Prof. Dr. Arzova: Kamuda tasarruf 2-3 araba satışına indirgenecek endişesindeyim

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EKONOMI Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Burak Arzova Ekonomi Masası’nda kamuda tasarruf konusunu değerlendirdi. Arzova, Bakan Mehmet Şimşek’in, “Kamu tasarrufu çalışmaları ikinci yarıda başlayacak” açıklamasının, elde bir hazırlık olmadığı anlamına geldiği görüşünü dile getirdi. Arzova ayrıca, tasarrufun 2-3 araç satışına indirgeneceği endişesi taşıdığını aktardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Prof. Dr. Arzova: Kamuda tasarruf 2-3 araba satışına indirgenecek endişesindeyim

İLHAN DUMAN 

Nasıl Bir Ekonomi Masası2nda yayınlanan Ekonomi Masası’nın bu haftaki ilk konukları ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EKONOMI Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Burak Arzova oldu. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, gazeteci Berfin Çipa ve Barış Esen’in sorularını yanıtlayan uzmanlar ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, bu hafta borsada endeksin 10.000 seviyesini geçebileceği öngörüsünde bulundu. Kamu tasarrufu konusuna değinen Prof. Dr. Burak Arzova da "Bunun araç satışıyla sınırlanacağı endişesini taşıyorum. Yapılan açıklamalar elde bir hazırlık olmadığı anlamına geliyor” ifadesini kullandı. 

ALB YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ DOÇ. DR. FİLİZ ERYILMAZ 

Nisan enflasyonunda %3’ün altı, rahatlama getirir 

Bu hafta içeride Ekonomik Güven Endeksi, İmalat PMI gibi öncü göstergeler olacak.  İmalat PMI kritik olacak. Çünkü son 2 aydır 50’nin üzerinde ekonomik büyümeye işaret ediyor. Fakat mart ayında bir miktar gerilemişti, tam 50 sınırındaydı. O ekonomik daralmaya dönecek mi? Buna bakıyor olacağız. Tabii ki gözler cuma günü nisan ayı enflasyon rakamlarında olacak. Hatırlayalım. Geçtiğimiz hafta merkez bankası faiz artırmadı ama “Temkinli duruşuma devam ediyorum. Gecikmeli etkilere bakacağım. Özellikle aylık enflasyonda eğilimde kötü gidişat görürsem faiz artırırım” mesajı verdi. Haliyle nisan ve mayıs ayı enflasyonu oldukça kritik. Piyasa katılımcıları anketi henüz açıklanmadı ama genel beklenti yüzde 3’ün hemen altında, yüzde 3’e yakın. Yani ocak ayından bu yana ilk kez yüzde 3’ün altında bir piyasa beklentisi var. Özellikle eğitim kalemi, lokanta ve oteller talebi son dönemde aylık bazda oldukça güçlü geliyor. Orayı takip ediyor olacağız. Dolayısıyla yüzde 3’ün altında gelmesi yüzde 36’lık hedefle hâlâ uyumlu değil ama en azından enflasyon beklentilerini biraz daha rahatlatma adına önemli olabilir. Ama yüzde 3’ün üzerine gelmesi beklentiler tarafında biraz daha çıpalanmayı güçlendirebilir. Yine cuma günü Para Politikası Kurulu toplantı özetini karşılıyor olacağız.  

Borsa tarafına baktığımızda özellikle cuma günü çok güçlü bir hareket gördük. Önemli bir direnç noktası olan 9.849’u 4 kez denemiş olmamıza rağmen kıramamıştık. Ama cuma günü güçlü bir hareketle burayı kırarak 9.956’yı yani 10.000 psikolojik güçlü direncine çok yakın bölgeyi test ederek 9.915 seviyesinde kapadık. Dolayısıyla bu hafta 10 bini kırar mıyız? Dolar bazlı örneğin güçlü direnç 312 dolar ve 10.145 seviyesi. 320 dolar 2013’ten bu yana kıramadığımız direnç. Burası da 10.400’e tekabül ediyor. Sonrasında 325 dolar 10.570 seviyesi. Acaba bu hafta burayı kırar mıyız? En temel sorulardan biri bu. Bu hafta 2 senaryo var; 10,000’inn denenip kırılmaması durumu ki bu kötü senaryo olur. Bu durumda satış baskısının arttığı süreç olabilir. 10 binin kırılması durumunda 320 dolara doğru bir yükseliş olacağı kanaatindeyim. Ben bugün itibariyle bile 10.000 psikolojik direncinin kırılma ihtimalini oldukça güçlü görüyorum. Dolayısıyla 312-320 dolarlar da elbette güçlü dirençler olduğu için kâr satışı gelebilir. Burada temel katalizör cuma günü S&P’nin Türkiye not değerlendirmesi olacak. Genel beklenti kredi görünümünün yine pozitifte olacağı ve kredi notunun bir kademe yukarı yönde revize edileceği yönünde. Benim de beklentim bu. Yani minimum düzeyde 1veya 2 puanlık not artırımının geleceğini düşünüyorum. 1 puanlık artış olma ihtimali daha güçlü gibi görünüyor. Yine görünümü pozitife tutacaktır. Bu durumda bir sonraki adımı yine kredi notunu artırma şeklinde olacaktır. Dolayısıyla piyasa bunu satın alacaktır. Kısmi düzeyde cuma günü de bunun satın alındığı kanaatindeyim. Dolayısıyla cuma günü kredi not artışı gelecek fiyatlaması ila 10.000 sınırının çok rahatlıkla kırılma ihtimalini güçlü görüyorum.  

Bankalar tarafında temkinli olunmalı 

Tabii yatırımcılar şunu merak ediyorlar: 10.000’i hangi sektörler üzerine gitmemiz lazım? Tabii ki burada temel oaklanacağımız nokta yabancının gelip alabileceği sektör ve hisseler olacak. Son dönemde bankalar, holdingler, ulaştırma , sigorta tarafı ve özellikle de sınai tarafta görece endekse göre geri kalmış BİST 30 içindeki hisseler tarafına yöneldiğini görüyoruz. Fakat geçen hafta bankalar tarafında temkinli olmak gerektiği uyarısında bulunmuştuk. Dolayısıyla 0,73 lük bir düşüş var bankalarda. Geçtiğimiz hafta özellikle kamu bankalarında bir hareket gördük. Aslında gerek yabancı kurumlar tarafında gerek içeride genel olarak kamu bankalarından uzak durulması gerektiğini biliyoruz, ama geçen hafta hem görece çok geri kalmış olmaları hem de 2023’te 1, çeyrek bilançoları kötü olduğu için göreli olarak daha iyi gelecek olması biraz burada ön plana çıkarıyor. Dolayısıyla bankalar tarafı buna rağmen yabancının yine gelip alabileceği sektör olabilir ama biraz daha temkinli olup holdinglere, ulaştırma ve sigorta sektörlerine, BİST 30’da geri kalmış hisseler tarafına bakılabilir.  

Öte yandan baktığımda dolar endeksi haftaya gevşeyerek başlamış. 10 yıllıklar genişleyerek başlamış,  altın da gevşeyerek başlamış. Altın zaten geçtiğimiz hafta bir düzeltme yaptı, 2.291’i gördü. Sebebi İran-İsrail çatışmasının ortadan kalkmasıydı. Bu haftaya da gevşeyerek başlaması aslında altın tarafında Fed endişelerini gündeme getiriyor. Dolayısıyla şahin bir Fed olursa, Amerika'nın tarım dışı istihdam verileri güçlü gelirse altın tarafında yeniden 2.300 doların altına sarkma yaşanır. Bu bir alım fırsatı olur. Dolayısıyla 2.300 doların altında 2.200 dolarlara doğru geri çekilme ons altın tarafında bir alım fırsatıdır. Dolayısıyla bu hafta verilere daha duyarlı bir altın görürüz ama en kötü ihtimalle belirli desteklerden dönen ve belirli bir sürede yatay konsolidasyona giden bir hareketin devam edeceği kanaatindeyim. Tabii sürpriz bir şekilde daha güvercin bir Powell görür veya böyle algılar ve fiyatlarsa elbette altın tarafında yükseliş gündeme getirir. Dolayısıyla jeopolitik riskler ortadan kalktığı için 10 yıllıklar ve dolar endeksiyle bağını biraz daha güçlendiren bir altın piyasası var.  

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ VE EKONOMİ GAZETESİ YAZARI PROF. DR. BURAK ARZOVA 

Tasarrufta, garanti verilmiş projeler için de çalışılmalı 

Tasarruf konusunu uzun zamandan beri dile getirmeye çalışıyorum. Bu iş sadece para politikasıyla olabilecek bir konu değil. İşin bir de kamu maliyesi kısmı var. Kamu maliyesi kısmına girdiğimiz zaman da aslında 2 unsur var: Ya gelirleri artıracaksınız ki o enflasyonist bir etki yaratır. Ülkenin geldiği durumda ilave bir gelir artışını vergiler üzerinden kimsenin karşılayabilecek bir durumu yok. Ya da tasarruf edeceksiniz. Yani kamudaki harcamaları azaltacaksınız. Kamunun kontrol edilebilecek olan kısımları var. Yani bütçe kısmına dahil olanlar ve sayıştay denetimine tabi olanlar. Bir de köprü, otoyol, şehir hastaneleri gibi bütçe dışında kalan, hasta garantisi, geçiş garantisi verilmiş olan çeşitli harcamalar var. Dolayısıyla her ikisinden de bence tasarruf edilebilecek ve çok ciddi şekilde Türkiye'ye ekstra katkı sağlayabilecek unsurlar var. Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in  konuşmalarını canlı yayın vasıtasıyla dinledim. “Kamu tasarrufu çalışmaları ikinci yarıda başlayacak” demesi, elde bir hazırlık olmadığı anlamına geliyor. Yani bu pek düşünülmemiş. Bizler çokça dile getirmeye başlayınca, bu konu çok gündemde olmaya başlayınca hem Sayın Cumhurbaşkanı hem de Hazine ve Maliye Bakanımız tarafından kamuda tasarruf yapılacağı açıklamaları geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz da bu konuda açıklama yaptı. Fakat burada olayın 2-3 arabanın satılmasına veya onun tasarrufuna indirileceği endişesini taşıyorum. Çünkü sayın Cumhurbaşkanı Irak’tan dönüşünde uçakta “Tasarruftan kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır. Bundan farklı bir şey anlaşılmamalı” dedi. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı da bu doğrultuda ifadeler kullandı. Verimliliği artıracağız. Öncelikli alanlara harcama yapacağız” dedi. Bu çok subjektif bir kavram. Yani kime göre öncelikli. Her kuruma sorduğunuzda onların yaptıkları her harcama öncelikli. Dolayısıyla bana göre böyle bir tasarruf olmaz.  

2021’de çıkan genelge etkili olmadı, harcamalar devam etti 

Sayın Cumhurbaşkanı'nın bahsettiği konuları daha önce de duydum. Biraz araştırınca 30 Haziran 2021 tarihinde resmi gazetede 2021-14 sayılı bir genelge yayınlanmıştı. Kamuda Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin ikinci paragrafında, “Kamu kurum ve kuruluşların harcamalarında tasarrufun sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasına ilişkin aşağıdaki tedbirlerin alınması uygun görülmüştür” deniyor. Hemen hemen Sayın Cumhurbaşkanı'nın söyledikleriyle aynı. Dolayısıyla 2021 yılında yayınlanmış olan bu genelgeden ne tasarruf ettiğimizi bilemiyoruz. Çok da etkili olduğunu görmüyoruz ki 2021 yılından bu yana kamu hâlâ harcamalarına devam ediyor. Dolayısıyla, eğer aynı zihniyetle, aynı anlayışla devam edersek böyle bir tasarruf yapabilecek halimiz yok. Anlaşıldığı kadarıyla bir hazırlık da yok. O nedenle bence yapılabilecek çok şey var.