En hayati seçim

Son yirmi yıla baktığımızda her seçim dönemi yaklaştığında gazeteler, köşe yazarları, siyasi otoriteler yukarıdaki şu söylemi dile getirirler: “En hayati seçim.”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
En hayati seçim

Tunç Diptaş

Seçimlerin hayati derecede önem taşıdığını söyleyip, verilecek kararın kaderimizi belirleyeceğini anlatırlar. Öyle bir durum ortaya konur ki seçim sonunda ya büyük bir kâbus yaşanacak ya da mutlu son olacak sanırsınız.

Bu seçim döneminde de böyle oldu. Her iki taraf da kendilerini desteklemeleri için seçmenleri ikna etmeye çalıştılar. Bunu yaparken diğer taraf başa gelirse sonumuzun geleceğini söylediler.

Bilindiği üzere şimdi yeni bir seçime daha gidiyoruz. Yine kutuplaşmalar ve tartışmaların yaşanacağı bir hafta olacak. Adaylar kendi seçmenini ikna etmeye çalışacak.

Öyle ya da böyle seçimler sona erip sonuçlar açıklanacak.

Ertesi gün hayat kaldığı yerden devam edecek. Zamanla anlaşılacak ki bu seçim sonunda müthiş bir karanlık ya da aydınlık yaşanmayacak.

Hayat hiçbir zaman siyah ya da beyaz değildir, griler de yaşanır.

Seçimler ve kararlar önemlidir, ama asla hayati değildir. Mutlu son ya da kâbus ile sona ermez.

Hayatın bir devamlılığı vardır. Bir seçim yapıp, karar alırsınız ve bu kararı uygularsınız. Uygulama sırasında da yepyeni bir karar alarak yeni bir yön çizebilirsiniz.

Seçimler önemlidir, yönümüzü belirler ancak kaderimizi çizen süreklilik ve kararlılığımızdır.

Yöneticinin karar travması

Geçtiğimiz günlerde mentorluk yaptığım bir danışanım seçim yapma konusunda zorlandığını, önemli konularda karar almakta sıkıntı yaşadığını anlattı.

Öyle ki önemli kararları vermemek için bazen fırsatları yok saydığını, müdahale etmesi gereken yerlerde geç kaldığını, kariyer basamaklarını da potansiyeline göre bu yüzden çok yavaş tırmandığını anlattı.

Şüphe ve kuşku arasında bocaladığını, bunun da etrafını etkilediğini, çalışanlarının kendisine saygısının azaldığını hissettiğini belirtti.

Bu yöneticinin de tecrübe ettiği üzere ‘seçim yapabilmek’ gerek özel gerek iş hayatımızda su içmek, yemek yemek kadar önemlidir.  

İnsanlar her gün çok sayıda karar vermek durumunda kalırlar. Verilen ya da verilemeyen kararlar yalnızca kendilerini değil çalıştıkları kurumları ve birlikte iş yaptıkları insanları da etkiler.

Ve yapılan bütün araştırmalar gösterir ki verilemeyen kararlar, yapılamayan seçimler başarısızlığın reçetesidir. Başarılı insanlar hızlı karar verip, verilen karara sadık kalırlar.

Henry Ford, Abraham Lincoln gibi tarihe mal olmuş isimler hızlı karar verip, bu kararlarını uygulamalarıyla ünlüdürler. Henry Ford’un arabanın icadını gerçekleştirmesinde, Abraham Lincoln’ün tüm eleştiri ve karşı tavra rağmen siyahilere özgürlük yolunu açan Özgürlük Bildirisi’ni yayınlamasının arkasında kararlı bir zihin vardır.

  • Hayata dair bir amacınız varsa ve hedeflerinize neden ulaşmak istediğinizi net olarak biliyorsanız kendinizden emin bir şekilde hızlı karar alıp seçim yaparsınız. İnsanın neyi neden yapmak istediğini bilmesi kararlılık için en önemli faktördür.

  • Her davranışımız gibi karar almak da vücuttaki kaslar gibidir. Ne kadar çok kaslarınızı kullanırsanız o kadar güçlenirsiniz. Karar verme kasını kuvvetlendirmenin yolu da daha çok karar almaktan geçer.

  • Karar alma, seçim yapma aşamasında asla mükemmellik aramayın. Eğer mükemmeli ararsanız bulamazsınız, bu arayış sırasında da fırsatları kaçırırsınız, enerjinizi boş yere harcarsanız.

  • Hemen hemen hiçbir seçim ya da karar hayati değildir. Zamanı geldiğinde değiştirilebilir.

Napolyon Bonaparte’nin söylediği gibi “Hiçbir şey, karar verebilme yeteneğine sahip olmak kadar zor ve onun kadar kıymetli değildir.”

Seçim yaparken, karar alırken kalbinizi, hedefe giden yolda yürürken aklınızı dinleyin. Kalbiniz size gitmeniz gereken yönü, aklınız oraya nasıl gideceğinizi gösterir.

Keyifli seçimler yapmanız dileğiyle.