Hangisi doğru?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

İlk sinyal 14 Mayıs'tan çok önce Mehmet Şimşek'i ekonominin başına yeniden getirme çabasının sergilenmesiyle verilmişti. Mehmet Şimşek'ten beklenen belliydi; ister bir ara gündeme geldiği gibi Cumhurbaşkanı Yardımcısı olsun, ister gerçekleştiği gibi Maliye'nin başına geçsin... Ekonomi politikası değişecekti. Cumhur İttifakı seçimi kazandı, Şimşek göreve geldi, Merkez Bankası Başkanı değişti ve ekonomi politikası da en azından para politikası ayağıyla bir anlamda ters yüz edildi.

Seçimin üstünden bir buçuk aya yakın zaman geçti. Bazı sorular hala yanıtsız. Gerçi ortada bu soruları soracak, konunun üstüne gidecek bir muhalefet de yok ya!

Şimdi yapılanlar doğruysa öncekileri nasıl tanımlamak gerekir?

Daha önceki uygulamalar yanlış bulunmuş olmalı ki terk edildi. Peki o uygulamaların yanlış olduğunu ne zaman ve kim gördü?

Yok eğer önceki uygulamaların yanlış olduğu baştan beri biliniyorduysa bu uygulamalarda niye ısrar edildi?

Bu yanlış uygulamaların Türkiye ekonomisine ve dolayısıyla vatandaşa bir maliyeti oldu mu? Olduysa bu maliyet nasıl telafi edilecek ya da edilebilecek mi?

İlk işareti zaten Şimşek vermişti

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek görevi devralırken eski bakan Nureddin Nebati’nin adeta gözlerine baka baka ne demişti: “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” Yani Şimşek Türkiye’nin rasyonel politikalar uygulamadığını daha açık nasıl söyleyebilirdi ki... Şimdi aynı yaklaşımı Merkez Bankası sergiliyor. Önce faiz artırıldı; pek tahmin edilen düzeyde değildi artış ama sonuçta yön değişti. "İndirim, indirim" diye tempo tutanlar birden artışı alkışlar oldu.

Para Politikası Kurulu’nun Başkan Gaye Erkan dışındaki üyeleri bir önceki toplantıda yazdıklarının tam tersi bir metne imza attı. Daha mayıs ayı toplantısında “Faiz sabit tutulmalı” diyenler, bu kez haziranda “Faiz artırılsın” şeklinde görüş belirtti. Hele Para Politikası Kurulu toplantı özetinde dile getirilen görüşler... Özette eski uygulamaları ve tabii ki yönetimi adeta yerden yere vuran ifadeler var. Öyle ki “Siz bugüne kadar ne yaptınız, bunları nasıl görmediniz” diye okunabilecek, yorumlanabilecek ifadeler...

Neler söyleniyor, neler...

Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrarı ve özellikle finansal istikrarı tehdit ettiğine dikkat çekilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, adımları gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen bir parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanmasına karar vermiştir. Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür. (İlk cümledeki sert ve keskin ifadeye bakın! Açık açık mevcut para politikası yanlış, deniliyor.)

Kurul, yüzde 8.5’ten yüzde 15’e çıkarılan politika faizine ilişkin kararı parasal sıkılaştırma sürecinin ilk adımı olarak öngörmektedir. (Faiz artışının devamı var da, merak edilen acaba bir limit konuldu mu?)

Kurul, parasal sıkılaştırma sürecinin makroekonomik ve finansal koşullar üzerindeki etkilerine dair analizleri incelemiştir. Faiz artırım senaryolarının enflasyon, kredi büyümesi, kredi ve piyasa faizleri, ekonomik aktivite, beklentiler gibi anahtar makroekonomik değişkenler üzerindeki etkileri ile bankacılık stres testleri değerlendirilmiştir. Enflasyon görünümü bu doğrultuda yeni adımların atılmasını gerekli kılmaktadır.
(Yine biraz boş oturmuşsunuz, bir şeyler yaparken de yanlış yapmışsınız eleştirisi...)

Enflasyon ve enflasyon eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Merkez Bankası, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. (Klasik bir söylem.)

Kurul, hedeften oldukça uzaklaşan enflasyonun para politikasının etkin kullanımını gerektirdiği tespitinde bulunmuştur. Parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması ile para politikasının etkinliği artacaktır. (Yüzde 5 nere, yüzde 35- 40’lar nere!)

■ Buna ek olarak Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçevenin makro finansal istikrarı destekleme konusunda zayıf kaldığı ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini olumsuz etkilediği tespitlerini yapmıştır. Bu doğrultuda söz konusu çerçevede sadeleşme politikası benimsenmiştir. Mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeve, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirilecektir. Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir.

(İlk cümle ne öyle! Önlem diye uygulamaya konulan kararların zayıf kalması ve piyasa mekanizmasının işlevselliğini olumsuz etkilemesi! Çok sert bir eleştiri... Ama yanlış denilebilir mi?)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar