(Theory of comparative advantage) Karşılaştırmalı üstünlük durumu, mutlak üstünlük durumundan daha farklıdır. Karşılaştırmalı üstünlük durumunda iki ülkeden biri, her iki malı da diğer ülkeye oranla daha az işgücü ile üretmektedir. Yani her iki mal da, ülkelerden birinde daha ucuza üretilmektedir. Karşılaştırmalı üstünlük tezi bu durumda da, dış ticaretin her iki ülkenin yararına olduğunu savunmaktadır. David Ricardo’nun başlattığı Mukayeseli Üstünlük çalışmalarını John Stuart Mill geliştirmiştir. Mill hazırladığı “uluslararası talep denklemi” çerçevesinde milletler arasındaki uzmanlaşma ve işbölümü koşullarını ve fiyat oluşumunu incelemiştir.
Değişim oranlarındaki, dolayısıyla nispi fiyatlardaki farklılık ülkeler arasındaki emek verimliliğinden doğar. Emek verimliliğindeki farklar ise ekonominin genel verilerindeki farklardan kaynaklanmaktadır. Genel veriler, kişisel tercihler, üretim faktörleri stokları, teknoloji ve sosyal çevre olarak sıralanabilir. Bir ülkenin üretim olanakları ve talep yapısı bu genel verilere bağlı olarak ortaya çıkacaktır. Bunlar farklı olduğundan, ülkelerin üretim olanakları ve talep yapıları da farklı olacaktır. Bu farklılıklar sonucu bazı ülkelerde sermaye birikimi daha fazla, teknolojik bilgi daha ileri, bazı ülkelerde de doğal kaynaklar daha bol ve nüfus daha fazla olabilir. Bu farklılıklar üretimin hangi ülkede, hangi mallarda, nasıl ve ne kadar olacağını ve gelirin nasıl bölüşüleceğini ortaya koyar. Böylelikle iki ülkede aynı mal üretilse de maliyetlerin ya da karşılaştırmalı üstünlüğün neden farklı olduğu anlaşılabilir.
Klasik iktisatçılar uluslararası ticaretin nedenlerini ve sonuçlarını açıklamaya çalışırken serbest ticaretin taraflara neler kazandıracağı konusuna yoğunlaşmışlardır. Açıklamaların temelinde ise klasik emek-değer teorisi vardır. Bu teoriye göre üretimlerinde farklı emek kullanımı gereken mallar farklı değer taşırlar ve bir malın değeri üretimi için gerekli emek miktarı ile orantılıdır. Klasikler diğer üretim faktörlerini analizin dışında bırakmışlardır. Karşılaştırmalı üstünlüğün her ülkede farklı oluşu, bu durumun değişmez olduğu anlamına gelmemektedir. Zaman içerisinde, yukarıda belirtilen genel verilerde meydana gelebilecek değişmeler sonucu bir ülkenin talep yapısı ve üretim olanakları değişebilir. Bunlara bağlı olarak ülkenin karşılaştırmalı üstünlüğü de bir maldan diğerine kayabilir. Ülke içi üretim yapısında meydana gelen bu türlü bir değişme, sonuçta o ülkenin ihracat ve ithalatının bileşimini de değiştirecektir.
Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi, daima tam rekabet şartları ve serbest dış ticaret ile birlikte ele alınmıştır. Oysa bir ülke, sanayileşme ve gelişme sürecinde dış ticaretini kontrol ederek olanaklar elverişli ise karşılaştırmalı üstünlüğünü bir maldan diğerine kaydırabilir. Örneğin, ülke daha önce ithal ettiği mallardan bir kısmını ülke içinde üretmeye başlayabilir. Ancak bu durumda da ülke içinde üretilmeye başlanan malda, daha sonraki dönemlerde karşılaştırmalı üstünlüğün ortaya çıkması gerekir.
İster iktisadi gelişme ile birlikte doğal olarak, ister koruyucu politika tedbirleri ile zorlamalı olsun, bir ülkenin karşılaştırmalı üstünlüğü bir maldan diğer bir mala kayarsa, arz ve talep yolu ile nispi fiyatlar da değişir.