Bir saygınlık meselesi

Merve Dizdar’ın 76. Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık bulunmasına istinaden yaptığı konuşma bir magazin polemiğine dönüştürüldü. Oysa bu, üzerinde durulmaya değmez bir ayrıntı. Bir Türk oyuncu, önemli bir festivalde büyük bir başarıya layık bulunmuşken, bırakınız da ülkece bunun keyfini çıkaralım.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bir saygınlık meselesi

Cengis ASİLTÜRK

Nuri Bilge Ceylan’ın çeşitli yayın organlarında yanlış olarak Kuru Otlar Üzerine, Kuru Otlar Üzerinde ya da Kuru Otlar Üstünde adlarıyla karşılaşacağınız, ancak doğru adı Kuru Otlar Üstüne (2023) olan filmi 76. Cannes Film Festivali’nde yarışmaya değer bulundu. Filmin başkarakterini canlandıran Merve Dizdar’a ise, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü verildi. Bu, bütün lafazanlıklara karşın Türkiye için gurur verici bir ödüldür, zira Cannes Film Festivali, hem Merve Dizdar’ın oyunculuğunun hem de Türk sinemasının saygınlığını artırmıştır. Her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden yirmi filmin Altın Palmiye Ödülü için yarıştığı bu festivalde, Kuru Otlar Üstüne filminin bu yılki 20 film arasında yer alması başlı başına bir başarı sayılır.

Cannes Film Festivali (Festival de Cannes), Philippe Erlanger’in İtalya - Venedik Film Festivalini kerteriz alıp, Cannes kenti ve Fransa için uluslararası düzeyde kültürel bir organizasyon kurma isteğiyle -daha sonra açıklayacağım nedenle- festival, 1940’ların ortalarında düzenlenmeye başlandı (20 Eylül 1946). O zamanın Fransa Eğitim ve Güzel Sanatlar Bakanı Jean Zay’ın desteğiyle tabii...

Fransa güneyinde bir kenttir Cannes. Kentin adının bütün dünyada duyulmasını sağlayan bu film festivali; zamanla, Avrupa’nın önemli festivalleri arasında yer almaya başladı. Çoğunlukla her yılın Mayıs ayında tüm dünyanın ilgisini kente yoğunlaştıracak kadar önemli hale gelen festivalde seçkin filmler arasından ödüle layık bulunanlar, tüm dünyada tanınır ve merak edilir. Festivalin jürisi uluslararası tanınmışlığa sahip saygın sanatçılardan ve sinemacılardan oluşur. Örneğin Türkiye’de sinema ve televizyon dizisi oyuncuları, yönetmenler, senaristler, gazeteciler, sinema yazarları ya da ola ki magazin dünyasında tanınan kişiler Cannes Film Festivali’nde bulunmayı bir saygınlık meselesi haline getirmişlerdi. Haksız da sayılmazlar...

Cannes Film Festivali Türk sineması için de büyük bir önem arz eder. Senaryosu Yılmaz Güney tarafından yazılan (bu senaryonun yazıldığı daktilonun bende olması ne büyük bir keyif), yönetmenliğini Şerif Gören’in üstlendiği Yol filmi 1982 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü Costa Gavras’ın Missing (kayıp) adlı filmiyle paylaşmıştı. Dolayısıyla Türk sinemasının Cannes serüveni böyle başladı denilebilir. Cannes Film Festivali ve Altın Palmiye Ödülü, 2000’lerden itibaren, Nuri Bilge Ceylan üzerinden Türkiye gündeminde hep önemli bir yer tuttu. Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak adlı filmi (2003) festivalin Büyük Jüri Ödülüne layık bulundu. Yönetmenin, Bir Zamanlar Anadolu’da filmi Cannes Film Festivali Büyük Ödülü (2011), Üç Maymun filmi Cannes Film Festivali En İyi Yönetmen Ödülü (2008) ve Kış Uykusu filmi (2014) Altın Palmiye Ödülü’yle takdir topladı. Festival jürisi Uzak filminin oyuncuları Mehmet Emin Toprak ve Muzaffer Özdemir’i En iyi Erkek Oyuncu dalında ödüle layık buldu.

Daha önce Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görülen 1986 doğumlu Merve Dizdar’ın Mayıs 2023’te, Nuri Bilge Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne adlıfilmindeki performansıyla Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık bulunması önemli bir başarı. Okullu bir oyuncu olan Dizdar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümünde okumuştur. Ayrıca kendisi oyunculuk üstüne yüksek lisans yapan ender oyunculardandır. Semaver Kumpanya ile başlayan tiyatro kariyerine Craft Tiyatro’da devam etti. Başrollerini Cem Davran ile paylaştığı Bir Ses Böler Geceyi (2012), oyuncunun ilk sinema filmidir. Daha sonra oynadığı filmlerin bazıları şunlardır: Mandıra Filozofu (2013), Organik Aşk Hikâyesi (2017), Körfez (1017), Bir Aşk İki Hayat (2019), Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü (2021) ve Tamirhane (2022).

76. Cannes Film Festivali’nde, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık bulunmasına istinaden yaptığı konuşma kelimenin tam anlamıyla bir magazin polemiğine dönüştürüldü; oysa bu, üzerinde durulmaya değmez bir ayrıntıdır, zira ortada üzerinde durulması gereken önemli bir başarı var: Bir Türk oyuncu, önemli bir festivalde büyük bir başarıya layık bulunmuşken, bırakınız da ülkece bunun keyfini çıkaralım.