“Dijital sanat alanında öncüyüz”

Bu yıl 4.'sü düzenlenen İstanbul Dijital Sanat Festivali (IDAF), bir kez daha yurt içinden ve yurt dışından önemli isimleri bir araya getiriyor. Festivalin yolculuğunu MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nabat Garakhanova’dan dinledik.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Dijital sanat alanında öncüyüz”

HELİN KAYA

İstanbul Sanat Festivali’ni bu yıl dördüncü kez düzenliyorsunuz. Biraz başa sararsak, festivalin nasıl hayata geçirildiğinden bahseder misiniz?

Bu fikir aslında 2018 yılında ortaya çıktı. Güzel İstanbul’umuzun dijital ve sanatın birleştiği dopdolu bir programa ihtiyacı olduğunu düşündük. Çünkü baktığımız zaman özellikle Türk gençlerinin dijital ortamlara yatkınlığı çok fazla. 2019 yılında festivalin ilkini gerçekleştirmeyi planlarken maalesef pandemi sürecine girdik ve bu projemiz 2 yıla yakın bir süre sonrasına ertelendi. Böylece ilk festivali 2021 yılında gerçekleştirdik. Bu sene çok gurur verici bir şey ki İstanbul Sanat Festivali uluslararası bir kategoriye girdi. Biz de artık İstanbul olarak; New York, Londra, Atina gibi global festival kategorisindeyiz. O kadar keyifli bir süreç oldu ki; düşünebiliyor musunuz 55 tane sanatçı ağırlıyoruz ve bu sanatçıların 41’i yabancı sanatçılardan oluşuyor. Dolayısıyla dijital sanat alanında öncü olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanından katılan sanatçılarımızı İstanbul ile buluşturmak çok gurur verici. Ülkemizde yapılan diğer uluslararası festivallerden bizi özel kılan şeyin çocuklara yönelik çalışmalarımız olduğunu düşünüyorum. Her şeye çocuklar için yarattığımız alandan başlıyoruz, böylelikle beraberinde gençlere özel çalışmalarımız geliyor. Tüm bunları fizidijital şeklinde yapıyoruz yani bu hem fiziksel olarak hem de dijital olarak deneyimlenebilecek birçok karma etkinlik demek.

Hedefleriniz arasında neler var?

Şunu belirtmek isterim ki biz ülke olarak genç bir nüfusa sahibiz. Dolayısıyla bu uluslararası sanatçıların işlerini Türk gençleriyle buluşturup onlara ilham olabilmek en büyük arzumuz. Bunun için her sene bir üniversite partneri seçiyoruz kendimize. Hem Milli Eğitim Bakanlığı ile hem belediyeler ile bunlara yönelik iş birliklerimiz oluyor. Gençler festivalimize geldiklerinde deneyimledikleri eserleri canlı bir şekilde üretebilir, bilgi sahibi olabilir ve bundan örnek alabilirler; bu bizim için çok önemli. Temel olarak gençlerin hissederek ve eserlere dokunarak ilham alabilmelerini istiyoruz.

Festivalde, söylediğiniz gibi uluslararası birçok sanatçının eserleri mevcut. Tüm bu eserleri bir araya getirirken nasıl bir yol izlediniz?

En başta Türkiye’nin ilk Yapay Zeka Küratörü olan Avind temamıza karar verdi. ‘Gerçeği Ara’ üzerine bir tema kurguladı. Daha sonraki aşamada Avind, Amerikalı Küratörümüz Julie Walsh, Rahim Ünlü, Samed Karagöz, Niyazi Erdoğan ile çalışmalar düzenledi ve temamızın altında alanlar oluşturmaya başladık. Bunu metaverse gibi düşünebilirsiniz, biz sadece fiziksel bir hale getirdik. Küratörlerimiz işlerinde uzmanlaşmış sanatçıları belirlediler ve bu isimleri biz bir komite üzerinde süzgeçten geçirerek davetiyelerimizi ilettik. Bir diğer aşamamız ise açık çağrı şeklinde oldu. Hiç unutmuyorum 2021 yılında ilk açık çağrımızı açtığımızda sadece 5 kişinin başvurduğunu görmüştük, şimdi ise bu sayı 70’e çıktı ve biz aralarından 8 kişiyi seçtik. 2’si Türk, 6’sı yabancı sanatçılardan oluşmak üzere seçimlerimizi gerçekleştirdik. Bu ilgi bizi çok sevindirdi Singapur’daki bir sanatçının İstanbul’da gerçekleşecek festivale katılmak istemesi bizi inanılmaz memnun etti, bu demek oluyor ki biz doğru yoldayız.

Önümüzdeki yıl için belirlediğiniz bir tema var mı?

Biz önümüzdeki seneyi bu seneden çalışmaya başlıyoruz. Şu an odağımız bu seneki festival ama şunu söyleyebilirim ki çalışmalar çok daha gelişerek çok daha güzel bir şekilde festival alanında buluşacak. Temamız ve kurgumuz belli ama onu şimdiden söylemek doğru olmaz. Festival seneler ilerledikçe daha çok gelişecek.