Biraz daha denge isteği

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Geride kalan 1 ay içerisinde ciddi anlamda volatilitenin arttığı fiyatlama dönemi içerisinden geçtik. Her ne kadar gerekçeleri farklı olmakla birlikte, global ve yerel varlıkların eş zamanlı satış baskısı altında kalmasını bir kenara gelecek açısından not etmekte fayda var.

Şimdilerde yeniden küresel cephe açısından “kötü haber-iyi piyasa” fiyatlama tepkisi takip ediyoruz. Bu kısım oldukça enteresan. Piyasa açısından iki kamp öne çıkarken, ayrışma dikkat çekici. Biz, şu aşamada, Fed’e dair beklentilerin büyük çoğunlukta fiyatlamalar içerisinde yer aldığını düşünen tarafta yer alıyoruz. Öte yandan, global ekonomi ve faiz patikalarının seyri açısından da maalesef net değiliz. Resesyon riskini göz ardı etmemekle birlikte, şiddetine dair fikir yürütmek sanılan kadar kolay değil. Bildiğimiz, enflasyondaki seyrin, hemen hemen her noktada yukarı yönlü baskılanmaya devam edeceği. Tam da bu kısımda geçtiğimiz hafta OPEC+ tarafından alınan 2 milyon varillik kısıntı kararını da gözetmek gerek. Avrupa’nın hazırlandığı “zor kış” sadece kendileri açısından problem anlamına gelmiyor. Arz zincirinden, üretim, büyüme ve fiyatların seyrine dek geniş yelpazede konuyu değerlendirmek gerekiyor. Şayet, şiddeti yüksek bir resesyon süreci içerisine girmeyeceksek, emtia grubundaki fiyat çekilişlerinin de sınırlı kalmasını beklemek yanlış olmayacaktır. Hikayenin bu kısmı da neresinden tutsanız elinizde kalacak bir tabloya işaret ediyor. Derinleşebilecek bir resesyon pandemi sonrasındaki toparlanma sürecindeki aksaklıkların genişlemesine ve tahribatın artmasına zemin hazırlayabilecek bir gelişme. Diğer yanda ise global merkez bankacılığının yüzde 99’luk kısmında yapılan da tam olarak bu; talebin kırılması ve en azından para politikasının etkileyebildiği alanın genişliğinde enflasyonu aşağı yönlü baskılamaya çalışmak. Faiz hadlerindeki yükseliş ise “toksik” döngüden başka bir şey değil. Artırılmama lükslerinin olmaması kadar artırıldıklarındaki olası tahribatları da masadaki yerini koruyor. Tıpkı hasta bünyeye uygulanan ağır ilaç tedavisi ve yan etkileri gibi.

Kabul, zor bir dönem içerisinden geçiyoruz. Belirsizlikler bugün ve yarın için bir hayli fazla. Ancak, küresel sıkılaşma döngüsünün gelecek vadede aynı hızda artmasını beklemek de sağlıklı değil. Neden? Para politikalarının etkileri –ekonomilerdeki yapısal değişimlere göre farklılık göstermekle birlikte- 6-8 ay gecikmeli olduğundan yılın ilk çeyreğinde Fed önderliğinde başlayan ve tarihteki sıkılaşma döngülerine momentum açısından fark atan bu sürecin en azından Fed nezdinde ekstra bir enflasyon yükselişi olmadıkça sürmesi ekonomi ve büyük resimde globalin seyri açısından pek mümkün değil. Bir noktada kamu borçlanma maliyetlerinden Amerikan dolarının fiyatlamalarına dek genele yayılan huzursuzluklar yine yukarıda bahsettiğimiz tedavideki yan etkilerinin zararlarını ciddi anlamda tartışmaya açacaktır ki bu da sürpriz olmaz.

Peki, buradan sonra ne beklenebilir? En yakın vade kasım FOMC toplantısı olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle Fed’in iletişim dilinde majör bir yumuşama beklemek acemi hatası olacaktır. Ancak, genel sıkı duruş hatları korunmakla birlikte, kısmen revizyon ihtimali hiç yok değil. Şayet son kez +75bp faiz adımı takip edilir ve 1-2x50bp kısmına kademeli geçiş kapısı açılır ise bu gelişmenin finansal stresi de daha dengeli bir tarafa taşıması söz konusu olabilir. O noktada geride kalan 6-7 aylık vadenin aşağı yönlü baskılanan gruplarında tansiyonun biraz daha yönetilebilir seviyelere gelmesi beklenebilir. Yakın mıyız? Cevabı kolay değil. Uzak mıyız? Sanki biraz daha kolay; çok değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Restorasyon 14 Mayıs 2024
Oyun planı değişimi 23 Nisan 2024
İleriye bakma zamanı 02 Nisan 2024
Pozitif şok 26 Mart 2024
Normalleşmeyi beklerken 27 Şubat 2024