Ural Dağları’ndaki çözülemeyen sır: Dyatlov Geçidi Olayı
1959 yılının soğuk kış günlerinde, Sovyetler Birliği’nin Sverdlovsk bölgesinden yola çıkan on kişilik bir dağcı ekibi, Ural Dağları’nın zorlu Kholat Syakhl zirvesine ulaşmayı hedefliyordu. Ural Politeknik Enstitüsü öğrencisi ve deneyimli dağcı Igor Dyatlov liderliğindeki grup, zorlu şartlara rağmen tırmanışa hazırdı. Ancak bu yolculuk, tarihe yalnızca bir spor başarısı olarak değil, hala açıklanamayan bir gizem olarak geçti. Olay, sonrasında “Dyatlov Geçidi” adıyla anılmaya başladı.
ZORLU KOŞULLARA RAĞMEN MORALLERİ YÜKSEKTİ
Grup, tırmanışın ilk günlerinde kar fırtınası ve yoğun rüzgârla karşılaşsa da moralini yüksek tutuyordu. Dağcılar hem fotoğraflar çekiyor hem de tuttukları günlüklerle bu zorlu yolculuğu belgeliyordu. Her biri, kış sporlarında deneyimli, soğuğa alışkın kişilerdi.
YURİ YUDİN’İN KURTULUŞU
Yolculuğun başında ekip üyelerinden Yuri Yudin, sağlık sorunları nedeniyle rotadan geri dönmek zorunda kaldı. Bu karar, onun hayatını kurtardı. Yudin, yıllar sonra verdiği bir röportajda, “Tanrı’ya tek bir soru sorma hakkım olsaydı, o gece arkadaşlarıma ne olduğunu sorardım” diyerek, yaşananların zihninde bıraktığı derin izleri dile getirdi.
DAĞCILARIN İSİMLERİ
İgor Dyatlov, Zinaida Kolmogorova, Lyudmila Dubinina, Yuri Doroshenko, Aleksei Zolotaryov, Rustem Slobodin, Nikolai Thibeaux-Brignolle, Yuri Krivonischenko ve Alexander Kolevatov yola devam eden 9 dağcıydı.
GÜNLÜKTEKİ SON SATIRLAR
Çadırda bulunan günlükler, dağcıların o dönemdeki ruh halini ve yaşadıkları koşulları gözler önüne seriyor. Günlüklerde çoğunlukla hava koşulları, yürüyüş mesafeleri ve kamp yerleri not edilmişti. Örneğin bir sayfada, “Hava çok sert, rüzgâr Kuzeybatı’dan kuvvetli esiyor” şeklinde bir cümle yer alıyor. Bunun yanı sıra, ekip üyeleri zaman zaman moral durumlarını da kısa notlarla kaydetmişti. “Bugün yorgunuz ama motivasyonumuz yüksek” veya “Kar kalın, ilerlemek zor” gibi cümleler görülüyordu. Bazı sayfalarda ise ufak işaretler ve çizimler vardı; bu çizimler, zorlu araziyi ve patika rotalarını gösteriyordu. Ancak dikkat çeken bir nokta, 2 Şubat 1959 gecesinden sonra günlüklere hiçbir kayıt girilmemiş olmasıydı. Bu durum, olayın o gece ani ve beklenmedik bir şekilde gelişmiş olabileceğine dair önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor. Günlükler, olayın gizemini çözmede doğrudan yanıt vermese de dağcıların karşılaştığı doğa koşulları ve psikolojik durumları hakkında değerli bilgiler sunuyor.