‘Taviz verdirecek hedeflerim yoktu’

Şevval Sam’ı The Populist’teki sınırlı katılımın olduğu özel bir buluşmada dinledik, sorularımızı sorduk. İçten bu buluşmada Sam’ın anlattıkları yalnızca Hafta’da.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
‘Taviz verdirecek hedeflerim yoktu’

Ece ULUSUM

Müzik yazarı gazeteci Murat Beşer uzun zamandır The Populist’te devam eden “Yüz Yüze” programına devam ediyor. Geçen hafta konuğu birçok şapkası olan isim Şevval Sam oldu. Önümde her yaştan fan kulübü, diğer yanda Süper Baba’dan bu yana takip edenler, arkamda da plağını imzalatmayı bekleyenler var. Sam acele adımlarla postacı türündeki çantası, şapkası, kıvırcık kızıl saçları ve kocaman gülümsemeyle içeriye girdi. Oturduğu an sohbet başladı. Sohbet 1 saat sürecekti ama yaklaşık 2 saat sürdü. Onun konuşası, izleyicilerin de epey soru sorası vardı.

Murat Beşer açılışı yaptı ve kendisine hep aynı soruların sorulduğunu söylenince acı acı gülümsedi ve: “Yapacak bir şey yok. Oradalar ezber sorular var. Ne yazık ki bu çağda hayal kurmayı bilmiyoruz. Bir şeyi de merak etmiyoruz. Bu kadar bilgi akışının olduğu bir ortamda bir şeyi merak etmeye, araştırmaya fırsat bulamıyoruz. Her yerde bilgi var, insana merak etme fırsatı vermeyen bir sistem. Bu da davranış pattern’nine dönüyor” dedi ardından “Merak edilen sorular itinayla cevaplandırılır” diyerek ilk soruda ortamı ısıttı.

Sam’ı takip edenler bilir. Kendi kurallarını aşmadan, mütevazı yaşamından ödün vermeden popüler kültür içinde yaşamayı başardı. Bugüne kadar birçok albüm yaptı öte yandan prime time’da izlenen Yasak Elma gibi dizilerde oynadı. Şimdi de yeni dizisi Yandaki Oda ile izleyici karşısında. Hem popüler kültürün içinde olup hem de uzak olması üzerine “Bu işlere ilk başladığımda bana birtakım kurallar dayatmaya çalıştılar. Ama ben ne kadar yumuşak görünsem de edilgen bir yapı değilim. Bazı konularda dik kafalı ve inatçıyım ama agresif biçimde tezahür ettirmiyorum. Dayatmaya çalıştıklarında camı açıp gökyüzüne bakarak ‘Ben kendi kurallarımı kabul ettireceğim’ dediğimi hatırlıyorum. O günden bugüne bu hedefle çalıştım. Eğer ben dürüstçe yaparsam, kendi DNA’ma göre tezahür ettirirsem bu biricik bir şeye dönüşecektir. Ve bu da karşılığını bulacaktır dedim. Bunu düşündüren de güçlü bir figürün kızı olmaktı. Oğlu olsam bile belki öyle olmaya bilirdi ama kızı olmak başka bir şeydi. Rekabet etmesen bile sizi rekabete zorlayan bir sistem vardı” diye konuştu. Şevval Sam, Leman Sam’ın kızı olarak karşımıza çıktı ancak ilk olarak müzisyen kimliğiyle değil oyuncu kimliğiyle karşımıza çıktı. Ama bunu bir deneyim olarak yapmak istediğini, müzikle başlamamasının bir karar olmadığını da söyledi.

Konu biraz geçmişlere uzanınca, söz 12 yaşında tanıştığı daha sonra da evlendiği eski eşine geldi, Beşiktaşlı Metin Tekin nam-ı diğer sarı fırtına. Röportaj yaptığında Metin Tekin ile evlenmeyi kafasına koyduğunu söyleyip bir anısını paylaştı: “O röportajdan sonra ‘Bize yemeğe gelir misin?’ dedim. O da ‘Büyüyünce çıkarız yemeğe’ dedi. Bu da hayatı boyunca tuttuğu tek sözü oldu!” Gülmeye başladı ve devam etti, “Espri, çok şahane bir ailesi var şimdi.” Annesi Leman Sam, eşi ünlü futbolcu olunca oyunculuk yolu açıldığını anlattı. Süper Baba ile macerası böyle başladığını. Genç hayranları bu hikayeyi ilk kez duyunca hemen telefonlar havaya kalktı, video kayda alındı.

KARMAŞIK YAPILARA DAHA YAKINIM

Konu müzisyen kimliğe geldi. Çıkardığı plaktan şarkılar dinlendi. Ardından müziğe yaklaşımından söz etti Şevval Sam; “Benim müzik hep kafamda çalar, kafamda çalışırım. Matematiksel bir sistem var kafamda yani. Bende disleksi olduğu için, daha karmaşık yapılara daha yakın hissediyorum kendimi. Düz şarkıları yani pop şarkıları söyleyemiyorum, aynı tekrarlar olduğu için söyleyemiyorum, kafam karışıyor, ritim karışıyor. Ama alaturka olsun, en oyalı işlemeli karmaşık olsun, mutlaka hatırlarım. İki ay boyunca kafamda onu döndürürüm.” Ama ilk zamanlar çok gergin olduğunu, ilk albümünde de Hasan Saltuk’un desteğiyle ve biraz da “Söyle gitsin” diye desteklediği için çıkardığını söyledi.

Murat Beşer, Şevval Sam’ın ilk zamanlar bu kadar heyecanlı olmasına biraz şaşırmış olacak ki evde Leman Sam’dan dolayı bir kulak dolgunluğunun mutlaka olduğunu söyleyince Şevval Sam, “Ama ben biraz oğlan çocuğu gibiydim. Sürekli kavgaya hazır gibi bir tip. Kızlar süslü süslü gezince ben nedense, ‘ben bunları döverim ya’ diye dikleniyordum. Şimdi de Yasak Elma’da, dizide moda ikonu olmam da büyük bir paradoks!” diyor salon kahkahalara boğuldu. Meslek lisesindeyken arabesk dinlediğini anlatıyor. “Yıllar sonra arabeske üst bakış beni bozmaya başladı. Ben baktığınızda beyaz Türküm fakat idealist bir tarafım var. Her türlü ayrımcılığa karşıyım. Müzikte de! Arabeskin ne olduğunu bilmediklerini fark ettim. Arabeski araştırdım, sosyologlarla konuşup bir metin hazırladık onlarla.” Şevval Sam, 2010’da Has Arabesk adında albüm çıkarması o zamanlar epey konuşulmuştu ama yıllar evvel belliymiş aslında. Konu arabeske gelince bir anısını da anlattı. Bu Şehirde Yaşanmaz şarkısını Müslüm Gürses ile birlikte de söyledi. Müslüm Baba, Şevval’i dinledikten sonra “Bu şarkıyı pek kimse söylemedi. Bir kadın hiç söylemedi. Bu şarkı da sınav şarkısı gibidir. Aferin” demiş ona.

BEN DE EPEY ZORBALIĞA MARUZ KALDIM

Sohbetin sonuna doğru söz bana geldi, Sam’a “Son zamanlarda her sektörden zorbalık deneyimleri dinliyorum. Siz hem müzik hem de sinema-dizi sektörünün aktif içinde biri olarak, sizce hangisi daha zorba deneyimler yaşatıyor? Siz bu zorbalık karşısında nasıl bir yol izliyorsunuz?” diye sorunca önce derin bir iç çekti ve anlatmaya başladı: “Hepsinin zorbalık derecesi farklı. Ben de epey zorbalığa maruz kaldım. Şiddetin değişik formlarda karşımıza çıkabileceğini gördüm. Dille, tavırla, ayrımcılıkla veya haklarınızı vermemekle psikolojik şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Müzikte daha az zorbalık olabilir. Ben şarkı söylemek istedikten sonra bana kimse mani olamaz diye düşündüm hep. Belki benim taviz verdirecek hedeflerim yoktu. Ben kişinin iç dünyasının sözlere dönüştüğünü hatta aşkın bile tek kişilik olduğunu düşünenlerdenim. Dolayısıyla öfke, zorbalık, aşk karşındakine ait. Ben görevimi yaptıktan sonra karşı tarafın niyeti önemli. Ancak oyunculuk senaristinden yapımcısına birçok mekaniğin ve dinamiğin olduğu için daha savunmasızsınız. Bir şey yanlış oluyorsa, senin haricinde senaryo gibi bir sürü unsur var sebep olan. Ancak fatura ekran önündekine kesiliyor.  Öte yandan rol aldığım yapımın hakları yurt dışına satılıyor sana 0000000,1 telif veriyor ya da vermiyor. Partnerin seni sabote ediyor, insanlar dışlayabiliyor. Hepsini yaşadım. Ama ben hayatın matematiğine ve niyete çok inanırım. Bana belden aşağı vuran, hakkımı çalan, hakaret eden kim varsa benim için yoklar. Eleştiri de benim belimi bükmüyor, beni övdüklerinde de bir karşılığı yok. Ben deneyimle ilgileniyorum. Öğrendiğim ve geldiğim nokta beni kimsenin zorbalık yapamayacağı yere getirdi. Benim tüm cümlelerim artık hazır.” Bu sözü salonda alkışları aldı.