Sanatsal değeri olan bir film yaptık

Türk korku filmi serisi ‘Üç Harfliler’, yeni filmi ‘Nazar’ ile beyazperdede seyircisiyle buluştu. Serinin, ilk kez bir kadın yönetmen tarafından çekilen son filmini yönetmen ve senaristi Melodi Tözüm ile konuştuk.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sanatsal değeri olan bir film yaptık

Helin KAYA

Lisede müzik, üniversitede tiyatro okudunuz. Bugün ise yönetmen ve senarist olarak karşımızdasınız. Bu geçiş nasıl oldu, biraz bahseder misiniz?

Aslında tüm eğitim planlamam yönetmen olmak üzerineydi. Lisede güzel sanatlar müzik bölümü, üniversitede ise konservatuar tiyatro bölümünü bitirdim. Hemen sonrasında da kamera arkasında çalışmaya başladım. Setlerde edindiğim deneyimleri ise eğitimle taçlandırmak adına sinema ve TV üzerine yüksek lisans yaptım. Bir yönetmenin müzikten de oyunculuktan da iyi anlaması gerektiğini düşünüyorum. İyi bir yönetmen olabilmek için kendimi birçok açıdan geliştirmeye özen gösteriyorum. 2015 yılında çeşitli festivallerde ödüllere layık görülen ‘Misofonya’ adında bir kısa filmi hem yazıp hem de yönettim. Bunun dışında yurtdışında düzenlenen festivallerde ses getiren üç müzik video klibi ve bir de reklam filmi çektim. Üç Harfliler: Nazar, ilk uzun metraj filmim…

Korku filmindeki ilk yönetmenlik tecrübeniz mi?  

Daha önce 12 farklı korku projesinde yardımcı yönetmenlik yaptım. Üç Harfliler: Nazar filmi ise korku türündeki ilk yönetmenlik deneyimim.

Türk izleyicilerin korku filmlerine karşı yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?

Türk seyircisinin korku filmlerine karşı yaklaşımı karmaşık ve çok yönlü. Bir yandan korku türüne büyük bir ilgi var. Gişede yüksek hasılat yapan Siccin, Dabbe gibi korku filmlerinin olması ve Türk yapımı korku filmlerinin de son yıllarda artması bunu gösteriyor. Ancak bu ilginin yanında, bir de tereddüt ve çekince var. Birçok Türk izleyici, korku filmlerinin çok ürkütücü veya şiddetli olduğunu düşünüyor. Ayrıca bazı izleyiciler bu tür filmlerden rahatsız olabiliyor. Tüm faktörlere rağmen, Türk seyircisinin korku filmlerine olan ilgisi her geçen gün artıyor. Bu artan ilgi, Türk yapımı korku filmlerinin de daha kaliteli ve özgün hale gelmesini sağlıyor. Türk yapımı korku filmlerinin uluslararası alanda da daha fazla başarı elde edeceğini düşünüyorum.

Peki, korku filmi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Korku filmleri, her yaştan ve her kesimden izleyiciye hitap eden bir tür. Genellikle diğer film türlerine göre daha az eleştirel ilgi görür. Ancak son yıllarda bu durumun değiştiğini söyleyebilirim. Bugün artık korku sineması çok daha fazla saygı görmeye başladı. Korku filmi sektörü şu anda oldukça heyecan verici durumda. Bir yandan, serilerin filmleriyle gişe rekorları kıran devam filmleri sektörde büyük ilgi çekiyor. Öte yandan, bağımsız korku filmleri de son yıllarda büyük bir ivme kazandı ve izleyicilere daha özgün ve yaratıcı hikayeler sunuyor. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi yeni teknolojiler, korku filmlerini daha sürükleyici ve etkileyici hale getiriyor. Genel olarak, korku filmi sektörünün önümüzdeki yıllarda büyümeye ve gelişmeye devam edeceğini düşünüyorum. Bu sektör izleyicilere heyecan, gerilim ve korku duygusu yaşatmaya devam edecek.

Üç Harfliler serisinin başlangıç yolculuğunu dinleyebilir miyiz sizden?

Yolculuğuna 2010 yılında başlayan Üç Harfliler serisi toplamda 1 milyonu aşkın seyirciye ulaşarak Türkiye'de en çok izlenen korku filmi serilerinden biri olmayı başardı. Üç Harfliler serisi, Türk korku sinemasının önemli bir parçasıdır. Serinin filmleri izleyici tarafından oldukça beğenildi ve yeni filmleri heyecanla bekleniyor.

Filmin yönetmenliği haricinde senaryosunu da kaleme aldınız. Nasıl bir hikâye yarattınız?

Senaryoyu yazarken film ekibiyle yakın iş birliği içindeydim. Bu yakın iş birliği ilişkisi filmin tüm unsurlarının birbirleriyle tutarlı olmasını sağladı. Yeni fikirlere hep açık oldum ve filmin daha iyi olması için gerekli değişiklikleri yaptım. Tüm bunları göz önünde bulundurarak çok verimli ve planlı bir süreç geçirdim. Aynı zamanda senaryoyu yazmam film üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmamı ve vizyonumu daha iyi bir şekilde gerçekleştirebilmemi sağladı. Tabii birden fazla şapka takmak ve farklı sorumluluklarla dengede durmak, zorlu bir süreçti. 

Gerçekçi ve ürkütücü olabilmek için görsel efekt ekibiyle senaryo yazım aşamasından itibaren çok sıkı bir iletişim içindeydim. Orijinal, yaratıcı olmak ve izleyiciyi şaşırtacak, korkutacak yeni fikirler bulmak çok önemliydi. Başarılı bir korku filmi yapmak için teknik becerilere, sanatsal vizyona ve yaratıcılığa ihtiyaç vardır. Bunu başardığımızı düşünüyorum. Korku filmi çekmek zor bir iş. Birçok zorluğun üstesinden gelerek elimizden geleni ardımıza koymadığımız bir film çektik diyebilirim. Sadece korkutmakla kalmayıp aynı zamanda izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya da teşvik edeceğiz. Bunu filmimizin işlediği tema, karakterlerin yaşadığı deneyimler ve filmin sonu ile sağlayacağız. Toplumdaki bazı sorunlara ve korkulara dikkat çektik. Korku filmi deyip geçemeyecekleri sanatsal değer taşıyan bir film yapmaya çalıştık.

Film istismarla mücadele gibi önemli toplumsal sorunlara da değiniyor.

İstismar gibi önemli bir soruna değinerek, bu konuda farkındalık yaratmaya çalıştık. İzleyicilere sorunun ne kadar yaygın olduğunu ve ne kadar zarar verici olduğunu göstermek istedik. Etkili bir film, izleyicilerin sorunu daha iyi anlamalarına ve çözüm için harekete geçmelerine yardımcı oluyor. Filmimizin izleyicileri bu konuda konuşmaya ve mağdurlara yardım etmeye teşvik edeceğini umuyorum. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardımcı olmak bile gurur verici. İstismarla mücadele gibi önemli bir konuya değinen bir film yapmak çok zor iş. Konuyu araştırmak, mağdurlara saygı göstermek ve izleyicilere dokunacak bir hikâye yaratmak için çok çalıştım.

Serinin izlenme oranları oldukça yüksek. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Üç Harfliler serisi, Türk toplumunda yaygın olan batıl inançlara ve folklorik ögelere dayanıyor. Bu da filmleri izleyiciler için daha ilgi çekici hale getiriyor. Serinin her filmi, farklı bir hikayeye ve farklı karakterlere sahip. Bu durum, izleyicilerin her filmde yeni bir heyecan duymasına yol açıyor. Üç Harfliler serisinin başarılı görsel efektleri de filmin daha gerçekçi ve daha ürkütücü olmasına zemin hazırlıyor. Ayrıca serinin filmleri, genellikle kısa ve öz bir şekilde kurgulanıyor. Bu da izleyicilerin filmi sonuna kadar sıkılmadan izlemesini sağlıyor. Bunun yanı sıra etkili pazarlama stratejisi ve sosyal medya kullanımı da izlenme oranlarının artmasında önemli rol oynuyor. Korku türü, son yıllarda Türkiye'de oldukça popüler hale geldi. Bu da Üç Harfliler gibi korku filmlerine olan ilgiyi artırıyor.

Önümüzdeki süreçte yeni bir hikaye var mı seyirciyle buluşacak?

Evet, tabii ki. Beni heyecanlandıran yeni bir projenin çalışmalarına başladım bile.