Elektriğin gücü buza karşı: Nissan X-Trail e-Power e-4ORCE

Nissan’ın e-4ORCE olarak adlandırdığı, güçlü elektrik motorları ve çekiş sistemi, 4x4’ün avantajı ve elektriğin yüksek torkunu kullanıyor. Sistem, kar ve buzda bile güvenli sürüş sağlıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Elektriğin gücü buza karşı: Nissan X-Trail e-Power e-4ORCE

Okan ALTAN

GT-R gibi Japonya’nın en ikonik otomobillerini çıkaran Nissan, büyük arazi aracı ve SUV modelleriyle, 4x4 sınıfında on yıllardır haklı bir üne sahip. Eski adıyla, Paris-Dakar Rallisi’nde dayanıklılığıyla başarı kazanan Patrol, pratik ve güçlü konseptiyle Pathfinder, çift kabinli kamyonete off-road kabiliyeti kazandıran 4x4 Navara… Hepsi, Japon markanın yolda ve yol dışında, 4x4 çekiş sistemiyle ne kadar dayanıklı olabildiğinin kilometre taşlarını döşeyen ve marka tarihçesine altın harflerle kazınan modeller oldular.

Günümüze geldiğimizde ise otomotiv endüstrisinde yaşanan elektrikli dönüşüm Japon Nissan’da da etkilerini gösteriyor. Nissan, Aria ve X-Trail modellerinde yer verdiği yeni elektrikli ve 4x4 çekiş sistemini, e-4ORCE olarak adlandırıyor. Önde ve arkada olmak üzere toplam 2 elektrik motorundan oluşan e-4ORCE isimli 4x4 çekiş sistemi, elektrik motorları sayesinde mekanik 4x4’lere göre çok daha hızlı reaksiyon süresi ve torku hızla tekerleklere aktarabilme özelliği sayesinde -ki 10 bin kat daha hızlı olduğu açıklanıyor- kaygan zeminlerde güvenli sürüş özellikleri sunuyor.

E-4ORCE’UN GÜCÜ

Nissan X-Trail’de öndeki elektrik motorun gücü 150 kW, arkadaki ise 100 kW gücünde. Sistemin toplam gücü ise 157 kW’a yani 213 HP’ye ulaşıyor. Ayrıca elektrik motorları sayesinde tork çok hızlı olarak üretiliyor ve tekerleklere aktarılıyor. Mekanik bir 4x4 sisteminden 10 bin kat daha hızlı tork aktarımı gerçekleşiyor. Göz açıp kapayana kadar tekerleklere iletilen tork, 4x4 çekiş sistemine daha fazla hassasiyet katarak, kaygan zeminlerde güvenli sürüşleri garanti ediyor. X-Trail’de ayrıca e-Power teknolojisi yer alıyor. Yani içten yanmalı benzin motoru, bir jeneratör gibi çalışarak, bataryayı doldurmak için gerekli olan elektriği üretiyor, aracı dışarıdan şarj etmeye ve menzil için endişe etmeye gerek kalmıyor. 

Nissan Ariya ise tamamen elektrikli bir model. Ariya’daki e-4ORCE çekiş sistemi de önde ve arkada konumlu 2 adet elektrik motorundan oluşuyor. Elektrik motorlarının toplam sistem gücü 225 kW (326 HP), toplam tork ise 600 Nm.

Nissan’ın e-4ORCE teknolojisini deneyimlemek üzere, Finlandiya’da düzenlenen 1000 Göller Buz Sürüşü etkinliğine katılan 35 yıllık meslektaşım, Auto Show dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hırant Kasapoğlu, bizlerle Helsinki havalimanından başlayan bu 3 günlük e-4ORCE serüvenini paylaşıyor…

Havalimanı otoparkında teslim aldığımız X-Trail’lerde ilk yaptığımız inceleme, araçlarda kullanılan lastikler oldu. Nissan, bu buz deneyimi için, Nordic koşullara en uygun olan ve bu bölgede üretilen Nokian lastiklerini tercih etmişti. Tüm araçlarda Nokian’ın, buzlu zeminler için geliştirilmiş Hakkapelitta isimli çivili kış lastiği kullanılmıştı. İlk günkü rotamız, Helsinki-Matta arasındaki 270 km’lik etaptan oluşuyordu.

İkinci gün, briefing ve araçlarla ilgili teknik bilgileri aldıktan sonra, sürüşler için hazırdık. Sürüşlere geçmeden önce şunu eklememiz gerekiyor. 3 günlük sürüş parkurlarının tamamı, ünlü Finli rallici Ari Vatanen’in oğlu Max Vatanen ve ekibi tarafından hazırlanmış. Max Vatanen, etapların oluşturulmasında ve araçlardaki eğitmen/monitör görevleri için Finli ve İspanyol motorsport yarışçılarından kurulu bir ekiple çalışmış.

GÖL ÜZERİNDE SÜRÜŞ

İkinci günün ilk sürüşlerine yani sabah etaplarına, Nissan Ariya ve X-Trail modellerini dönüşümlü olarak, buz tutmuş göl üzerinde test ederek başladık. Göl üzerinde oluşturulan parkur ilk başta slalom etabıyla başlıyor, daha sonra da virajlı bir pist etabıyla devam ediyor. Sağ koltukta oturan eğitmenlerin gözetiminde atılan turlarda, eğitmenler araçların sürüş modlarını ve elektronik yardımcıların seviyelerini her turda değiştirerek, araçların ve e-4ORCE sisteminin kabiliyetini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Sırasıyla Standart, Sport, Snow gibi modları deneme imkanı buluyoruz. Hatta ESP’yi tamamen kapatma seçeneğini de buz pisti üzerinde kullanmamıza izin veriliyor. Bu modda, aracın tüm 4x4 yeteneklerini ve yol tutuş özelliklerini, mümkün olan en az elektronik destek ile kullanabilmek mümkün oluyor. ESP açık iken, viraj içlerinde yol tutuşu garanti etmek için gaz tepkisini yavaşlatırken, ESP kapatıldığında viraj çıkışlarında gaza basarak daha fazla gücü, daha erken alabilmek mümkün oluyor. Ancak bu modda aracın tüm kontrolü sürücüde oluyor, yani buz üzerindeki aşırı bir manevrada aracın body roll hareketlerini direksiyon ve gaz pedalına vereceğiniz tepkilerle kontrol altına almak zorunda kalıyorsunuz.

Öğleden önceki bir diğer etap ise, kar ve buz zeminle kaplı, engebeli bir arazide yaptığımız sürüşler oluyor. Yokuş iniş, kaygan zeminli yokuşta kalkış, engebeli arazide ilerleme gibi sürüş deneyimleri bu etabın önemli özelliklerini oluşturuyor. X-Trail ve Ariya, bu etapta off-road kabiliyetlerini bizlere kanıtlıyor. Hatta kendi hatamdan dolayı, yoldan çıkarak aracın bir tarafını kara gömdüğüm bir bölümde, İspanyol eğitmenimizle birlikte, aracı kendi imkanlarıyla, traktörle çekme işlemi yapmadan, ileri-geri hareketlerle saplandığı derin kardan çıkartmayı başardık. 

Öğleden sonraki etaplar ise araçların on road özelliklerini, kar ve buz zeminler üzerinde deneyimleyebileceğimiz, trafiğe açık yollarda yapılan bir konvoy sürüşünden oluşuyordu. 150 km’lik bu etapta dönüşümlü olarak X-Trail ve Ariya’ları kullandık. Seçilen yolların bazılarının, WRC’deki 1000 Göller Finlandiya Rallisi’nin etaplarının olması da bize hem sürpriz oldu, hem de sürüşler sırasında ayrı bir keyif verdi.