Yapısal sorunlar büyümeyi potansiyelin altında tutuyor

Dünya Bankası, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları çerçevesinde Avrupa ve Orta Asya Bölge raporu güncellemesini yayımladı. Raporda, dünya ekonomisindeki yavaş gelişme, sıkı para politikası, Rusya’nın başlattığı Ukrayna-Rusya savaşı, emtia fiyatlarındaki düşüklüğün bölge ekonomisinde beklenen iyileşmeyi sınırladığı, büyümenin de 2023’e göre daha düşük olmasına yol açacağı kaydedildi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Yapısal sorunlar büyümeyi potansiyelin altında tutuyor

Mehmet KAYA / ANKARA

Dünya Bankası, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları çerçevesinde Avrupa ve Orta Asya Bölge raporu güncellemesini yayımladı. Avrupa’nın görece daha az gelişmiş ülkeleri, Türkiye ve Rusya, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya ülkelerini kapsayan Avrupa ve Orta Asya Bölgesi için hazırlanan raporda, dünya ekonomisindeki yavaş gelişme, sıkı para politikası, Rusya’nın başlattığı Ukrayna-Rusya savaşı, emtia fiyatlarındaki düşüklüğün bölge ekonomisinde beklenen iyileşmeyi sınırladığı, büyümenin de 2023’e göre daha düşük olmasına yol açacağı kaydedildi. Diğer yandan, jeopolitik gelişmelerin daha da kötüleşmesi dahil bir dizi risk bulunduğu da belirtilerek, temel senaryo olarak 2025’te de büyümenin sınırlı kalacağı ancak risklerin gerçekleşmesinin büyümeyi daha da sınırlamasının da olasılıklar arasında olduğu belirtildi.

“Özel sektörün gücünü serbest bırakma” başlığını taşıyan raporda, genel olarak ekonomik büyüme için özel sektörün yeteneklerine odaklanılması önerildi. Küresel kriz ve sonrasında salgın döneminde küresel kurumsal sermaye kuruluşlarının eliyle büyüme desteklemeye yönelik bir çaba önerilmişti. Bu kez Dünya Bankası özel sektör vurgusu yaptı. Türkiye’nin de dahil olduğu bazı ülkeler için yapılan bir çalışmaya atıf da yapılan raporda, özel sektörün desteklerle birlikte kamu sektörüne kıyasla daha fazla büyümeye katkı verdiği ileri sürüldü.

Raporda, kapsanan bölgedeki büyümenin 2023’te 2,8, 2024’te ise 2,7 olacağı tahminine yer verildi. Önceki tahmin 2023 için 2,4 düzeyindeydi. Türkiye için büyüme tahmininde ise aşağı yönlü değişiklik yapıldı. 2023 büyümesi önceki tahmine göre 0,1 puan aşağı çekilerek yüzde 3, 2024 için ise 0,3 puan aşağı çekilerek yüzde 3,6 tahmin edildi.

İddialı yapısal reform sürdürülebilir büyüme sağlar

Dünya Bankası raporunun Türkiye bölümünde, büyümenin bir miktar zayıflamakla birlikte devam edeceği ancak potansiyelin altında kalacağına dikkat çekildi. Mevcut ekonomi ve para politikasına yönelik herhangi bir yoruma yer verilmeden, temel amaçlar özetlenmekle yetinilmesi dikkat çekti.

Potansiyel büyümeyi zorlayan yapısal unsurlar olduğu belirtilen raporda, bunlar; düşük verimlilik artışı, işgücüne katılım düşüklüğü, düşük istihdam düzeyi, zayıflayan yabancı doğrudan yatırım, yurt içi gelir artışı olarak sayıldı. Kamu maliyesindeki bozulmanı önleyecek şekilde, kamu harcamalarının düzenlenmesi önerilen raporda iddialı bir yapısal reform paketinin de sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlayacağı kaydedildi.

Türkiye için değerlendirmeler

Dünya Bankası raporunda, bölge ülkelerinde tüketimin yüksek enflasyon ve reel ücretlerdeki gelişme hızı düşüklüğü nedeniyle etkilendiği ve bölgenin yüksek yaşam maliyetleriyle boğuşmayı sürdürdüğü vurgulandı. Türkiye hariç reel ücretlerdeki artışın pozitife döndüğü ve enflasyondaki düşüşle birlikte talebin seyrinin olumlu olacağı yorumu raporda yer aldı. Türkiye’deki işsizlik gerilemesine ve asgari ücretteki yüksek oranlı artışla yüksek yaşam maliyetlerine müdahale edilmeye çalışıldığına yer verildi.

İşgücünde sorurunlar: Bölgede 14 milyon göçmen, kayıtdışılık, kadın işgücüne katılım düşüklüğü

Raporda, Türkiye’nin işsizliği azaltmasına karşılık, kadın işgücüne katılımdaki düşüklüğün sorun oluşturduğuna dikkat çekildi. Bu sorunun bölge için de geçerli olduğu kaydedilirken, rapor kapsamındaki ülkelerde 2022 itibariyle bulunan 14 milyon göçmenle birlikte, kayıtdışı istihdamın sorun olanlarından biri olduğu vurgulandı.

Dünya Bankası’ndan da “işgücü maliyeti” enflasyon etkileri arasında

Dünya Bankası raporunda, bölgeye yönelik enflasyon görünümü bölümünde, işgücü maliyetlerindeki artışın talebi diri tutmaya devam ettiği, özel sektör üretiminin zayıf tepkisiyle birleşince enflasyonun yüksek kalmayı sürdürdüğü, buna karşılık çıktı açığının da devam ettiği belirtildi. Rusya ve Türkiye için güçlü talebin ve işgücü maliyet artışının enflasyonu etkileyen unsurlar arasında olduğu yorumu yapıldı.

İhracatta 2010’dan bu yana en zayıf görünüm

Bölgenin ana ithalatçı ülkelerindeki talebin yavaşlamasının ihracatı zayıflattığına dikkat çekilen raporda, 2023’te Orta Avrupa, Batı Balkanlar ve Türkiye’den mal ihracatının 2010’dan bu yana en zayıf büyümeyi gösterdiği; Euro ülkelerinin Batı Balkanlar ve Türkiye’den yaptığı ithalatın sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 4,3 oranında gerilediği, Orta Avrupa’dan ithalatın da sadece yüzde 4,3 oranında arttığı vurgulandı. İhracat düşüşüne yönelik olarak bazı ülkelerdeki işgücü maliyetinin artışının etkisine dikkat çekildi.

Türkiye için örneklerden biri de ihracata yönelik oldu. Genel olarak yabancı doğrudan yatırımcıların ülke ekonomisine katkısı övülen paragrafta, küresel değer zincirine dahil firmaların, Türkiye yerel firmalardan ortalamada iki kat daha verimli olduğu notu yer aldı.