Erzincan faciasıyla denetim tartışmaları yine alevlendi

İliç’teki altın madeninde toprak kayması sonucu göçük altında kalan 9 işçiye henüz ulaşılamadı. Madeni işleten Anagold Madencilik’ten yapılan açıklamada da, facianın ardından Karasu Nehri'ne herhangi bir siyanür akışı olmadığı savunuldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Erzincan faciasıyla denetim tartışmaları yine alevlendi

Hüseyin GÖKÇE/ANKARA

Türkiye’de madencilik sektörü başta olmak üzere, üretimde çevre ve insan sağlığına uygun olmayan koşulların denetimine yönelik tartışmalar, İliç'te 9 işçinin toprak altında kaldığı maden faciasıyla yeniden alevlendi. Dr. Baran Bozoğlu, “Deprem atıkları nasıl doğru yönetilmediyse maden atıkları da yönetilemiyor” dedi.

Türkiye’de madencilik sektörü başta olmak üzere üretimde çevre ve insan sağlığına uygun olmayan koşulların denetimine yönelik tartışmalar, Erzincan’ın İliç ilçesindeki toprak kayması ile yeniden alevlendi. Toplamda 600’ün üzerinde kişinin çalıştığı altın madeninde yaşanan toprak kayması sonucu 9 işçiye hâlen ulaşılamıyor. Çevre Mühendisleri Odası’nın önceki başkanı ve CHP Parti Meclisi Üyesi Dr. Baran Bozoğlu, toprak kaymasının hemen ardından İliç’e giderek incelemelerde bulundu. Bozoğlu, incelemede ulaştığı bulguları EKONOMİ’ye değerlendirdi.

Nomal koşullarda sahanın boşaltılması gerekiyordu

Türkiye’de özellikle 6 Şubat depreminin ardından atıkların doğru yönetilemediğini belirten Baran Bozoğlu, ayrıştırılmayan deprem atıklarının hem çevre hem de insan sağlığı açısından büyük risk oluşturduğunu söyledi. Bozoğlu, ilk bulgulara göre bu kazanın göz göre göre geldiği sonucuna ulaştıklarını bildirdi. İşçiler tarafından atık depolama alanında çatlakların daha önceden tespit edildiğine dikkat çeken Bozoğlu, bunların tespit edilip inceleme aşamasındayken çökme yaşandığının görüldüğünü kaydetti.

Savcılık bütün dokümanlara el koyduğu için yeterli inceleme yapamadıklarını dile getiren Bozoğlu, “Eğer çatlak olay olmadan önce tespit edilmişse mutlaka Acil Durum Eylem Planının hayata geçirilmesi gerekiyordu. Biz böyle bir plan olup olmadığını bilmiyoruz” diye konuştu. Toprak kaymasının işçilerin incelemesi sırasında gerçekleştiğine yönelik iddialar bulunduğuna vurgu yapan Bozoğlu, normal koşullarda sahanın boşaltılarak planın hemen uygulanması gerektiğini bildirdi.

“Mühendislik hataları var”

Maden işletmesindeki atık sahasının kapasitesinin 2019 yılında 53 milyon tondan 83 milyon tona çıkarıldığına değinen Baran Bozoğlu, burada mühendislik hataları bulunduğunu, eğim ve statiğin yeterince incelenmediğini belirtti. Aşırı yağış ve deprem gibi bir doğa olayı yokken sahanın çöktüğüne dikkat çeken Bozoğlu, kapasite artışının yapıldığı dönemde eğim ve statiğe bağlı taahhütler verildiğini vurguladı ve “Bu taahhütlerin izlenmesi, kamuoyuyla paylaşılması gerekiyordu” dedi.

Olayın gerçekleştiği bölgede Fırat nehrine uzanan Sabırlı deresinin boş yatağının bulunduğu bilgisini veren Bozoğlu, “Toksik atıklar oraya gitti. Acilen Fırat nehrinde, hidrojeolojik değerlendirme yapılıp yeraltı sularında çevresel incelemeye geçilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Bozoğlu atıkların yeraltı suyuna karışması riski bulunduğunu, bölgedeki mevcut kapanın da bu riski önlemeye yeterli olmadığını bildirdi. Sularda ölçüm yapıldığının ve suya karışım olmadığının belirtilmesine rağmen, inceleme raporlarına ulaşamadıklarını kaydeden Baran Bozoğlu, “Bölgede mobil laboratuvarları göremedik. Valilik savcılığın numune aldırdığını bildirdi, bizim numune almamıza izin vermediler, sonra raporu bizimle paylaşacaklarını söylediler” ifadelerini kullandı.

Türkiye 10 yılda 128 milyar dolar altın ithal etti, 20 milyar dolarlık üretim yaptı

Altın Madencileri Derneği verilerine göre son 10 yılda 2 bin ton altın ithal eden Türkiye, 321.1 ton da üretim yaptı. Bugünkü fiyatlara göre altın ithalatına 128 milyar dolar harcanırken, içerde üretilen altının parasal karşılığı ise 20 milyar 550 milyon doları buldu. Altın Madencileri Derneği hesaplamalarına göre son 28 yılda ise altın ithalatına toplam 270 milyar dolar ödendi. Kaynaklara göre Türkiye’de toplam 6 bin 500 ton altın potansiyeli bulunuyor. Bunun 1500 tonu ise rezerv olarak tespit edilmiş durumda. Bugüne kadar üretilen altın miktarı ise 420 tonun üzerinde.

-Siyanür eleştirisi bitmiyor

Türkiye’de altın üretimi aslında 1900’lü yıllarda Çanakkale’de başlarken, 1. Dünya Savaşı nedeniyle 1914’te üretime ara verildi. Cumhuriyet döneminde ise ilk altın üretimi 1927’de Niğde-Adana bölgesinde başladı. Asıl rezerv keşti 1989 yılında Ovacık’ta yapılırken, tepkiler sebebiyle üretime 2001 yılında başlandı. Bugün 18 firma altın üretimi yapıyor.

Ülkemizdeki altın üretimine yönelik en temel eleştirilerden bir tanesi siyanür kullanımıyla ilgili. Siyanürün çevre ve yeraltı su kaynaklarını kirlettiği yönündeki eleştiriler, maden sahalarının bulunduğu bölgede yaşayan halk ve sivil toplum örgütleri tarafından sıkça dile getiriliyor.

Siyanür yanı sıra bir diğer konu ise atık yönetimine yönelik yapılıyor. Üretimde, mil şeklindeki toprağın altından ayrıştırıldıktan sonra kalan kısmının doğru depolanmadığı için sıkıntı yaşandığı kaydedilirken, buna son örnek de İliç’teki toprak kayması gösteriliyor.

Altının üretim yöntemi ve atıkların kontrolüne yönelik eleştirilere ise altın madencileri, siyanürün üretimde değil ayrıştırma aşamasına kullanıldığı cevabını veriyorlar. Madenciler kullanılan siyanür miktarının, izin verilen referans değerlerin 1/10’u kadar olduğunu kaydediyorlar.

MADEN KAZASINA İLİŞKİN 7 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Erzincan’ın İliç ilçesinde meydana gelen toprak kayması sonucu işçilerin göçük altında kalmasına ilişkin soruşturmada iş yeri yetkilisi 4 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmanın 4 Cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğünü anımsatan Tunç, şunları kaydetti: “Adli soruşturma kapsamında alanında uzman 7 kişiden oluşan bilirkişi heyeti toprak kaymasının nedenlerini ve sorumlularını tüm yönleriyle araştırmaktadır. Halihazırda soruşturma kapsamında iş yeri yetkilisi 4 kişi gözaltına alınmış olup, bilirkişi raporuna göre soruşturma titizlikle sürdürülmektedir.” Başsavcılık yaptığı açıklamada soruşturmada gözaltına alınanların 7'ye yükseldiğini duyurdu.

9 işçiyi arama çalışmaları sürüyor

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise, Erzincan’da maden ocağındaki toprak kaymasına ilişkin, “Aradığımız arkadaşlardan 5’inin konteyner içerisinde, 3’ünün araç içerisinde ve aynı bölgede yer aldığı, diğer şoförümüzün de kamyon içerisinde farklı bölgede olduğu değerlendiriliyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve yetkililer eşliğinde gazetecilere açıklama yapan Yerlikaya, ilk belirlemelere göre, 9-10 milyon metreküp toprak kayması yaşandığı bilgisinin kendisiyle paylaşıldığını bildirdi. Bakan Yerlikaya, maden ocağındaki 9 işçinin bu kütlenin altında kaldığını anımsatarak, hemen başlatılan arama ve kurtarma çalışmalarının aralıksız devam etiğini belirtti. Yerlikaya, “339’u arama kurtarma personeli, diğer görevlilerle 1708 personel görev yapıyor. Ayrıca 626 araç, 97 aydınlatma kulesi, 32 iş makinesi, 6 dron, 44 jeneratör, 3 KBRN aracı, 5 metale duyarlı radar cihazı ile çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu. Öte yandan TBMM Genel Kurulunda, Erzincan'daki madende yaşanan toprak kaymasının tüm yönleriyle araştırılmasına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.