumlu yöneticilerin daha önceden böyle bir tecrübeleri olmadığı için ‘işlem görebilir’ diye düşündüler.

Güldağ: 1999 depreminde hemen işlemler durdurulmamış mıydı? Toplamda 7 iş günü işlem yapılmamıştı. Sonrasında bir kapatma durumu hatırlamıyorum.

Ağaoğlu: 15 Temmuz'da kapatmadık borsayı, doğru yaptık. Aslında bir mesaj verilmek istendi. Aynı mesajın tekrarı anlamına gelen bir şey gibi görünüyor bu, ama pek öyle bir durum değil yaşadığımız. Bu insani bir felaket, çok büyük bir felaket, bu başka bir şey. Orada değerlendirmenin çok hızlı ve doğru yapılması gerekiyordu. Görevli ve sorumluluk sahibi olanlar geç kaldı.

Güldağ: "Felaketin insani boyutu tabii ki önemli ama piyasa her zaman açık kalmalı" diyen de var...

Ağaoğlu: Aslında ben de borsaların açık olması gerektiğine inanan, bunu doğru bulan taraftayım. Herkes "fiyatlar düştü, çok para kaybediliyor" diye bakıyor. Ama bu tür durumlarda da birileri elindeki tasarrufu kullanmak isteyebilir. "İhtiyacım var, bu parayı kullanmam gerekiyor" diyen birisi de satabilmesine imkan tanınmalı. Özetle temel olarak açık kalması gerektiğini düşüyorum. Ama gel gelelim gerçekten bu kadar büyük bir felakette de kapatılması yanlış bir karar değil.

Güldağ: Çarşamba açıldı borsa ve düşüş devam ederken kapatma kararı geldi. Bu da tepkilere neden oldu; “Kapatılacaksa sabah niye açtınız” diye…

Ağaoğlu: Evet, bu da bir tutarsızlık oluşturdu. Ve çarşamba günkü işlemler iptal edildi. Doğrudur iptal edilmesi lazım ama kapatmayı çarşamba seans içinde yapmamamız lazım sabahtan seansı açmayacaksınız, kapatma öyle olmalıydı. Şimdi orada işlemler yapıldı o birileri aldı sattı bir şeyler oldu onları iptal ettiler.

Güldağ: Kapanma kararı gelene kadar 3 gündeki toplam kayıp yüzde 16’yı aştı. Yatırımcılar deprem sonrası tüm işlemlerin iptal edilmesi talebinde bulundu.

Ağaoğlu: Çarşamba günkü işlemlerin takası henüz yapılmadığı için o günkü işlemler iptal edilebiliyor. Burada herhangi bir problem yok. Pazartesi, salı günkü işlemlerin iptal edilmeyeceğini tahmin ediyorum. Tabii teknik olarak her şey mümkün, ama iptal olmaz. Başka bir problem çıkar. Satmış ve parasını almayı bekleyen birisi ne zaman parasını alacak, nasıl alacak? Bu yüzden pazartesi ve salı günkü takası tamamlanmış işlemlerin iptali zor. Büyük ihtimalle olduğu gibi kalacaklardır.

Güldağ: Deprem şoku borsada doğal olarak satışlar getirdi. Bu arada çimento ve inşaat şirket hisseleri tavan yapınca, buna da tepkiler oldu…

Ağaoğlu: İlk iki günde çimento ve inşaat şirketlerinin hisselerine hücum eden arkadaşlara ne diyeyim, kazandıkları paraları 'güle güle' harcasınlar! İnsanlar can derdinde, biz burada yapılacak inşaatlardan kazanacağımız paraların hayallerini falan kuruyorsak, ne diyeyim. Doğrusu, bana garip geliyor bu iş...

Güldağ: Olayın insani boyutunu dikkate alınca, karar verilirken yeterince tartışılmadığı kanaati var bende. Tepkiler sonrası hızlı ama ham bir karar verildi her halde. Yoksa bahsettiğin gibi garipliklerin yaşanmasını kimse istemez. Ama açık olan bir borsada bu hisselerin prim yapması piyasa mantığına çok da uzak bir şey değil. Şimdi borsa çarşamba günü açılacak. Kapatmayı daha da uzatmak gerekir mi? Nasıl değerlendiriyorsun?

Ağaoğlu: Şunda anlaşalım, düşmesin diye, borsayı açmayı sonsuza kadar erteleyemezsiniz. Düşecekse yarın değil de bir ay sonra açsanız da düşer. Ama böyle dönemlerde mola iyidir.

Güldağ: Katılıyorum. Kararları alırken, borsamızın tartışmaya bu kadar açık olmamasına dikkat etmek gerekiyor.