Yargıda kriz borsayı sonra etkiler

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, yüksek yargıda yaşanan krizin piyasalara etkisini tartıştı. Yargıtay’ın açıklamasını “bir tür yargı muhtırası” olarak niteleyen Ali Ağaoğlu, gelişmelerle ilgili olarak, “Bize uzun vadede fayda getirmeyecek. Amerika seyahatindeki Gaye Erkan ile Mehmet Şimşek’in de işini hiç kolaylaştırmayacak” yorumunu yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Güldağ: Atatürk, ‘benim manevi mirasım bilim ve akıldır’ diyor. Yargının tepesinde yaşanan deprem sana hiç akıl işi geliyor mu?

Ağaoğlu: Deprem dedin ben bir çıt ileriye götüreceğim. Eskiden ordudan muhtıra duyardık. Hukukçu değilim ama okuduklarımı anlamada ortalama zekâya sahip biri olarak Yargıtay'ın açıklaması bir tür yargı muhtırası...

Güldağ: Bunun mutlaka siyasi etkileri olur. Onun ötesinde, Sayın Bakan ve Sayın Merkez Bankası Başkanı yatırımcılarla temas için yine yollarda. Peki, bu gelişme işimizi kolaylaştırır mı? Hayır. Zorlaştırır mı? Evet!

Ağaoğlu: Yargının cepheleşmesi işimize yaramayacak.

Güldağ: Tam KKM'de 3 trilyon liranın altına indik, tahvil piyasasında normalleşme belirginleşiyor derken kendi ayağımıza kurşun sıkmak gibi oldu bu çatışma...

Ağaoğlu: Hukuk devleti olma ile ilgili zaten sorunlar yaşıyorduk. Şimdi kanun devleti olmayla ilgili de problem yaşıyoruz. Meclis'in ciddi önlemler alması gerektiğini düşünüyorum. Bize uzun vadede fayda getirmeyecek. Amerika seyahatindeki Hafize Gaye Erkan ile Mehmet Şimşek’in de işini hiç kolaylaştırmayacak.

Güldağ: Açık söyleyelim, parasının peşine düştüğümüz yabancı yatırımcıda halen Türkiye'deki işleyişe ilişkin güvensizlik var. Ekonomi yönetimi devam edebilecek mi? Yarın öbür gün politikalarda yine bir U dönüşü olur mu? Bu sorular gündemdeyken, bir de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili endişeleri artıracak gelişmeler yaşıyoruz. Diliyorum ki, bu kriz sonuçta hukukun üstünlüğü konusundaki soru işaretlerinin azaltılması ve işleyen bir demokrasi olduğumuz algısının güçlenmesi ile sonuçlanır. Hiç, sen inanıyor musun bu söylediklerine deme, ihtiyaç var. Karamsar olma lüksümüz yok!

Ağaoğlu: Yabancı yatırımcının gelmesinin faizleri artırsanız da kolay olmayacağını veya bizim istediğimiz miktarlarda gelmeyeceğini düşünüyorum.

Güldağ: Ekonomi yönetiminin gayretleri takdir topluyor ama yabancı yatırımcı Türkiye varlıklarını almaya pek iştahlı görünmüyor. Oysa geçen hafta salı günü yapılan ihalede faiz 32'ye çıkınca yabancı yatırımcı için de cazip olabilecek seviyelere geliyoruz diye düşünmüştüm. Borsa da bir ileri bir geri dalgalanıyor.

Ağaoğlu: Bana dalgalanma ciddi gibi gelmiyor. Çünkü yargı konusunda yaşanan krizde de gördüğümüz gibi ciddi sorunlara gebe olan bir yapının etkilerinin ne olabileceğini kestiremiyoruz. Kendi adıma tedirginim. Bazen düşer yaralanırsınız ama ilk anda anlamazsınız, sonrasında ağrıyı daha fazla hissedersiniz. Benzer bir durum burada oldu. Piyasanın verdiği tepki minimal kaldı. Oysa bu çok önemli bir olay ve etkilerin görülmesi zaman alacak.

Güldağ: Borsa yükselme dinamiklerini yitirdi mi sence?

Ağaoğlu: Seçim sonrası borsanın yükselmesinde iki temel motivasyonu vardı. Biri faizler yükselecek, piyasa kendi dengesini bulacaktı. İkincisi bu politikayla ülkeye yabancı girişler olacaktı. Birincisini yapıyoruz. Mehmet Şimşek kendi ve doğru olan yolunda ilerliyor. Merkez Bankası da... Taviz vermezlerse önümüzde PPK’da bunu anlayacağız. En azından birinci aşamayı geçmiş oluruz. İkinci aşama yargı krizinin hızlı çözülmesi gerekiyor.

Güldağ: Son gelişmeler sonrası borsada ve kurda beklentin ne?

Ağaoğlu: Borsa tarafında zaten bu yıl içinde yeni rekor beklentim yok. Hem borsa hem kur tarafında. Tahvil ve özellikle kur tarafında herhangi bir tepki vermek kolay kolay mümkün değil. Çünkü böyle bir endişeyi taşıyanların ellerindeki TL varlıklarını boşaltıp döviz alıp çıkmaları beklenirdi. Ancak piyasada yabancı olmadığı için böyle bir tepki veren yok. Kaldı ki, bir kanal da yok. Swap kanalları kapalı, girişler kontrol altında. Ama tepki verilmiyor olması bu durumun ciddi bir problem olmadığını göstermiyor.

Güldağ: Mevduat faizi yeniden yukarı geliyor. Yatırımcı da mevduata ve tahvile yöneliyor. Borsaya etkisi negatif olmaz mı?

Ağaoğlu: Pozitif diyeceğim. Politika faizi ile mevduat faizi belli bir dengeye oturduğu andan itibaren borsadaki şirketlerin değerlemeleri özellikle tahvil piyasasında bunlara yaklaştığı anda sağlıklı yapılır. Birileri kolaylıkla manipüle edemeyecek bazı değerleri. Yüzde 10 faizle şirketin değerini riskten ari oran olarak kullanırsanız şirketin değeri arşı alaya çıkar. Öyle bir faiz gerçek değildi. Gerçek seviyeye geldiğinde en azından gerçeğe yakınsadığında sağlıklı fiyat oluşumu için doğru değerlemeler yapılabilecek. Doğru değerlemelerden sonra saçma sapan fiyatlanmış olan hisseler belki düşecekler ama borsada asıl amiral gemisi olan bankacılık sektörü ve diğer holdingler başta olmak üzere önemli şirketlerimiz gerçek değerlerine ulaşacak.

Güldağ: Tabii bu süreçte Türkiye üzerindeki 'her an her şeyin olabilecek bir ülke' algısını üzerinden atarsa, daha hızlı normalleşeceğiz.

Petrol yılı 75-80 aralığında tamamlar

Güldağ: Petrol fiyatları 80' dolarlara geldi...

Ağaoğlu: Petrolde temel dinamikler çalışmaya başladı. Hamas-İsrail savaşında her şeye rağmen ateşkes umudu belirdi. İran çatışmaya dâhil olmadığı sürece petrolde problem yaşanmayacağını dile getirmiştim. Nitekim İran’ın dâhil olmaması için Amerika iki tane uçak gemisiyle dehşetengiz bir donanmayı oraya gönderdi. İran müdahil olmasın diye. Hizbullah ile bir miktar vekâlet savaşı yürütüyor ama piyasaları bozacak etkisi yok. Petrolde kritik eşik 82 dolardı. Günlük ve haftalık kapanışlar bunun altında olduğunda petrolün 75-80 arasına gerileyeceğine ve yılı bu seviyeden kapatacağına inanıyorum. Piyasada ağırlık olarak işlem yapan fonların bilançoları kasım sonunda kapanıyor. Sonra da Noel, Şükran günü derken piyasalar yataya bağlarlar.

Dolar yıl sonunu 30'un altında kapatır

Güldağ: Dolarda 28.50’nin üzerine çıktık. Yıl sonu beklentin 30’un altı mı üstü mü?

Ağaoğlu: 30’un altı bekliyorum. Yönetilen ve yönlendirilen bir fiyat politikası izlendiği için yılı 30'un altında bitirip, seçimden sonra hareket gelir. Hareketin de piyasa dengelemesi ile değil kamu eliyle yapılan bir tür devalüasyon tarzında olacağını düşünüyorum. Mayıs seçimlerinden sonra böyle oldu; mart seçimlerinden sonra da böyle olacak. Bunun şu aşamada sert olması gerekmiyor. Çünkü faiz tarafında bu yılı 40’la kapatırız. Bir kur ayarlaması yapılınca da etkilerini azaltmak için yüzde 45’e çıkarız gibi görünüyor. 2024’ü tekrar 40’la kapatırız diye tahmin ediyorum. Kurda seçimlere kadar majör hareket olmaz. Olsa Yargıtay-AYM krizinde olurdu.

Altın düzeltme yapar, parite için erken

Güldağ: Altın fiyatları için ne diyorsun?

Ağaoğlu: Atın ve petrol başlarda savaş fiyatlaması yaptı. Ama Fed ve Amerikan 10 yıllık tahvillerinde yaşanan hareketler sonrası, İran’ın denkleme dâhil olmadığı anlaşılınca petrol fiyatı geriledi. Altın ise emtia içinde yüksek kalmaya devam etti. Altında bir düşüş beklentim var. Kritik eşik 2.010 dolardı, aşılmadı. Şu anda 1915-1935 bandında bir düzeltme hareketi olacak.

Güldağ: Euro-dolar paritesinde ne olur?

Ağaoğlu: 1.0850’ler yıl içinde görülebilir. 1.10’lara doğru hareket de çok şaşırtmaz. Ama kalıcı bir hareket için erken. Halen daha Amerikan 10 yıllık tahvilleri büyük bir gerileme yapmıyor. Olmadığı sürece de doların euroya karşı değer kaybedeceği bir ortam olmayacaktır.