Devlet desteği yerinde dönüşüme yetmiyor

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası, deprem afetiyle yıkıma uğrayan şehirlerdeki inşaat sektörü temsilcileri, meslek örgütleri ile iş insanlarını bir araya getirdi. Yerinde dönüşüm projesindeki sıkıntıların konuşulduğu toplantıda; açıklanan hibe oranlarının enflasyona göre güncellenmesi çağrısı yapılırken, müteahhitlerin de yükselen maliyetler nedeniyle birim fiyatı çıkaramadığı belirtildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Devlet desteği yerinde dönüşüme yetmiyor

MEHMET NABİ BATUK / ŞANLIURFA

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen ve yeniden yapılanan iller için düzenlediği Bölgesel İnşaat Toplantısı’nda Güney Doğu Anadolu’daki inşaat sektörü, meslek örgütleri, bilim insanları ve iş dünyası temsilcilerini bir araya getirdi.

Toplantıya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Dönüşüm Alanları 6 Dairesi Başkanı Mustafa İnan, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hüseyin Aras, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Haliliye Belediyesi, Karaköprü Belediyesi, Eyyübiye Belediyesi, Harran Üniversitesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Torunoğlu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği ve meslek örgütü temsilcileri katıldı.

Toplantıda kentsel dönüşümde dikkat edilmesi gereken temel hususlara dikkat çekilirken, sektörü olumsuz etkileyen yüksek maliyet kalemleri ve finansal kaynaklara erişim sıkıntıları masaya yatırıldı. Özellikle yerinde dönüşüm projesindeki sıkıntıların ele alındığı toplantıda açıklanan destek oranlarının yüksek enflasyon karşısındaki hızlı erimesine vurgu yapılırken, müteahhitlerin yükselen maliyetler nedeniyle birim fiyatı çıkaramadığı bildirildi.

“Özel sektörün konut üretimine katılımı teşvik edilmeli”

Programın açılış konuşmasını yapan ŞUTSO Meclis Başkanı Serhat Karadağ, 6 Şubat depremlerinin bölgeye maliyetinin 110 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek hâlâ yaraları sarmaya, maddi ve manevi zararları telafi etmeye çalıştıklarını aktardı. Deprem bölgelerindeki en önemli taleplerden birisinin depreme dayanıklı yapılar ve dirençli şehirler olduğunu vurgulayan Serhat Karadağ, “Depremlerin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, deprem öncesi günlere hala dönemedik. Bölgemizin kentsel anlamda tekrar kalkınması, mağdur ailelerimizin konut ihtiyaçlarının mümkün mertebe kısa sürede giderilmesi, dirençli ve dayanıklı yapıların minimum maliyetle inşa edilmesi için özel sektörümüzün aktif bir şekilde sürece dahil edilmesi gerekiyor. Bunun için de gerekli finans desteklerin sağlanması acil beklentimizdir. Zira, inşaat ve yapı sektöründe yer alan firmalar, şehirlerimizi yeniden inşa edip ayağa kaldıracak bilgi, deneyim, birikim ve altyapıya sahiptir. Ancak sektör temsilcilerimiz yüksek enflasyon ve değişken maliyet oranlarıyla yeni projelerden geri durmak zorunda kalıyor” dedi.

"Sektör ekonomik dalgalanmalar karşısında yalnız kaldı"

ŞUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim ise inşaat ve yapı sektörünün ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıdığını belirtti. İnşaat sektörünün önümüzdeki süreçte çevre dostu, sosyal sorumluluk bilincine dayalı, toplumsal yapı ve yaşama doğrudan nüfuz eden, yeni nesil teknolojiyi esas alan, saydam ve sürdürülebilir bir üretim alanı oluşturması gerektiğini ifade eden Başkan Yetim, “İnşaat ve yapı sektörümüzün beklediği değeri ve desteği gördüğünü söylememiz pek mümkün değil. Nitekim, son yıllarda döviz kurlarında meydana gelen dalgalanmalar, enflasyonda ve girdi maliyetlerinde yaşanan yüksek artışlar, yaşadığımız 6 Şubat depremleri gibi birçok nedenden dolayı, sektörümüz çok büyük sorunlar ve zorluklarla baş başa kaldı. Ancak, sorunlarımızın köklü ve kalıcı çözümü için atılmış somut adımlardan bahsetmemiz neredeyse imkânsız gibi” diye konuştu.

"Artan maliyetler konut üretim oranlarını da düşürüyor"

TÜİK’in inşaat maliyet raporlarına değinen Başkan Yetim, inşaata dair tüm maliyet kalemlerinde büyük bir artış yaşandığına dikkat çekerek, artışla birlikte konut satışlarının da doğrudan azalış eğilimine girdiğini kaydetti. Yetim, “Bir önceki yıla göre; inşaat maliyet endeksi yüzde 67,31,  inşaat malzeme endeksi yüzde 54,26, işçilik endeksinin ise yüzde 111,83 oranında artı. Bu artış sektör girişimcilerine ciddi bir mali yük getiriyor. Bunun da inşa edilen konut sayılarına ve satışlarına, yani arz-talep dengesine olumsuz yansıdığını söyleyebiliriz. Nitekim, yine güncel verilere baktığımız zaman, Türkiye genelinde 2023 yılı içinde konut satışlarında da yüzde 17,5 oranında bir düşüş yaşandı. Deprem bölgesi illerinde ise, konut satışlarındaki düşüş Türkiye ortalamasının çok üstünde. Biz bu verilere baktığımızda, gidişatın sektörümüz açısından umut verici olmadığını, dolayısıyla, sektörümüzün içinde bulunduğu durumun ne kadar kötü olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.

“Sorunlar karşısında bölgesel düzeyde hareket etmeliyiz”

Deprem afetinin bölgedeki dirençli ve akıllı yapılar ile sürdürülebilir kentlere olan acil ihtiyacı tekrar hatırlattığını ifade eden Mehmet Yetim, şöyle devam etti: “Bilimsel aklı, rasyonel yöntemleri, uluslararası standartları, ülkemizin ve bölgemizin deprem gerçeğini merkeze alan, çevreyi ve tarımsal alanları koruyan bir anlayışla yeniden yapılanma ve inşa sürecini hızlı bir şekilde başlatmamız gerekiyor. Kentlerimizi bu çerçevede inşa ederken, özel sektöründe sürece dahil edilmesi, talep ve önerilerinin dikkate alınması, finans ve mali anlamda sektörel sorunlarının ivedilikle çözülmesi de, bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. Bunun için de hep birlikte tüm paydaşlarımızla dayanışma ve iş birliği içinde hareket ediyoruz. Bölgesel lobi faaliyetlerimizi daha da artıracağız.”

"Yerinde dönüşüm desteği enflasyon karşısında eriyor"

Yüzyılın deprem afetinde en ağır hasarı alan kentler arasında yer alan Adıyaman’ın Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torunoğlu ise kentlerinin yapı stokunun 3’te 2’sini depremde kaybettiklerini aktardı. Adıyaman’daki en acil talebin güvenli konut olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Torunoğlu, yüksek enflasyon nedeniyle müteahhitlerin yerinde dönüşüm projelerinden uzak durduğunu aktardı. Torunoğlu, “Odamızın üyelerinin 3’te 1’ini inşaat ve yapı malzemeleri üreticileri oluşturuyor. Deprem sonrasında yapı stokumuzun tekrar oluşturulması için yoğun girişimlerimize devam ediyoruz. Ancak yüksek enflasyon ve yükselen maliyetler nedeniyle konut üretim hızımızı artıramıyoruz. Şuanda kaldırılan enkazların yerleri boş duruyor. Şuan ki finansal sistem ve yüksek maliyet kalemleriyle bu alanları özel sektör eliyle canlandırılması çok mümkün gözükmüyor” dedi.

“Yerinde dönüşüm destek oranları enflasyona göre artırılmalı”

Devlet tarafından yapılan kalıcı konutların hızla yükseldiğini ifade eden Mehmet Torunoğlu, ancak söz konusu konutların şehre uzak konumları nedeniyle vatandaşların ilgisini çekmediğini belirtti. Yerinde dönüşüm projesini bu açıdan çok anlamlı ve yerinde bir proje olarak değerlendirdiklerini kaydeden Torunoğlu, “Bazı noktalarda önemli eksikler var. Bu eksiklikler giderilebilirse yerinde dönüşüm sözleşmeleri hızla gelişecektir. Şuanda açıklanan hibe ve kredi oranları enflasyon karşısında hızlı şekilde eridi. Aynı zamanda müteahhitlerimiz de yükselen maliyetler nedeniyle sabit birim fiyatı veremiyorlar. Bu sorunlar yerinde dönüşümün uygulanabilirliğini önemli ölçüde etkiliyor. Eğer devletimiz tarafından açıklanan yerinde dönüşüm destek oranları artırılırsa yerinde dönüşüm sözleşmeleri daha hızlı gelişir” diye konuştu.