"İhracatı kura, iç piyasayı Uzakdoğu’ya bırakmayalım"

Ayakkabı sektörü, kurun baskılanması, artan maliyetler ve Çin’in piyasaya dönmesi gibi nedenlerle kan kaybediyor. İDMİB Başkanı Güven Karaca, “İhracatı kura, iç piyasayı Çin ve Uzakdoğu’ya teslim etmeyelim” çağrısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
"İhracatı kura, iç piyasayı Uzakdoğu’ya bırakmayalım"

Yener KARADENİZ / İSTANBUL

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 22. Grup Ayakkabı ve Yan Sanayii Sektör Komitesi’nin düzenlediği, “Ayakkabı ve Yan Sanayii Sektör Toplantısı Ekonomik Görünüm ve Sektöre Yansımaları” konulu genişletilmiş sektör toplantısı, Sektör Komitesi Başkanı Cem Kubilay Kaban öncülüğünde İSO Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.

22. Grup Ayakkabı ve Yan Sanayii Sektör Komitesi Üyesi olan ve aynı zamanda Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Başkanlığı görevini yürüten Hüseyin Çetin, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, sektörün 2014 yılında getirilen ilave gümrük vergilerinin etkisi ile gerek iç pazar gerekse ihracatta önemli atılımlar yaptığını ve yüzde 30 büyüme sağlandığını hatırlattı.

Salgın ile birlikte artan navlun ve yakından tedarikin öne çıkması ile birlikte Türkiye’ye ciddi bir talep oluştuğun kaydeden Çetin, “Bu dönemde üretilen malları iç piyasaya ve ihracata yetiştiremez hale geldik. Hammadde sıkıntısı başladı. 2022’nin son çeyreğinde ise Çin pazarının açılmasıyla AB’deki alımların bu bölgelere kaydığını gördük. Bunun da en önemli sebebi Türkiye’de artan maliyetler. Bu dönemde, yan sanayiden hammaddeciye kadar hepimiz elimizi taşın altına koyup, kar marjlarımızdan feragat edeceğiz ve müşterilerimizi elimizde tutacağız. Ama şu bir gerçek ki; 2023 ayakkabı sektörü için zor bir yıl olacak. Çünkü gelen veriler yaz siparişlerinin de Uzakdoğu’ya kaydığını gösteriyor. Bu durum ihracata ciddi şekilde zarar verecek” dedi.

“Biz satmadık, dünya aldı”

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca ise, sektörel gelişmeler ile ilgili yaptığı konuşmada deri ve deri mamulleri sektörünün geçen yılı yüzde 18,8 artış ve 2 milyar 57 milyon dolar ihracat ile kapattığını anlattı. Bir önceki yıl ise söz konusu alanda yüzde 30’luk bir artış yaşandığını hatırlatan Karaca, “Ayakkabı sektör ihracatı ise 1 milyar 218 milyon dolara ulaştı. Bu da yüzde 21’lik artışa tekabül ediyor. Artış oranı sanaciyede yüzde 32’ye ulaşarak, 320 milyon dolar seviyesine yükseldi. Bunlar çok sevindirici rakamlar olsa da bu sevinci yaşayacak kadar zamanımız olmadı. Aslında biz satmadık, dünya aldı. Biz geçen yıl sektöre ciddi yatırım yapmadık, pazarlama aktivitelerinde bulunmadık. Dünya talep etti biz de kapasitemiz doğrultusunda onu ürettik. Artık ölçeklendirmeye ihtiyacımız var. Kapasitelerimiz yetmiyor. Daha fazla üretmemiz ve dünyadan aldığımız payı daha fazla artırmaya ihtiyacımız var. Deri ve deri ürünlerinde 250 milyar dolar, ayakkabıda 175 milyar dolarlık pazar var ve biz burada hiçbir üründe yüzde 1’in üstüne çıkamıyoruz. Dünya ticaretinden yüzde 15 pay alırsanız burada hareket alanız dardır ama yüzde 1 aynı zamanda büyük bir fırsat demek” şeklinde konuştu.

Türkiye, hali hazırda ayakkabıda AB’nin en büyük, dünyanın ise 6. büyük üreticisi konumunda bulunmasına rağmen 2021’de 145 milyar dolar, 2022’de ise 175 milyar dolara ulaşan dünya ayakkabı sektörü ticaretinden yüzde 1’in altında pay alıyor. Ancak son dönemde artan ithalat rakamları da sektörü tehdit eden başka bir gelişme olarak öne çıkıyor.

“Sıkı ekonomi ve bastırılmış kur canımıza okuyor”

Karaca, “2022’de ithalat yüzde 52 arttı. Sadece değer değil, çift bazında bakıldığında da artış oranı yüzde 57 olarak gerçekleşti. Bizimki sezonsal bir ürün. Şu anda alıcıların yaz sezonu siparişlerini vermiş olmaları gerekiyordu. Siparişler Çin’e kayıyor. Yerel markalar dahi siparişlerini yurtdışına kaydırıyor. Biz bir enflasyon mücadelesi veriyoruz. Ve aynı gemideyiz. İmalatçı ve ihracatçı bu mücadeleyi veriyor. Sıkılaştırılmış bir ekonomi, bastırılmış kur bizim canımızı okuyor. Bunları saygıyla karşılıyoruz, ‘buradaki fabrikamızı başka yere taşıyalım’ demiyoruz. Bu bağlamda perakendeciler haklı, onlar da iç piyasada yabancı markalar ile rekabet ediyor. 2021 Aralık’ta Çin’de 10 dolar olan ayakkabı 11-12 dolara çıkmışken bizde 180 TL olan ayakkabı 400 TL’ye yükseldi. İhracatı kura, iç piyasayı Çin’e ve Uzakdoğu’ya teslim etmeyelim. Maliyetler arttı. Bunda sektör dinamiklerinin etkisi var mı diye bakıldığında evet fiyatların yüksek olduğu doğru ama işçilik ve enerji fiyatları bizim kontrolümüzde değil. Kurun baskılanması da bizim kontrolümüzde değil. Dolayısıyla sektörel dinamiklerden arındırılmış bir şekilde ithalat, bizi tehdit eder duruma geldi. Dünyada da negatif gelişmeler var ama oraya takılmıyoruz. Pazar çeşitlendirmesi ile bunu aşabiliriz fakat fiyat tutturabilirsek. Kur nedeniyle fiyat tutturamıyoruz. İç piyasada TL maliyet ile kur arasında sıkışmış durumdayız. Fırsatlara ve tehditlere çok hızlı tepki veren bir sektörüz. Bunu da aşacağız” ifadelerini kullandı.

“Ekonomiye 1 trilyon TL kaynak girişi olacak”

Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, etkinlikte “2023 Yılında Türkiye ve Dünyada Genel Ekonomik Görünüm” konulu sunum yaptı. Gürlesel, son iki çeyrekte Türkiye’ye yönelik siparişlerin azalması sebebiyle ihracat artışı temposunda yavaşlama kaydedildiğini söyledi. 2023 yılında da büyük merkez bankalarının faiz artırma politikalarına devam edeceğini öngördüğünü belirten Gürlesel, küresel anlamda ikinci ve üçüncü çeyrekte enflasyonda kalıcı bir düşüş beklediğini, bunun da ayakkabı sektöründe satışları pozitif etkileyeceğini aktardı. 2023 yılı Türkiye ekonomisini de seçim öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak gerektiğini belirten Gürlesel, ücret artışlarının ve kredi politikalarının iç pazarda bir miktar iyileşme ortaya koyabileceğine değindi. Kredi paketleri ve EYT düzenlemesi gibi gelişmelerle ekonomiye 1 trilyon TL’ye yakın kaynak girişi olabileceğini belirten Gürlesel, bunun da talep tarafını hareketlendireceğini ve yıl genelinde yüzde 4-5 gibi bir büyümeyi sağlayacağını anlattı.

Hakan Güldağ: Asgari ücrete ara zam gelebilir

EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ da, “Çalışma Hayatına İlişkin Son Düzenlemelerin (EYT, Asgari Ücret) İmalat Sanayisine Yansımaları” konulu konuşmasında, dünya ticaretinin 32 trilyon dolar ile kapandığını, ayakkabı sektörü ticaretinin ise 145 milyar dolardan, 175 milyar dolara yükseldiğini belirtti. Ayakkabı sektöründe ihracat artışının dünya ticareti ile paralel gerçekleştiğine dikkat çeken Güldağ, bu yıl ise hem sektörü hem de dünya ticaretini zor bir yılın beklediğini dile getirdi. Dünya ekonomisinin genel anlamda bir yavaşlama eğilimi içinde olduğuna değinen Güldağ, ABD ve Avrupa Merkez Bankaları’nın yüksek faiz politikalarına karşı, yavaş yavaş birtakım sesler yükseldiğine dikkat çekti. Güldağ, bu politikanın bir süre daha süreceğini belirtti. Hakan Güldağ, 2023 yılının seçim yılı olması sebebiyle, asgari ücrete yapılan zamma ek olarak bir ara zam daha yapılabileceğine dikkat çekti. Hayata geçirilecek EYT düzenlemesi ile ilgili açıklanan KGF paketine de değinen Güldağ, kredi paketinin bir nebze de olsa iş dünyasının EYT maliyet yükünü hafifleteceğini söyledi. Güldağ, seçime kadar ayrıca kurda da bir hareket olabileceğini dile getirdi.

Ayakkabı ve Yan Sanayii Sektör Komitesi'nin düzenlediği "Ekonomik Görünüm ve Sektöre Yansımaları" konulu genişletilmiş toplantı , İSO Meclis Üyesi Hüseyin Çetin'in (soldan 4.) ev sahipliğinde, Cem Kubilay Kaban başkanlığında yapıldı. Panelde İDMİB Başkanı Güven Karaca (soldan 3.) ayakkabı ihracatçılarının görüşlerini aktardı. Dr. Can Fuat Gürlesel ve gazetemizin üst yöneticisi Hakan Güldağ'ın (sağdan 3.) konuşmacı olarak yer aldığı toplantıya çok sayıda sanayici katıldı.